ABD, Rusya’yı kafaya taktı
ABD Başkanı Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin Rusya ile ticari ilişkilerini sürdüren ülkelere ağır yaptırımlar getirmeyi hedefleyen bir yasa tasarısı üzerinde çalıştığını açıkladı. Tasarıya tam destek verdiğini söylemekle kalmadı ve bu fikri ben önerdim diyerek konunun asıl aktörü olduğunun da altını çizdi. Anlaşılan o ki, Trump şimdi de kafayı Rusya’ya taktı.
ABD Başkanı’nın bu açıklaması, küresel ekonomi ve uluslararası ilişkiler üzerinde büyük bir dalga etkisi yaratmış durumda. Trump, Cumhuriyetçi senatörlerle birlikte hazırlanan tasarı kapsamında, Rusya’dan petrol, doğal gaz, uranyum ve diğer stratejik ürünleri almaya devam eden ülkelere çok ağır yaptırımlar uygulanabileceğini belirtti. Bu yaptırımlar arasında ticaret tarifeleri, finansal kısıtlamalar ve ABD pazarına erişimin sınırlandırılması gibi geniş bir yelpaze bulunuyor. Daha önce Türkiye başta olmak üzere NATO ülkelerine Rusya ile iş birlikten vazgeçilmesi konusunda pres yapan Trump, bu kez aksiyon almaya daha yakın gibi görünüyor. Bu yaklaşım, ABD’nin yalnızca Rusya’ya değil, Rusya ile ekonomik ilişkilerini sürdüren üçüncü ülkelere de baskı kuracağını gösteriyor. Uygulanması hâlinde bu politika, Soğuk Savaş’tan bu yana görülen en kapsamlı jeoekonomik ayrışmalardan birine yol açabilir.
Tasarı, enerji, savunma ve finans başta olmak üzere Rusya ile işbirliğini sürdüren ülkeleri doğrudan etkileyecek nitelikte. Cumhuriyetçiler, bu düzenlemeyle ilişkide olan tüm ülkeleri Moskova ile ilişkilerini gözden geçirmeye zorluyor.
Ekonomik ayrışma daha da derinleşecek
Çin, Hindistan, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi Rusya ile ekonomik ilişkileri çeşitli nedenlerle devam eden ülkeler böyle bir yaptırım mekanizmasından ciddi biçimde etkilenebilir. Özellikle Hindistan gibi enerji ithalatının önemli bir kısmını Rus petrolünden sağlayan ekonomiler, ABD’nin uygulayabileceği finansal yaptırımlarla karşılaşırsa enerji maliyetlerinde büyük artış yaşayabilirler.
Benzer şekilde, Çin ve Rusya arasındaki ticaret hacmi son yıllarda tarihi seviyelere ulaştı. ABD’nin bu ticareti hedef alan bir yaptırım mekanizması kurması pek çok ülkenin üretimine ve ticaretine mutlaka yansıyacaktır. Bu durum, özellikle enerji, savunma, kritik mineraller ve nükleer yakıt gibi stratejik sektörler üzerinde de büyük baskı oluşturacak gibi görünüyor. ABD’nin bu adımı aynı zamanda çok taraflı diplomasi süreçlerini de zorlayabilir. Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı yaptırımları desteklese de Çin veya Hindistan gibi güçlü ülkelerle çatışmaya girmeyi tercih etmeyecektir.
Gelişmekte olan ülkeler hem enerji arzı hem de dış ticaret ilişkileri bakımından Rusya’ya bağımlı oldukları için yaptırım tehdidini daha derinden hissedebilirler. Bazı ülkeler bu nedenle petrol ve gaz tedarik zincirlerini çeşitlendirmek zorunda kalacak. Ancak bu geçiş kısa vadede maliyet artışına, uzun vadede ise stratejik yönelim değişikliğine yol açabilir. Böyle bir yaptırım rejimi, küresel finansal sistemde de gerginlik yaratır. Rusya ile ticaret yapan bankaların ve finans kuruluşlarının ABD pazarına erişiminin kısıtlanması ihtimali, uluslararası sermaye akımlarını etkileyebilir.
Trump’ın bu kararının altında hangi sebepler gizli
İlk hedef Rusya’nın gelir kaynaklarını kısmak. Zira enerji ihracatı Rusya’nın bütçe gelirlerinin bel kemiği. Trump, bu akışları baskılayarak Rusya’nın savaş kapasitesini azaltmayı ve ABD’nin tek güç olmasını hedefliyor. Böylece Rusya ile iş yapan ülkeler üzerinde baskı kurarak Washington’ın küresel etkisini artırmaya çalışıyor.
Bir diğer faktör ise Trump’ın seçmenine oynaması. Zira sert dış politika hamlelerini güçlü liderlik göstergesi olarak görüyor. Bu hamle, iç politikada da destek toplama aracı. Rusya ile ticaret yapan en büyük ülkenin Çin olduğu düşünüldüğünde, bu yasa tasarısının dolaylı olarak Çin’e de zarar vereceğini kestirebiliyor.
Ülkemiz açısından bakıldığında Rusya ile yoğun bir ticaretimizin olduğunu biliyoruz. Enerjiden turizme, tarımdan tekstile son derece yoğun ilişkilere sahibiz. Bu nedenle Trump’ın yaklaşımı Türkiye için de riskler doğuracaktır. Enerji tedarikinde maliyet artışı ve alternatif kaynak ihtiyacı doğacak, Türk şirketlerinin Rusya ile yaptığı ticarette bankacılık işlemleri daha sıkı denetlenecek, Türk ihracatçılar için lojistik ve ödeme kısıtları başgösterecek. Yanı sıra batı ile Rusya arasındaki rolümüz de daha karmaşık bir hal alacak.
Unutmamak gerekir ki biz bir NATO üyesi ülkeyiz. Bu durum ABD’nin Türkiye’ye karşı çok sert yaptırımlar uygulama ihtimalini azaltabilir; ancak dolaylı ve sektörel yaptırım riskleri göz ardı edilemez. Önümüzdeki dönem için Rusya ile ticareti olan tüm firmalarımıza süreci daha yakından takip etmelerini şiddetle tavsiye ediyorum.