Doktorun kriptoya düşüşü: Bakır, emtialar ve Türkiye’nin fiyat denge testi

Bakır, ekonomi dünyasında dok­tora unvanına sahip kabul edilir. “Dr. Copper” yalnızca sanayi üreti­mini değil, küresel nabzı da ölçer. Fi­yatı, iktisadi faaliyetle yüksek kore­lasyon gösterir; endüstrinin termo­metresidir.

1 Eylül tarihli “Powell” başlık­lı yazımızda, bakır için libre başın­da 4,55 ABD Doları seviyesini kritik eşik olarak belirlemiştik. Bu seviye ihlal edilirse deflasyonist konjonk­türün belirginleşeceğini öngörmüş­tük. Aradan geçen sürede fiyatlar kı­sa sürede 5,26 dolara kadar yükseldi, ardından geçtiğimiz hafta yeniden 5 doların altına gerileyerek 4,96 sevi­yesinde kapandı.

Bu aralıkta dünya, iki farklı hikâ­yeyi aynı anda izledi:

Fed’in faiz indirimlerini sürdür­mesi, ve Çin’in anti-involution (fiyat kırma karşıtı) politikaları.

Uygulamalar metaller için destek­leyici görünse de, küresel veriler re­sesyonist-deflasyonist tabloyu teyit ediyor. Alman sanayisinde üretim teklerken, ABD’de hizmet sektö­rü endeksleri hız kesiyor; Çin’de ise üretici fiyatları hâlâ negatif bölgede.

Ralli mi, aldanma mı?

Küresel ekonomi gerçekten topar­lanıyor mu, yoksa bakır fiyatlarında­ki ralli aldatıcı bir sinyal mi?

Ekonominin üç temel “C”si — Corn, Crude, Copper — arasında sa­dece bakır (copper) ayakta kalıyor. Enerji cephesinde Brent petrol (cru­de) düşüş eğiliminde, tarım tarafın­da mısır (corn) fiyatları baskı altın­da. Emtia kompleksi genel olarak “low-price cure” yani düşük fiyat te­davisi aşamasında: fiyatlar düşünce arz azalıyor, böylece talep yeniden denge buluyor.

Fakat bu defa tablo karışık. Zira emtia kompleksinin tam ortasında, “altın çağı” yaşayan bir altın var. Ons fiyatı 4bin Dolar sınırını zorlarken, altın–petrol paritesi 2020 pande­mi resesyonundaki eşiğe ulaştı. Blo­omberg Intelligence verileri, altının bu ralliyle “küresel resesyon sinya­li” verdiğini, petrol fiyatlarının varil başına 40 Dolar bandına inme riski­nin güçlendiğini gösteriyor.

S&P500’ün 90 günlük oynaklığı son altı yılın en düşük seviyelerin­de. Oynaklık ortalamasına dönerse, enerji ve tarım fiyatlarında bir tur daha aşağı, sanayide ise bakır için zorlu bir “yerçekimi testi” gündeme gelebilir.

Peki, bakırı (ayrı) tutan ne?

Bakırın hikâyesi klasik döngüden çok yeni ekonomiye ait: elektrifikas­yon, yenilenebilir enerji, veri mer­kezleri, yapay zekâ… Bakır artık yal­nızca “eski sanayi”nin değil, “yeşil dönüşüm”ün de hammaddesi.

Bu yüzden fiyatın direnç göster­mesi doğal görünüyor — ama sade­ce kısmen. Çünkü mevcut ralli arz şoklarına dayanıyor: Endonezya’da­ki Grasberg madeninde yaşanan top­rak kayması, Şili’deki El Teniente kazası, Kongo’daki sarsıntılar üre­timi vurdu. Arzın daraldığı bu dö­nemde spekülatif pozisyonlar devre­ye girdi, spot fiyatlar Londra Metal Borsası’nda (LME) üç aylık vadele­rin üzerine çıkarak sert kısa dönem sıkışıklığı yansıtan backwardation oluşturdu.

Ancak son günlerde tablo tersine döndü. ABD Başkanı Trump’ın Çin’e yönelik yeni tarife tehditleri bakır fiyatlarını yüzde 5 aşağı çekti. Çinli ergitme tesisleri, yüksek Londra pri­minden yararlanmak için 25 ila 50 bin tonluk ihracat planları yapma­ya başladı. Çinli üreticiler hem ba­kır hem çinkoda uluslararası arbitraj penceresini değerlendiriyor. Zambi­ya’nın üretimi artırması ve Afrika’da yeni yatırımlar, fiyatlardaki “arz kıt­lığı” temasını zayıflatıyor.

Kısacası, arz kaynaklı ralli, talep soğuması ve jeopolitik gerginlik­lerle sınanıyor. LME’de ton başına 12bin Dolar beklentisi dillendirilse de 11bin sınırı aşılamadı. Son işlem 10.604.

Kakao: Ayna etkisi

Bakırın kaderi, bir yıl önceki ka­kao çılgınlığını hatırlatıyor. Kahve ve kakao piyasasını “Hayat Pahalılı­ğı Bir Kutu Çikolata Mıdır” başlık­lı 19 Mayıs 2025 tarihli yazımızda değerlendirmiştik. JP Morgan ton başına 7bin Dolar “denge” öngörür­ken fiyatlar çeşitli vadelerde 13bine kadar tırmanıp 6bine düştü. Yüksek fiyatlar talebi yok etti, üreticiler kü­çülmeye gitti: Shrinkflation.

Bugün kakao hâlâ geçmiş ortala­masının çok üzerinde; ama “yüksek fiyat kürü” çalıştı. Fiyat kürleri şim­di bakır, çinko ve diğer metallerde yaşanıyor.

Türkiye’ye yansıması

Çin’deki deflasyonist fiyatlar Tür­kiye’nin maliyet dinamikleriyle doğ­rudan bağlantılı. Çin ÜFE’si eksi bölgede kaldıkça, küresel emtia en­deksleri de zayıf seyrediyor. Bu du­rum Türkiye’nin imalat maliyetleri açısından dezenflasyonist bir zemin oluşturuyor. Ancak küresel enerji ve metal fiyatlarının aşırı dalgalan­ması, üretici fiyat endeksinde geçici sıçramalara neden olabilir. “Düşük fiyat kürü” tamamlanana kadar, enf­lasyonun temel eğilimi düşük kal­maya devam edecektir.

Sonuç: Kripto refleksi

Dr. Copper hâlâ konuşuyor ama se­si çatallı.

Altın kendi zirvesinde yalnız, pet­rol ve tahıllar düşük fiyat döngüsün­de, bakır ise elektrifikasyon hikâye­sine sığınmış halde. Çağa uyumlu, kripto-vari refleksler sergiliyor. Fa­kat oynaklık uyandığında, arz şok­larının değil talep gerçekliğinin be­lirleyici olduğu yeni bir evre başla­yacak. 4,55 doların altı deflasyon, 5 doların üzeri kripto-vari.

Gerçek denge, bu iki çizginin ara­sındaki ince bakır telde gizli.

Doktorun kriptoya düşüşü: Bakır, emtialar ve Türkiye’nin fiyat denge testi - Resim : 1

Doktorun kriptoya düşüşü: Bakır, emtialar ve Türkiye’nin fiyat denge testi - Resim : 2

Yazara Ait Diğer Yazılar