Açık denizler ve haydut dalgalar yufka yüreklilere göre değildir: Anglo-Saxon maliye politikası

Merkez Bankası’nın para politikası ka­rarı açıklanınca “ekono­mide deniz tükendi” baş­lıkları atıldı. Keşke 1982 Edebiyat Nobeli sahibi Gabriel Garcia Márqu­ez’in “Bir Kayıp Denizci” kitabını okusalardı.

Eskiden okyanuslar­da boyu 30 metreyi aşan dalgalar için “denizci palavrası” denirdi. Sondaj platformları ve uy­du ölçümleri yaygınlaştıkça “hay­dut dalgalar”ın (rogue waves) ger­çekliği ortaya çıktı; sanılandan da­ha sık belirebildiği anlaşıldı. Kimi açık deniz platformları ciddi hasar görürken, bir dizi gemi olayı ve can kaybı da bu tür aşırı dalgalarla iliş­kilendiriliyor. Ölçüm teknolojileri geliştikçe ve yaygınlaştıkça insan­lık bu tehlikeye karşı daha temkinli ve donanımlı hale geliyor.

“Haydut dalgalar” ekonomide de karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin Ta­rım-ÜFE, ABD’nin ÜFE serilerin­de benzer sıçramaları “Newton” yazılarımızda göstermiştik. Deniz yüzeyi düz değil; ekonometrik ve­ri akışı da dalgalı. Bu yüzden ba­kılması gereken yer “ana eğilim”. Son dönemde popülerleşen rezerv hesabı bir analiz değil, sadece mu­hasebe aritmetiği. Marifet, şim­di yapacağımız gibi TCMB analitik bilançosunu ve Hazine Maliye Ba­kanlığı Muhasebat Genel Müdür­lüğü bütçe tablolarını okumakta. Ne var ki bu tür okuma finans med­yasında gözden düşünce, piyasa Márquez’in kayıp denizcisi gibi ok­yanusta savruluyor, reel sektör de kerteriz almakta zorlanıyor.

Maliye disiplini: Geminin omurgası, CDS’in pusulası

Son karar metninde yer alan OVP odaklı ifadeler tartışmaya yol açtı. Oysa ay başında açıklanan büyü­me verisini inceleseler kamu har­camalarının büyümeyi yarım puan aşağı çektiğini göreceklerdi. Kamu harcamaları yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 5,2 daralarak büyümeyi frenledi. Zaten 260 baz puana yer­leşen CDS bunu gösteriyor.

CDS siyasetten değil, mali du­rumdan beslenir. Eğer bütçe bozul­ma işareti verseydi prim yükselir­di; tam tersine eurobond ihraçla­rına talep artıyor. Geçtiğimiz hafta yapılan 2 milyar dolarlık satışa 200 kadar yatırımcıdan 3 kat talep gel­di. Slogan değil, fiyatlama konuşur.

Faiz dışı dengenin dönüşü

Bütçe dengesi hızlı bir kapanma eğiliminde. Geçtiğimiz yıl yüzde 5 oranındaki bütçe açığı yüzde 4 sı­nırına doğru çekiliyor. Daha önem­lisi, temmuz ayı itibarıyla faiz dı­şı (birincil = primary) denge yüzde 1’in altına iyileşti. Geçtiğimiz yıl bu kalemde yüzde 2,5 açık vardı. Ulus­lararası ekonomistler birincil den­geyle ilgilenirler.

Eskiden Türkiye’nin en önem­li gücü, yatırım yapılabilir kredi notunu koruyan faiz dışı fazlaydı. Mevcut program Türkiye ekono­misini o eski gücüne kavuşturmak üzere. CDS’in neden ve nasıl dü­şeceğini merak edenlerin faiz dı­şı bütçe dengesine odaklanmaları lazım. Haber akışıyla CDS’in hızla hareket etmesini beklemek yanlış. Faiz dışı bütçe iyileştikçe CDS be­raberinde iyileşecek. Not arttırım­ları da sürecek.

Reel bütçe, iç talep ve dezenflasyon rotası

Bütçedeki gelişmeleri teyit eden bir diğer gösterge de iç borç çevir­me oranı. Son üç ay ortalaması yüz­de 140 seviyesinde. 29 Ağustos’ta açıklanan iç borçlanma stratejisi­ne göre kasım sonuna kadar borç­lanma istikrarlı seyredecek. Türki­ye’nin faiz dışı fazla verdiği dönem­lerde bu oran iki haneliydi; o rotaya kademeli dönüş başladı.

Kamu maliyesi istatistikleri, enf­lasyondan arındırılarak, reel bazda incelenmeli. Nominal değil reel ba­kıldığında tablo net: giderler sabit, gelirler artışta. Ekonomik devini­min sürmesi, işgücünde istihdamın dirençli seyri doğrudan vergi gelir­lerini güçlendiriyor. Dolaylı vergi­lerdeki son uygulamalar görünümü destekleyerek bütçenin denkleşme­sini sağlıyor. Personel ödemeleri ve SGK primleri gerilerken mal ve hiz­met alımları yatay. Cari transferler sınırlı artıyor. Son bir yıllık ortala­ması yalnızca yüzde 2,3 artış.

İç talep, tanım gereği yalnız­ca özel tüketim (C) değildir; kamu harcamaları (G) da bunun parçası­dır. İkinci çeyrekte toplam tüketim harcamaları (C + G) katkısı yüz­de 2,9’a yavaşladı. 2018 öncesi çift hane borç çevirme ve faiz dışı faz­la verilen dönemdeki desene yakın­sama söz konusu. O süreçte bu kat­kı ortalama yüzde 3,5 idi. Büyüme kompozisyonu dengeleniyor. Ka­mu freni devredeyken önümüzdeki süreçte dezenflasyonun hızlanaca­ğı anlaşılıyor; son PPK metnindeki ifade bu yönde güçlendirildi.

Anglo-Saxon denizciliği ve Türkiye’nin rotası

Finans piyasasının hâkimi Ang­lo-Saxonlar aynı zamanda denizle­rin de hâkimidir. Amerikan düşün­ce dünyasının amiral mecmuası Foreign Affairs’in güncel sayısında çıkan makale (“By Land or by Sea”, S. C. M. Paine) bunu anlatıyor: de­nizci zihniyet belirsizlikle yaşama­yı, riski göğüslemeyi öğrenmiştir.

Açık denizlerde bir dalga belirir, insanın nutku tutulur; inişi de var­dır, bu sefer nefesler tutulur. Bizim için ders açık: Ana eğilime odak­lanmak. Bugün Türkiye’nin OVP’si, PPK metinleri ve eurobond talebi aynı mesajı veriyor: Geminin dü­meni sağlam, disiplin rotası çalışı­yor, haydut dalgalar korkutmaz.

Açık denizler ve haydut dalgalar yufka yüreklilere göre değildir: Anglo-Saxon maliye politikası - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar