Erbilgin Yalısı

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Herkese iyi haftalar… Malumunuz bu hafta Türkiye’nin en pahalı evi satıldı. Duymayan kalmamıştır herhalde, ülkemizde oldum olası bir mülk alma hastalığı olduğundan her tür mülkün fiyatı her kesimce bizde bilinir. Bu sebeple yalıların bile kaça alınıp satıldığı tartışma konusu olabilir kahvehanelerde bile. 

Türkiye’nin en pahalı evi, bir yalı. Erbilgin Yalısı. 

Tarihi ismi ile Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı. Yalının kısa tarihi şöyle: Sultan II.Abdülhamid Han en sevdiği oğlu Şehzade Burhaneddin Efendi’ye bu yalı armağan edilmiştir. Yalı 60 metre rıhtımı olan, Kıbrıslı Yalısı’ndan sonra en uzun rıhtıma sahip ikinci yalıdır. Yalıyı yaptıran Sarraf Varki Vartaks’ın 1885’te ölümü üzerine, yalı satılığa çıkarılır. Önce Teşrifat-ı Umumiye Nazırı Mahmud Münir Paşa, o 1899’da ölünce, Ayşe Pervin Hanım ve Şükriye Ulviye Hanım yalının sahibi oldular. 1911’de Sultan Abdülhamid tarafından satın alınarak oğlu Şehzade Burhaneddin Efendi’ye hediye edilip, bugünkü ismini aldı. Halen müştemilat olarak kullanılan selamlık kısmı ise Mahmud Münir Paşa’dan kalmadır. 

1885’te Yıldız Sarayı’nda doğan Burhaneddin Efendi, yedi yaşında beste yapmaya başlamış, babasının dikkatini diğer kardeşlerinden farkı ile çekmiştir. Çerkez bir hanım ile evlenip, bu yalıda yaşar. Babası 31 Mart olaylarında sürgün edildiğinde, o İstanbul’da kalır. 1913’te bağımsız olan Arnavutluk, Şehzade Burhaneddin’e krallık teklif eder fakat o red cevabı verir. 1919’da Irak Devleti kurulunca yine aynı teklifi alır ama cevabı da aynı olur. I.Dünya Savaşı’ndan sonra eşinden ayrılır, önce İsviçre’ye ardından Madam Charles ile evlenip, Amerika’ya yerleşir. New York’ta bir apartman dairesinde kalp krizinden 1949’da vefat eder. Cenazesi Vahdeddin Han’ın mezarının yanına nakledilir. 

Sürgünden sonra söz konusu yalımız Mısırlı Ahmed İhsan Bey tarafından satın alındı. Bir süre yalıya Mısırlılar Yalısı dendi.1946’da Ahmed İhsan Bey ölünce, kızları 1985’te Sami Müfit Erbilgin ve Vural Elbilgin isimli iki Kayserili iş adamına bu güzel pembe yalıyı sattılar. En son sahibesinin Safiye Aksoy olduğu bilinir. 

İşin enteresanı trajik öyküsünün yanı sıra yalı 29 Mayıs 2009 sabahı Saint Vincent bandıralı on bin grostonluk kereste yüklü dev bir gemi kazasına da sahne oldu. Gemi ancak rıhtıma vurarak durabildi. 

5 bin metrekarelik bir alana sahip olan ve kışlık köşkü ile 64 odalı ahşap yalı bağdadi ve neobarok usulünü bugün de muhafaza etmekte. İşte satın alınan yalıya ilişkin en detaylı bilgiler bunlar. Bu da Tarih Vakfı’nın özel bir araştırma kitabından alıntılar içeriyor. Peki bir yalı satışı bizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Dizilere bakınız. Zengin dediniz mi yalıda geçiyor. Bu sezonun en çok tutan yapımı “Paramparça”, yine Mengenecioğlu’nun yalısında geçiyor. “Kara Para Aşk”, Feryal Gülman’ın yol yalısında geçiyor. “Aşk-ı Memnu” yine yıllarca böyle bir köşkte izlendi, “Kara Ekmek” buna benzer bir köşk. Saymakla bitiremeyiz… Kısacası herkes yalıdaki yaşama özeniyor. Ee ulaşmak 100 milyon dolarları bulunca hep aynı motto karşımıza çıkıyor; zenginler ama bilsen nasıl mutsuzlar… Sanki parası olmayanlar evde çok mutluymuş gibi… 

Yalı Türk insanının yumuşak karnı, ‘kim hangi yalıda oturur turları’ baharda, yazın hep doludur. Bizim için bu evler gurur kaynağıdır da aynı zamanda, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar güzel yapılar bir araya sahil kenarında gelmemiştir. Bir dönem bu sahilleri de millileştirelim hikayesi vardı hatırlarsanız. Şimdiler de Araplar, Ebru Gündeş, hükümete yakın isimler yalılar aldı diye söylenen çok, oysa kızmadan önce bir evvelki sahiplere bakılsa durum o zaman için de bugünden farksız. Bu yalı satışı ile yapılan onlarca yorumdan biri dikkatimi çekti. “Türkler’den başkalarına neden satıyorsunuz,ayıptır” yorumlarına diğeri yazmış: “Kardeşim Türk alsa seni çaya mı çağıracaktı?” 

Gelişelim, dünya ülkesi olalım derken, o gelmesin, bunun parasını istemeyiz bakış açısından kurtulmalıyız. Nitekim gönül o parayı bir eve bağlayacak kadar parası olan bir yatırımcı Türkiye’den olsun isterdi, madem olmadı, yalıyı yakından bir gün görürseniz, artık dökülmeye başlamış bir yapının toparlanacak olması bile bizler için bir artıdır kanaatindeyim. 

Yalıları tablolara benzetirim.Hep imrenilir ama hiçbir zaman son sahibi siz olmazsınız, bir gün muhakkak bir başkasına geçer. Sanırım en keyifl isi Boğaz’da bir tur yapıp uzaktan seyredip, hikayesini hayal etmektir. Herkese kendi evinde mutluluklar…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015