Türkiye’nin 28 yıllık özelleştirme macerası ve yeni özelleştirmeler...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Özelleştirme dünyada ağırlıklı olarak 1980’lerde gündeme geldi. O günden bu yana dünyada 2 trilyon 500 milyar doların üzerinde özelleştirme yapıldı. Bunların yüzde 44’ü 1 trilyon 26 milyar dolarlık bölümü 23 Avrupa ülkesinde gerçekleşti. Devletlerin ellerindeki kuruluşlar ve gayrimenkuller özelleştirilerek el değiştirdi, özelleşti. Ülkemizde özelleştirme konusu da 1980’lerin ikinci yarısında gündeme geldi. Turgut Özal, bir yandan zarar eden KİT’lerin elden çıkarılmasını, özelleşmesini isterken, bir yandan da Boğaz Köprüsü’nün gelir ortaklığı senetleriyle satışını öneriyordu. Bu dönemin Halkçı Parti Lideri Calp ile televizyon ekranında 1983 seçimleri öncesi çok sert, “Satarım/sattırmam” tartışmasına yol açtı. 

1985'te Türkiye’deki ilk özelleştirme Sümerbank’ın Iğdır Pamuklu Dokuma tesisinin Aras Tekstil’e 6.7 milyon dolara satılmasıyla gerçekleşti. O günden bu yana, 70 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in önceki gün yeni özelleştirmelerle ilgili açıklamaları sırasında belirtildi. 

İlk özelleştirmeden AKP iktidarı öncesine kadar geçen 16 yıllık sürede 8 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleşirken,12 yıllık AKP iktidarı döneminde 48 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Buna göre, 28 yıllık özelleştirme dönemindeki, özelleştirmelerin yüzde 32’si AKP öncesindeki 16 yılda gerçekleşirken, yüzde 68’i AKP iktidarları döneminde hayata geçti. Sadece üç yıllık dönemde 2006-2008 yıllarında 20.6 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi. 2013 yılında da bir yıldaki en büyük özelleştirme 12.3 milyar dolarlık toplamla sağlandı. 

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre, bu yıl 7 milyarlık dolarlık özelleştirmenin ardından, gelecek yıl Spor Toto ve Milli Piyango özelleştirmeleriyle 10 milyar dolar gelir elde edilerek , özelleştirmede gelecek yıl 90 milyar dolar sınırı aşılmış olacak. Mehmet Şimşek, yeni özelleştirilecek kurumlar konusunda yaptığı açıklamada bu yıl özelleştirme kapsamına, elektrik üretim tesislerini , otoyol- köprüler ve bazı limanları, Erzurum Kış Olimpiyat Tesisleri'nin gelirlerini Halk Bankası'na devretmek için Halk Sigorta ve Halk Emeliliği, Türksat’ın Kablo TV operasyonunu, Botaş üretim hatlarını, 25 şeker fabrikasını, Güllük Marinası'nı, Haydarpaşa Projesi'ni, TEİ- AŞ’ın yüzde 48’i ile TPAO hisselerinin halka arzını aldıklarını söyledi. 

Türkiye’nin bugüne kadar özelleştirmeden elde ettiği gelirlerin yüzde 48’i borç ödemelerinde, yüzde 52’si özelleştirilen kurumların yapılarını düzeltmekte kullandığı açıklanıyor. 

Ülkemizde özelleştirmenin ana felsefesinin devletin asli görevlerine genel yönetime, altyapı yatırımlarına, adalet ve güvenliğe daha fazla güç verebilmesi için yapıldığı belirtiliyor. Özel sektörle onların alanlarında, rekabetçi olduğu alanlardan devletin çekilmesinin amaçlandığının altı çiziliyor. Ancak, yer yer özelleştirmelerle ilgili eleştiriler de öne sürülüyor. Bunlardan birisi özelleştirmelerde siyasal tercihlerle bazı kişilerin yararına hareket edildiği, önemli gayrimenkule sahip tesislerin ucuza özelleştirildiği iddiası. Bir diğeri özelleştirilen kurumlarda önemli işten çıkarmalarla istihdam azalmasına gidildiği. Bir başka iddia da özelleştirmeden kurum alanların, istihdam ve yatırım konusunda verdikleri sözleri tutmamaları. 

Bu eleştirileri ortaya koyanlar bu yıl ve gelecek yıl başlangıcından bugüne kadarki toplam özelleştirmenin yüzde 20’sinin gerçekleşeceği önümüzdeki özelleştirmelerde daha kurallı uygulamalar yapılması gerektiğinin gözetilmesini istiyorlar. Geçmiş özelleştirmelerdeki hataların tekrarlanmaması gerektiğinin altını çiziyorlar...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar