Dikkat! Sanat çıkabilir!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Dört bucağı resimlerle dolu bir şehir! Sanki Açıkhava müzesi! Orada bulunmak ister miydiniz? Büyük Britanyalılar, Ağustos’un ilk haftasından geçtiğimiz günlere kadar böyle kentlerde yaşıyorlardı.  Çünkü, müzelerindeki 16. yüzyıldan günümüze 57 popüler sanat eserinin basılan 22 bin afişi tüm ülkeye asılmış, sanatla hayat bu kez sokaklarda buluşmuştu... Yani âdeta dünyanın en büyük sanat fuarının içinde gezmişlerdi adada yaşayanlar.

Projenin ismi “Art is Everywhere” idi yani “Sanat Her Yerde.” Galler, Kuzey İrlanda, İskoçya ve İngiltere’de reklam için kullanılan açıkhava panolarına halk oylamasıyla seçilmiş sanat eserlerinin röprodüksiyonları yerleştirilmişti. Bunlar reklam panoları, otobüs durakları, ana yollar, tren ve metro istasyonları, alışveriş merkezleri, ofis binaları, sinemalar, sağlık kulüpleri, barlar, toplu taşım araçlarının üzerlerindeydiler… Yani işe giderken, yolda araba sürerken, alışveriş yaparken sanat eserleriyle karşılaşmamak mümkün değildi. Panolarda reklamlar yerine bu kez sanat eserleri boy gösteriyordu.

Bu arada da aynı adı taşıyan internet sitesindeki online uygulamada gerçekleştirilen oylama sonucunda bunlar arasından “en popüler 10 iş” seçilmişti.

Adı üzerinde sanat, her yerdeydi. Akıllı telefon kullanıcıları  da unutulmamış, telefonlarını panolara doğru tuttuklarında, her eser hakkında bilgi alabilecekleri bir uygulama geliştirilmişti.

Afişlerin basılmasını bir vakıf finanse ederken milyonlarca pound değerindeki billboardlar, reklamcılar tarafından iki haftalığına ücretsiz olarak tahsis edilmişti.

Çünkü, insanların o panolardaki sanat eserlerini gördükten sonra asıllarını da merak ederek müzelere gidecekleri düşünülüyordu. Projenin sonuçları önümüzdeki haftalarda belli olmaya başlayacak, Büyük Britanya müzelerinin ziyaretçi sayısındaki artış, etkinliğin önümüzdeki yıllarda yeni eserlerle tekrarlanıp tekrarlanmayacağına dair ipuçlarını da taşıyacaktır.

Sonuçlar ne olursa olsun insanlar ummadıkları yerlerde karşılaştıkları  resimleri bir süre düşünseler, aralarında kısacık da olsa konuşsalar sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak açısından önemli bir adımdır işletmeci Richard Reed’in fikri olan bu proje. Hele Büyük Britanya gibi müze zengini adanın bile ihtiyacı olduğu düşünülürse...

Peki ülkemizdeki müzelere daha çok ziyaretçi çekebilmek için böyle projeleri neden biz de yapmıyoruz? Osman Hamdiler, Cihat Buraklar, Erol Akyavaşlar, Nazmi Ziyalarla dolu sokaklar, bizi anlatan bu sanatçıların eserleri insanları müzelere yönlendirmez mi?

İstanbul’da havaalanına indiğimde karşıma çıkan panolardaki müze afişlerinden ne kadar keyif aldığımı anlatamam... Düşünün tüm açık hava panoları böyle afişlerle, resimlerle dolu olan bir kenti... Orası İstanbul neden olmasın?!

Sanat, edebiyat ürünleri de diğer sektörlerin mamûlleri gibi insanların daha çok gözü önünde olursa bu alanların hızla gelişeceği, güçleneceği bir gerçek.

“Dikkat, geyik çıkabilir!” gibi tabelâlara çok sık rastladığımız yollarımızda önümüzdeki yıllarda neden “Dikkat, sanat çıkabilir!” cümlesiyle karşılaşmayalım?! Hattâ o billboardların hareketli olanlarında 6 saniyede bir değişen reklâmlar arasında yer alacak bu sanat eserleri için “Sanat telâş içinde” esprisini niçin biz de yapmayalım?!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar