Enflasyonun 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması

Bloomberg Terminali’nin açılış sayfası geçtiğimiz hafta özdeyişleriyle gündemi be­lirledi:

*“Eğer ölçü hedefe dönüşürse, artık iyi bir ölçü değildir.” Char­les Goodhart, 25 Ağustos 2025.

*“Hesaplamanın özü sezgidir, sayılar değil.” Richard Wesley Hamming, 1 Eylül 2025.

İngiltere Merkez Bankası tec­rübesi ve LSE geçmişiyle Char­les Goodhart, küresel merkez bankacılığının ağır toplarından­dır. “Rasyonel piyasa” görüşü­ne karşı duran Goodhart, TCM­B’nin koridor politikasına ma­kaleleriyle ilham vermiş, yine TCMB himayesinde Boğaziçi Üniversitesi dâhil birçok sem­pozyumda Türkiye’ye gelerek heterodoks damarı beslemiş­tir. Gerçi kendisine göre “Şikago ekolü dışında kalan herkes hete­redoks”tur.

Ağustos ayı enflas­yonu açıklandığında son yılların en düşük değerlerinden biriyle karşılaştık: %2,04. Aylık ortala­ması %2,14 seviyesindeki son on yıllık geçmişin hemen altında. Yani tam ortalama… Ama piyasa bu ortalamayı yüksek buldu! İş­te sürpriz etkisi buradan doğdu. Verinin ardından fiyatlamalar hareketlendi, beklentiler değiş­ti. Eğer ortalama bir veri yüksek hissediliyorsa, merkez bankası beklentileri çıpalamış demek­tir. Goodhart’a göre kısa vadede merkez bankası faizi seçmekte serbesttir ama uzun vadede “re­el faiz” konjonktüre teslim olur. Bu noktada merkez bankasının yönettiği şey artık faiz değil, enf­lasyondur.

Fed’in söz ile yönlendirme (ta­ahhüt = forward guidance) gele­neği de tam bu mantığa oturur. Bernanke döneminde geliştiri­len yöntem, küresel merkez ban­kacılığında verim eğri­si boyunca beklentileri yöneterek uzun vadele­re etkiyi artırdı.

Verim eğrisi fiyatlamaları

Daha önce de tartış­tığımız üzere piyasa fi­yatlamalarını baz al­mak esastır. Ağustos enflasyonu ile ana eği­lim (trend enflasyon) %24 oranı­na kadar geri çekildi. Verim eğ­risi fiyatlamaları bu oranı teyit eder nitelikte zira kısa ve uzun vadeli faizler arasındaki eğim son haftada kayda değer değişim göstermedi.

Beklentilerin düşmesi fiyat is­tikrarı için pozitif. Verinin yük­sek hissedilmesi ise bizzat fırın ürünlerinden geldi: Aylık %5,5 artış, TÜFE sepetinde %4,7’lik ağırlığıyla 26 baz puanlık etki — tam da gerçekleşme ile beklen­ti farkı. Yaz aylarındaki ekmek zamları (aylık %8) tabloyu belir­ledi. Ağırlıkları düşük olmakla birlikte içecek grubu da öne çık­tı. Bunun iç ve dış iki nedeni var:

1-Zirai don nedeniyle yüksek seyreden meyve fiyatları (yıllık %81) meyve suyu imalatını etki­liyor. Meyve suyunda aylık %4,5 yıllık %42 artış söz konusu.

2-19 Mayıs tarihli “Hayat pa­halılığı bir kutu çikolata mı­dır?” başlıklı yazımızda belirti­ğimiz üzere kahve ve kakao fi­yatları küresel arz problemleri nedeniyle fiyat seviyesini etkili­yor. Her iki grupta yıllık artış hı­zı %67. Talep elastikiyetine bağlı kakao bir nebze gevşese de ine­lastik talep nedeniyle kahve fi­yatları zirvede mahsur kalmış durumda.

Küresel sıvı yağ piyasası da di­ken üstünde: FAO endeksi 2022 sonrası zirvede. Ukrayna’da kö­tü geçen hasada bağlı Mersin teslimatlı ayçiçeği yağı ton başı­na 1,280 ABD doları. ABD biyo­yakıt teşvikleri soya kompleksi­ni güçlü tutarken, milyarlık nü­fuslarıyla Hindistan ve Çin’in palmiye yağı ithalatı dengeleri bozuyor. Kanola tarafında Çin– Kanada–Avustralya hattı geri­limli. Kısaca sıvı yağ kompleksi şu dönemde problematik.

Hatta bu yağ fırtınası tereyağı üzerin­den süt grubuna da baskı kuru­yor. Buna rağmen TÜFE’nin sı­vı yağ grubunda artış aylık %2,6 yıllık %31 oranlarıyla kontrol altında. Et fiyatları ise FAO en­deksine göre küresel tarihi zir­vede. ABD ve AB’de daralan hay­van varlığına karşın Brezilya ve Avustralya küresel arzı ayakta tutmaya çalışıyor. Çin’in yavaş­layan ekonomisi talebi frenle­yerek biraz nefes aldırıyor.

Buna rağmen kırmızı et fiyatları İngil­tere’de Sterlin bazlı %24 ile seri­nin başladığı dönemden bu yana en yüksek artışı kaydetti. Üste­lik İngiltere iç piyasasında kah­ve ve kakaoda %20 artış, majör para biriminden ölçülüyor. Tür­kiye’de ise kırmızı et fiyatların­daki artış TL cinsi %32 oranıy­la kontrol altında. Bu, TCMB’nin önümüzdeki yıl için öngördüğü daha düşük gıda enflasyonu se­naryosunu anlamlı kılıyor.

Japonya’da pirinç krizi tarım bakanını istifaya götürdü. Ağus­tos itibarıyla TÜFE %2,6, gıda enflasyonu %6,9. Yalnızca taze gıdada aylık %3,2 artış yaşan­dı. ABD’deki “yumurta krizi”ni 17 Mart tarihli yazımızda ele al­mıştık. G-7 örnekleri çoğaltıla­bilir.

Hindistan’ın aç kalmasına Trump göz yumamaz

30 Ağustos törenlerine dair yapay zekâ ile üretilen sahte gö­rüntüler, saygın yorumcuları bi­le özür dilemek zorunda bırak­tı. Pekin’den servis edilen ka­rikatürize kareler ise kıyamet senaryolarına malzeme oldu. Oysa dez-enformasyon konu­sunda üst perdeden hassasiyet gösteren Ekonoritmiks, “Brze­ziński” başlıklı 14 Temmuz ya­zısında Çin–Hindistan–ABD üç­genini, özellikle gübre piyasası üzerinden çözümlemişti. Hin­distan’ın milyarı aşan nüfusu­nun aç kalmasına Trump göz yu­mamaz. Modi’nin ziyareti sonra­sı Çin’in Hindistan’a üre (N) ve fosforlu DAP (P) ihracatını ser­best bırakmasıyla gübre piyasası zirveden gevşedi.

Önümüzdeki yıl TCMB’nin gıda fiyatları için Pekin’den gelen görüntüler çok önemliydi. Matematikçi Ham­ming, bilgisayar mühendisliği­nin gelişmesine verdiği katkı­larla bilinir. Hayatını sayılara adamış bir insan, rakamsal de­ğerlere değil, manalara odak­lanmayı önerir. Amaç sayı değil sezgilerdir. Ağustos enflasyonu, ortalamanın altında bir gerçek­leşme ile aslında beklentilerden yüksek hissettirerek bize şu­nu anlattı: Enflasyonun gerçek Zafer Bayramı, fiyat istikrarına yaklaştığımız gün kutlanır. Ve bu ağustos, yalnızca rakamlarla de­ğil, anlamıyla bir zafer kazandı.

Enflasyonun 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması - Resim : 1

Enflasyonun 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması - Resim : 2

Enflasyonun 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması - Resim : 3

Enflasyonun 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması - Resim : 4

Yazara Ait Diğer Yazılar