İhracatımız ithalatımızı bir gün yakalar mı

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Yakalasa hiç fena olmaz temennisiyle çık­tığımız yolculukta, fark ne yazık ki itha­latın lehine daha çok açılıyor. Geçtiği­miz hafta katıldığım tüm televizyon kanallarında üzülerek bunu dile getirdiğimde, dudak büken­leri ve hatta belki de bu yüzden beni eleştirenleri adeta görür gibi oldum. Ancak gelin görün ki ben her zaman reel durumu söylüyorum, ve tabi yine öyle yaptım. TÜİK tarafından Ticaret Ba­kanlığı işbirliği ile oluşturulan ve geçtiğimiz gün açıklanan Ekim ayı verilerini analiz ettiğimizde, dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına gö­re yüzde 421.7 artarak 1 milyar 509 milyon dolar­dan, 7 milyar 874 milyon dolara yükseldiğini gö­rüyoruz. İhracat yüzde 3 artarken, ithalatın artış yüzdesi 31.4. Ekim ayı ihracatı, 21 milyar 328 mil­yon dolar, ithalat ise 29 milyar 202 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Bu fark kapanır mı ve bizi nasıl bir süreç bekli­yor, yorumlamamız gerekiyor. Yorumlamayı doğ­ru yapar ve reçeteye uyarsak ihracatımız ithala­tımızı elbette bir gün yakalar ve geçer. Ama sıkı ve kararlı bir politika uygulamak olmazsa olmaz.

Ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2022 Ekim ayında ara mallarının payı yüzde 79,3, sermaye mallarının payı yüzde 11,5 ve tüketim mallarının payı yüzde 9,1 olarak gelmiş. İthalat­ta, 2022 Ocak-Ekim döneminde ise ara malları­nın payı yüzde 81,2, sermaye mallarının payı yüz­de 10,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 8 olarak gerçekleşmiş. İhracattaki dağılıma girmek iste­miyorum, ithalatı inceler isek, aslında dış ticaret açığını anlamak ve yol haritasını tayin etmek da­ha kolay olacaktır.

TÜİK genelde yorumlarını yaparken, enerji ürünleri ve parasal olmayan altını soyutlayarak da bir karşılaştırma yapmayı tercih ediyor. Ha­di gelin biz de bu iki rakamı indirgeyerek ihracat ithalat karşılaştırması yapalım, bakalım durum ne kadar değişiyor. Resme böyle baktığımızda 2022 Ekim ayı ihracatı 19 milyar 766 milyon do­lar. İthalat ise 18 milyar 637 milyon dolar. Resmi bu şekilde incelediğimizde ihracat ile ithalat ara­sındaki fark ihracatın lehine çıkıyor. Eminim bir çoğunuz şaşırdınız. Her ne kadar tabela toplam veriler üzerinden dış ticaret açığını ortaya koysa da, bu hali ile bakıldığında 1,1 milyar dolar dış ti­caret fazlası olduğunu görebilmek mümkün. Bu­radan da anlaşıldığı üzere özellikle enerji maliye­ti dış ticaret açığının çok çok önemli bir kalemini oluşturmakta.

Demek ki elde var bir: Enerji problemini orta vadede dahi olsa, bir şekilde çözmek zorundayız.

Gelelim bir diğer veriye, ekonomik faaliyetle­re göre ihracatta, 2022 Ekim ayında imalat sa­nayinin payı yüzde 94,7, tarım, ormancılık ve ba­lıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,7. İtha­lattaki oranları yukarıda belirtmiştim tekrar et­meyeceğim, sadece tüketim mallarının payının yüzde 9,1 olduğunu hatırlatacağım. Yani aslında sanıldığı gibi dış ticaret açığının ana sebebi tüke­time yönelik ithalatın çokluğu değil. Zira üretim girdisi olarak yapılan ithalatın oranı toplamın yüzde 80’i. Bu ithalatı yapmasak, zaten ihracat yapma şansımız da olamayacak. Bu da şu anlama geliyor.

Üretim, üretim, üretim.

Üretmeliyiz ki, hammadde ihtiyacımızı da bünyemizden temin edebilir hale gelelim. De­mek ki, elde var iki. Ha tabi üretim ve ihracatı­mızdaki tarım payının düşüklüğünü de es geçme­mek gerekiyor.

Ürettiğimizi katma değerli hale getirerek, daha karlı ihracata dönüştürmemiz, bunu yapmak için de markalara daha fazla yatırım yapmamız ve ge­liştirmemiz kaçınılmaz. Bunu da başardığımız­da, ülke kar marjımızı yükselttiğimizde, ihraca­tımızın ithalatı geçmesi zaten kaçınılmaz hal alır.

Ve belki de tam bu noktada benim meşhur ÜMİT sloganımı tekrarlayarak noktayı koymam yerinde olacaktır:

Ü-retmeliyiz

M-arkalaşmalıyız

İ-hraç etmeliyiz

T-eknolojiyi daha çok kullanmalıyız

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomik manzara 2024 19 Nisan 2024
Kadın deyince 08 Mart 2024