TL benzer para birimlerinden negatif ayrışıyor

İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST
İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST UZMAN GÖRÜŞÜ

Bir birim yabancı paranın ulusal para cinsinden değeri olan döviz kuru; ülkelerin faiz oranları, ödemeler dengesi, enflasyon oranları, sermaye hareketleri, arz ve talep unsurlarının yanı sıra politik ve diğer bazı ekonomik faktörlerinden etkilenir. Yurtiçi ekonomik konjonktüre bakıldığında ise, enflasyon oranı yüzde 11,9 ile yeni seri verinin açıklanmaya başladığı dönem olan 2004’ten bu yana en yükseğinde bulunuyor. Enflasyonun seyri, enflasyon beklentilerinin yükselmesi, TL’deki değer kaybı eğilimi, ülke risk priminin artması gibi nedenlerle tahvil-bono faizleri ise yukarı yönlü hareket sergiliyor. Buna paralel gösterge tahvil bileşik faizi yüzde 14,30’ün üzeri ile son 8,5 yılın en yükseğinde hareket ederken, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 13,20 civarında yeni zirveler test ediyor. Büyük ölçüde artan ithalat talebinin etkisi nedeniyle 12 aylık cari işlemler açığı ise 39,3 milyar dolara yükseliş gösterdi.

Diğer yandan jeopolitik risklerin yanı sıra Türkiye-ABD kaynaklı olmak üzere siyasi haber akışı ülke risk priminde artış yaratmaktadır. Dolayısıyla da döviz kuru belirleyicilerinden olan ve birbirini sarmal gibi besleyen bu ekonomik ve politik faktörlerin hepsi TL’nin aleyhine işleyerek, Eylül ayı ortasından bu yana döviz kurlarının yükseliş eğilimi içerisine girmesine neden oldu. Buna paralel olarak aynı dönemde TL dolar karşısında yüzde 15, Euro karşısında ise yüzde 14 oranında değer kaybına uğradı. Öte yandan zaman zaman gelişmekte olan ülke (GOÜ) kurlarında da benzer yukarı yönlü atakların görüldüğünü de belirtmek gerekir. Ancak TL dolar karşısında kendi hesaplamalarımıza göre, GOÜ para birimlerine görece yüzde 11 civarında görece olumsuz performans gösterdi. Eğer yurtiçine özgü birtakım olumsuz gelişmeler olmasaydı, aynı dönemde hangi seviyelerde olabilirdi sorusuna cevap bulmaya çalıştığımızda dolar/TL’nin 3,50-3,55 aralığında bir değer almasını bekleyebilirdik.

TCMB ise şirketlerin yabancı para cinsi borçlarından kaynaklanan kur riskine karşı finansal koruma amacıyla TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihaleleri açarken, bankaların fonlama ihtiyacının tamamını yüzde 12,25 olan geç likidite penceresinden karşılama yönünde adım attı. Ancak TCMB’nin TL likiditesini azaltıcı almış olduğu bazı geleneksel olmayan önlemlerin TL’de etkisinin sınırlı kaldığını, belirgin ve kalıcı toparlanma yaratmadığını görüyoruz. Dolayısıyla da TL’de toparlanma için bahsettiğimiz döviz kurunu etkileyen faktörlerde düzelme görnemiz gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gözler G-20 Zirvesinde 27 Haziran 2019