İki sonuç ve büyüme

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

 

İlk dört aylık kredi sonuçları ve ilk üç aylık ciro ve sipariş endekslerinde ortaya çıkan sonuçlar, geçen yılın aynı dönem gelişmelerinin yarısı bir gelişme yaşandığını gösteriyor. İlk iki aydaki tedirginlik ve güvensizliğin ise yavaş yavaş ortadan kalktığını ve Mart'tan itibaren bir canlanmanın ortaya çıktığını rakamlar ortaya koyuyor.  Bu da yıl sonunda büyümenin yüzde 5-6 seviyesinde sonuçlanacağı tahminin yapanları doğrular nitelikte görülüyor.      
İki haber var önümde. Birisi "ilk dört aylık dönemde kredi artışındaki yavaşlamayı" ortaya koyuyor. Diğeri Tüik'in Mart ayı ciro ve sipariş endekslerindeki rakamı. Ben, ciro ve sipariş endekslerinin üç aylık sonuçlarının karşılaştırılmasının daha uygun olacağına bakıp o sonuçları ele alacağım. Bu sonuçları geçen yılla karşılaştırdığımda rakamlar hemen hemen yarı yarıya bir gerçekleşme olduğunu ortaya koyuyor…
Geçen yılının ilk dört ayında yüzde 7.6 artış gösteren kredi artışı bu yıl aynı dönemde yüzde 4.6 artış göstermiş. Yani neredeyse yarısı oranında kredi kullanılmış. Ama tek tek bu yılın aylarına baktığımızda Ocak'ta binde 5 gerileme olduğunu, Şubat'ta binde 4 artış yaşandığını, Mart'ta yüzde 3.3 gibi önemli bir yükselişin ardından Nisan'da yüzde 1.3'e gerilediğini görüyoruz. Bu da ilk aylarda bir "güvensizlik ortamı" yaşandığını gösteriyor. Bunun nedenine baktığımızda karşımıza yaşanan küresel olumsuzluklar ve Uluslar arası kuruluşların yıla girerken Türkiye 2012 değerlendirmelerinde ve büyüme beklentilerindeki olumsuzluklar çıkıyor.
Ciro ve sipariş endekslerine ele aldığımızda Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre ciro endeksi yüzde 13.6, sipariş endeksinde yüzde 16 artış olduğunu görüyoruz. Üç aylık ilk çeyrek sonuçlarında da ciro endeksinin yüzde 15.8, sipariş endeksinin yüzde 17.7 artığına tanık oluyoruz. Ama geçen yılın ilk çeyreğinde ciro endeksi yüzde 29.5, sipariş endeksi yüzde 30.3 artış göstermişti. Bu sonuçlar ciro ve sipariş endekslerinin de bir yıl öncesine göre yarı yarıya azaldığını ortaya koyuyor.
Bu iki haberden sonuç, yıla tedirginlik ve güvensizlik içinde girilmesinin ardından Mart ayında bir canlanma olduğunu, ancak Nisan ayında özellikle Yunanistan'da ve Suriye'de yaşanan olumsuzluklarla yeniden frene basıldığını gösteriyor.
Buna rağmen Türkiye'nin yılsonu büyümesini uluslar arası yeni bir önemli olumsuzluk ya da yurt içi siyasal sorun yaşanmaması durumunda yüzde 5-6 olarak beklemek yanlış olmayacaktır.
 Bu yıl tarımda rekolte beklentilerinin yüksekliği de önümüzdeki aylarda büyümeyi olumlu etkileyecek bir unsur olarak görülüyor. Son dönemde beklenen yağışların kırk ikindilerin yaşanıyor olması da tarımda yüksek rekolte beklentisini güçlendiren bir unsur olarak niteleniyor…
Kredi daralmasının içeriğine baktığımızda tüketici kredileri açısından lokomativ rol oynayan iki alanda konut ve taşıt kredilerinde frene basıldığını görüyoruz. Aylık yüzde 1'in üzerine çıkan konut kredilerinde dört aylık dönemde sadece yüzde 2'lik bir büyüme gözlenirken, belli bir doygunluğa ulaşan taşıt kredilerinde binde 4'lük bir gerileme ile karşılaşıyoruz.
Bu tablo bize ekonomide yumuşak inişin sağlandığını, bu yılın büyümesinin geçen yılın altında yüzde 5-6 oranlarına ineceğini gösteriyor. Yumuşak inişin en önemli sorunumuz cari açığın daralmasına neden olmasını beklemek yanlış olmayacaktır. Yıl sonu büyümemiz özellikle IMF-Dünya bankası ve OECD gibi kuruluşların yılbaşında Türkiye için yaptıkları bu yıl küçüleceği ya da en çok yüzde 2.5-3 büyüyebileceği tahminlerinin üzerinde büyüyeceği de görülüyor. Zaten onlar da ilk tahminlerini zaman içersinde revize edip yukarı çektiler. Yeni gelişmelere göre yılın ikinci döneminde daha da yukarı çekeceklerini düşünmek yanlış olmaz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar