Kaygıları arzulara çevirebilmek…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Amerika Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırma kararını sürekli ertelemesi nedeniyle kaygılar sabit kalıyor…

“Karar sonrasında ne olacak?” belirsizliği tüm ekonomileri olumsuz etkiliyor…

Gelişmişinde de, gelişmekte olanında da faizler eksilerde olmasına rağmen yatırımlar geriliyor, büyüme istenen oranda artmıyor…

Yatırımların bir tek düşük faizle artmayacağını, güvene ihtiyaç duyulduğunu bu tablo özetliyor…

***

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı dünkü sunumunda sıkça tekrarladı…

FED’in faiz artırma sürecine dikkat çekerek, “Normalleşme konusunda biz hazırız, artık normalleşme kaygısı yerini normalleşme arzusuna bırakabilir” dedi…

“Hiç kimsenin eylül ayında olması muhtemel faiz artışından endişe duymasına artık gerek kalmayacak” diyerek, güven vermeye, kaygının yerine arzunun konması için yol açmaya çalıştı…

 *    *    *

O kaygımız bitince, kaygısız mı kalacağız?

Tabi ki hayır!

Bizde ‘kaygı’ çok!

Erken seçim kaygısı…

Terör kaygısı…

İşsizlik kaygısı…

Yatırımsızlık kaygısı…

Üretimsizlik kaygısı…

Cari açık kaygısı…

*    *    *

Reformlardan bahsediyoruz ya…

Eğitim reformu yapılabilse, tüm bu kaygılardan kurtulmak için temel atılmış olunacak…

Mesleki, analitik ve sorgulayıcı eğitim sistemine geçişin sancıları da büyük olacak…

Ancak meyveleri gördükçe o kaygıların da tamamı arzuya dönüşecek…

Çünkü, siyasetten bürokrasiye, üretimsizlikten işsizliğe tüm sıkıntılı alanlarımızın normale dönüşüne eğitimli, analitik düşünen, sorgulayan ve girişimci gençlikle ulaşılabilecek… 

*    *    *

En basiti…

Geçen gün Galatasaray’ın Nice takımına 4-0 yenildiği maçta olduğu gibi…

Fransızların tamamı, arkası dönükken, 50 metre ilerdeki arkadaşının orada olduğunu düşünüp pas atabiliyorsa…

Rakibinin topu nereye atabileceğini hesaplayıp ona göre yer tutabiliyorsa…

Maçı 90 dakika olarak hesaplayıp bölümler halinde, sabırla oynayabiliyorsa…

Fransa liginin 10’uncu sırasında yer alan takımın futbolcuları, eğitimin kendilerine kattığı analitik bakışla, milyon dolarlık futbolculara karşı yorulmadan maç kazanabiliyorsa…

Durup 2 kere, hatta 10 kere düşünmemizin gerekiyor…

Geçtiğimiz haftalarda da yazmıştım…

Brezilya'nın futbolcu ihracatından sağladığı gelir 2007 yılından buyana yıllık 4-5 milyar doları buluyor...

30 milyon gencin sosyal sorunlar nedeniyle ülke dışına çıkma isteğinin verdiği motivasyon bu sonucu doğuruyor...

Bazı ülkelerde ise buna, sistemin aşıladığı disiplinle ulaşılabiliyor...

Almanya ile Hollanda...

Disipline teşvik, eğitim, adalet, sağlık, mantık, teknik, matematik, bilimsellik, rekabet daha doğrusu rasyonellik ekleniyor…

Bu nedenle o ülkelerin çocukları, toplam nüfuslarından daha fazla futbolcu yetiştiren Brezilya'ya, İspanya'ya,

Portekiz'e, İtalya'ya sahayı dar edebiliyor...

O sistem sayesinde, sadece futbolda değil her alanda rekabet avantajı sağlanıyor…

*    *    *

Birçok kesim kaygılanacak…

Birçok kişi karşı çıkacak…

Ancak eğitim reformunun 3-5 yıl sonraki getirisi, sağlayacağı normalleşme, bu kaygıların yerini arzuların almasını sağlayacak…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yıl 2001… 09 Mayıs 2024
Yaş 35… 06 Mayıs 2024