Arafta kaldık

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Araf kelimesinin dilimizdeki anlamı arada kalmak. Halk arasında da böyle durumlarda sıkça kullandığımız bu kelimenin dini yönden anlamı ise kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri olarak bilinmekte.

Sıfır noktası olarak da tanımlanır Araf. Durduğun yerde ya nedensiz suçluluk duygusu ile kendini cezlandırırsın bir yana geçersin ya da geçmişteki her bir olumsuz şeyi silip süpürüp, yeniden yeniye doğarsın diğer yana geçersin. Bir de ne o yana ne bu yana geçesi olanlar vardır. Buna da tembellik, kal gelmesi gibi ifadeler de kullanılır. Karar zamanı gibi, eylem zamanı gibi. Cesur, kendine inanan, düşünmekten çok eylem yapan insan pek arafı bilmez. Herkes için geçerli olmasa da, arafta kalmak tam da bu ruh halini ifade etmekte.

İki türlü araftayız. Evvela iki seçim arasındayız, ilk raundu tamamladık, bir kazanan olmadı, bir mağlup da çıkmadı. Zor bir iki hafta yaşayacağımızı ve kafaların karışacağını tahmin etmiştik, öyle de oluyor. Ülkece araftayız, meclis oluştu mu, oluşmadı mı, bakanların bir kısmı milletvekili oldu, acaba halen bakanlar mı, değiller mi, Merkez Bankası bu esnada bir politika ortaya koyabilir mi, para piyasaları karmaşık durumda, müdahale gelir mi, gelmez mi. Daha pek çok soru var sorulabilecek, ama verilebilecek pek bir cevap yok. Çünkü araftayız.

Aynı şekilde seçime ilişkin kararlarımızda da araftayız, bunu ilk turda çok iyi anladık. Ülke olarak tam bir karara varamadığımız, tam uzlaşı sağlamadığımız her halükarda belli. İkinci turun bir kazananı olsa dahi, oylar birbirine belli ki çok yakın çıkacak. Yani ülkenin çoğunluğu aynı konuda uzlaşamamış ve belli ki arafta kalmış. Mevcut iktidar ile devam etme konusunda bir kararlılığımız yok, değişim isteyip istememe konusunda bir kararımız yok, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun muyuz, değil miyiz, bir kanaat yok, liberal bir ekonomi yaklaşımını mı tercih ediyoruz, yoksa daha fazla sosyal devletçiliği mi, bu konuda da net bir düşüncemiz yok, hükümet politikalarından memnun muyuz, eh çok lehte bir karar yok.

Belirsizlikleri ortaya koyan veriler seçimde partilerin ortaya çıkan oy oranları ile rahatça anlaşılabiliyor. 2018 yılında gerçekleştirilen 27. Dönem Milletvekili Seçimleri'nde AK Parti % 42,56'lık oy oranıyla birinci parti olurken, meclise 295 milletvekili göndermişti. CHP ise % 22,64'lük oy oranıyla AK Parti'den sonra en çok oyu alan ikinci parti olmuş, onlarsa meclise 146 milletvekili yollamıştı. 2023 seçimlerinde ise aynı AK Parti’nin oy oranı % 35,48'e gerilerken bu kez meclise 266 milletvekili gönderebildi.

CHP ise % 25,38'lik oy oranı ve 169 milletvekilini meclise yolladı. Yani AK Parti de CHP’de tam anlamıyla bir sıçrama veya değişim gösteremedi. AK Parti oylarında yüzde 15 oranında gerileme, CHP oylarında ise yüzde 12 oranında bir artış meydana gelmiş olsa da, değişime ilişkin tam manalı bir mesaj çıkmadığını ve burda da arafta kalındığını söylemek mümkün. Tabi bu oyların dağılımında ittifakların da etkisinden söz etmek mümkün. İttifaklar, meclisteki sandalye dağılımını da etkilemiş oldu.

Aslında, başta da söylediğim gibi, tam da arafta kalmış bir görüntü veriyoruz. Daha çok değişim beklentisi olup olmadığını ikinci turda anlayacağız. Sonuç ne olur, Cumhurbaşkanı kim seçilir bilmesek de, ekonomi ve para politikalarında da, dış siyasette de önemli değişimlere ihtiyaç olduğu aşikar.

Ciddi bir dış borç olduğu gerçeğinden hareketle, önemli bir kaynağa ihtiyaç duyduğumuz, bunun için de acilen görüşmelere başlamamız gerektiği muhakkak. Aralıksız para basılarak dönen çarkın aslında sadece yüksek enflasyon doğurduğunu ve sistemin artık tıkandığını da kendimize itiraf etmemiz gerekiyor. Biz halkız arafta kalabiliriz, ama ülkeyi yöneteceklerin, her kim olacaksa arafta kalmadan kararlı politikalar izlemesi olmazsa olmazımız.

Dini anlamı da, günlük kullanımlarımızda da tam olarak arada kalmayı ifade eden tam da bu noktadayız belki de ülkece. Şu an içinde bulunduğumuz durumu bundan daha iyi anlatacak bir kelime inanın bulamadım.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomik manzara 2024 19 Nisan 2024
Kadın deyince 08 Mart 2024