Brzeziński ile satranç oynamak: Tarım emtiaları, gıda fiyatları ve Türkiye etkisi
ABD Soğuk Savaş diplomasisinin realist ekolünden gelen Zbigniew Brzeziński, kendi modelinde Dünya’yı bir satranç tahtasına benzetir. Ticaret Savaşları döneminde aynı ekolün temsilcisi Trump ise ördüğü vergi duvarlarıyla global aktörleri saflara ayırıyor. Küresel harita parçalara bölünmüş durumda ve bunun tarım sektörüne çok ciddi yansımaları var.
Vergi duvarlarının ardında çiftçi güveni: ABD’den Brezilya’ya
Uyguladığı vergi politikalarıyla Trump, kendi oy tabanı Amerikan çiftçisini el üzerinde tutuyor. Bu yüzden ABD’de çiftçi güveni zirveye oturdu. Çiftçi güveninin zirveye oturduğu tek yer ABD değil! Yeni Zelanda çiftçisinin de moralleri yüksek. Geçmiş yıllar trendinin aksine, peş peşe güçlü süt üretimi, merkez bankasının kur politikası ve yüksek fiyatlar Dünya’nın en önemli süt üreticisinde yüzleri güldürüyor. Yeni Zelanda çiftçisi yeni yatırımlar için finansman kullanımı yükseltmiş durumda.
Bir de Brezilya çiftçisi var— kan ağlıyor. Dışarıdan bakıldığında Trump’ın hamleleri sayesinde Brezilya’nın küresel pazar payını arttırdığı düşünülebilir. Ancak miktar artışı ile gelir artışını ayırmak lazım. Piyasa beklentilerinin üzerindeki faiz artışları ve bir türlü kontrol altına alınamayan enflasyon, Brezilya tarımının yarısına fon sağlayan Banco do Brasil’in takipteki alacaklarını hızla yükseltti. Düşen tahıl fiyatları, Brezilya çiftçisinin gelirlerini eritiyor. Artan finansman maliyetleri ise durumu daha da zorlaştırıyor. Sosyal demokrat hükümet, iaşede zorlandıkça sağ eğilim güç kazanıyor. Brezilya et üretiminin bu yıl %1 gerileyeceği öngörülüyor. Tarım, yalnızca denge tabloları üzerinden değil, kullanılan hammaddeler göz önüne alınarak da planlanmalı. Ekim miktarı tek başına başarı getirmiyor. Tarım planlaması ve ekosistemi; genetik, kimya, jeoloji ve finans gibi disiplinlerin kesişiminde, son derece karmaşık bir konu. Belki roket bilimi değil ama çok boyutlu bir bilimsel zemine sahip olduğu kesin.
BRICS Satranç Tahtası: Putin’in karşı hamleleri ve tahıl borsası
Rus çiftçisi de parlak günler geçirmiyor. Baskılanan buğday fiyatlarına karşın geçtiğimiz yıl ihalelerde fiili taban fiyat uygulanmaya çalışıldı. Küresel oyuncular ülkeden dışlandı ve sahadan bilgi akışı zorlaştı. Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump’a karşı kendi oyun alanını kurmak istiyor. En önemli buğday ithalatçısı Mısır’a yakınlaşırken, Bahreyn ile de yeni bir forum başlattı. BRICS kapsamında bir tahıl borsası kurmak için adımlar atıldı. Çünkü piyasa dinamiklerinde ülke ihaleleri ton başına CFR 240 ABD Doları seviyelerinden geçerken, Bangladeş gibi lojistiği zorlu bir ülke bile geçen hafta ihalesini 268 Dolar’dan tamamladı. Tam bu sırada Trump’ın Brezilya’yı hedefleyen %50 ve BRICS hizalanmasını engellemeye yönelik %10 ek vergi çıkışı hiç de tesadüf değil. ABD’nin Güney Afrika ile de turunçgiller konusunda arası açıldı. Turunçgiller, Güney Afrika’nın en önemli gelir kaynaklarından. Portakal suyu fiyatları sene başında sert bir şekilde düştü. Amerikan basınında portakal suyu karşıtı haberler yaygınlaşırken, portakal suyunun libresi ICE vadeli işlem kontratlarında 5,40 ABD Doları seviyesinden 2 Dolar seviyesine geriledi (güncel USD 2,88).
Çapraz ateşte gübre: Çin-Hindistan krizi ve Avrupa’nın Rusya vergisi
BRICS’in diğer iki üyesi arasında ise soğuk rüzgarlar esiyor. Hindistan ve Çin arasındaki çeşitli uyuşmazlıklar, tarımın kritik girdisi gübreyi çapraz ateşe aldı. Çin, iki yıldır gübre ihracatında kota uyguluyor, Hindistan’a sevkiyata fiilen izin vermiyor. Hindistan bu süreçte gübre temininde büyük zorluklar yaşadı. İhalelerde ya iptal kararları aldı ya da eksik sevkiyatlara razı oldu. Ülkenin üre (N) stokları geçen yılki 11 milyon ton seviyesinden 6,6 milyon tona düştü. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden muson yağmurları, Hindistan’da rekoltenin tarihi zirveye çıkacağına işaret fakat beraberinde gübre talebini de artırıyor. Ton başına CFR 400 ABD Doları civarındaki üre fiyatları geçtiğimiz hafta düzenlenen ihalede 500 Dolar sınırına neredeyse 100 Dolar sıçradı. Piyasa, “mucize” diye niteledi. Benzer şekilde fosforlu (P) gübrelerde sıkışıklık var. DAP ve MAP fiyatları 800 Dolar sınırını zorlamaya başladı. Etiyopya ve Hindistan, yılbaşında 700 Dolar’ın altındaki fiyatları reddetmişken şimdi 800 Dolar seviyelerine boyun eğmek zorunda. Hindistan – Çin örneğine benzer şekilde Avrupa’da Putin’in gübreyi bir nükleer silaha çevirdiği söylemi ağır basınca Birlik, Rus (ve Beyaz Rus) menşeli ürünlere 1 Temmuz itibariyle kademeli vergileri yürürlüğe koydu.

Türkiye’nin pozisyonu: Dezenflasyon ve tarımda denge arayışı
ABD şu anda Kuzey Afrika’nın büyük ithalatçılarına tahıl sevkiyatını artırıyor. Düşük fiyatlar, Amerikan çiftçisinin eline oynuyor. Bu konjonktür, tahıl ithalatçısı Türkiye’nin de dez-enflasyon programıyla uyumlu. Bu yıl Türkiye’de buğday ithalatının artması beklenirken mısır için de kota açıldı. Türkiye’nin ihracatçı olduğu yaş sebze-meyve, kuru meyve ve kuruyemiş fiyatları ise lehimize çalışıyor. Gübre fiyatlarında mevcut seviyeler şok ölçüsünde değil; hatta 2022 yılı zirve fiyatlarının üre (N) ve fosfatlarda (P) sırayla yaklaşık %50 ve %25 altında seyrediyor. Et fiyatlarındaki artış ise fiyat istikrarı sınırlarında kalırken, süt piyasasında elverişli arz koşulları önemli bir dengeleyici olmaya devam ediyor.
Fransa ve İtalya arasındaki Kuzey Afrika buğday diplomasisini daha önce “Çöl Tilkisi” başlıklı yazımızda değerlendirmiştik. Fransa’da hükümet çiftçilerin yoğun tepkisiyle karşı karşıya ve sağ rüzgâr güçlenerek esiyor. Yeni Zelanda süt piyasasını ise “Her Dolar Güçlü Bir Dolar Değildir” yazımızda ele almıştık. Yeni Zelanda, sağ politikaların çevre politikalarıyla uzlaşmasında öncü rol oynayan bir ülke. Tarım jeo-politiğinde hamleler derinleşirken, satranç tahtasında taşlar karşılıklı şah çekiyor. Ancak “Büyük Oyun”a gerek yok—tarım piyasalarının rutin takibi ve objektif analizi zaten jeo-ekonominin kalbinde atıyor.