İhracatta 2022 rüzgarı yeniden mümkün

Fikret ÇENGEL
Fikret ÇENGEL Bir Dünya Ekonomi fikret.cengel@dunya.com

Çok değil, 1 yıl önce Türkiye’nin dış ticarette yakaladığı olumlu rüzgar baş döndürücü rekorları beraberinde getiriyordu. 28 Nisan 2022, o günlerden biri. O gün kaydedilmiş en yüksek günlük ihracat gerçekleşti: 1 milyar 980 milyon dolar. O günlerden sonra rüzgar tersine dönmeye başladı. O yılın şubatında başlayan Rusya-Ukrayna krizi savaşa döndü ve yaptırımlar gündeme gelmeye başladı.

Mart ayında da savaşa bağlı olarak enerji fiyatlarındaki yükseliş ve beraberinde emtia fiyatlarındaki dalgalanmaları beraberinde getirdi. Dünya, şubattan itibaren yeni bir döneme girdi ama nisan ayında gelen günlük rekor 6 ay öncesinden gelen siparişlerin etkisi ile gerçekleşti. 2022’nin ilk çeyreğinden itibaren de Avrupa’da yaşanmaya başlayan talep daralması siparişlere yansıdı. Türk ihracatı için arkadan esen rüzgar yön değiştirdi.

Ne savaş ne de başka bir kriz Türk ihracatçısı açısından en büyük meydan okuma seçimler oldu. Zira ihracat artış hızının gerilemesinde en büyük pay seçim ekonomisinden geldi. Asgari ücret artışı ve EYT düzenlemesi, hammadde ve enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle girdi maliyeti zaten yüzde 20 artan üreticilere ilave yüzde 20 getirdi.

Yine seçim ekonomisine bağlı olarak TL ile borçlanmanın teşvik edilmesine karşın paranın dövize kayması ve kurdaki baskı finans akışının daralmasına neden oldu. Merkez Bankası TL’nin değerlemesini sağladı, bu da ihracatı olumsuz etkilerken ithalatı teşvik etti. Bu dönemde ihracatçılar kur baskısı nedeniyle dış dünyada rekabet gücü azalırken pazar kaybı endişesi yaşıyor. Öte yandan değerli kur ithalatı geliştirdi ve yerli üretici içerde de rekabet edemez noktaya geldi.

Belediye seçimleri de önemli

 Temas kurduğum ihracatçıların tamamı bir senedir karşıdan esen rüzgarın artık yön değiştirmesinin ancak seçimlerden sonra mümkün olacağına inanıyor. Seçimler tamamlansın, görev dağılımı yapılsın ve seçim ekonomisinden artık çıkalım. Bu arada 2024 yılında belediye seçimlerinin yapılacağını da unutmamak gerek.

İstanbul ve Ankara için yapılacak seçimler, en az Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kadar önemli ve çekişmeli geçecek. İş dünyasının tek beklentisi bu seçimin bir seçim ekonomisine dönüşmemesi. Para politikalarında gözlenecek tavır önümüzdeki dönemi belirleyecek.

Baskı devam eder mi veya dolar TL enflasyon ayarı gerçekleşecek mi bunu zamanla göreceğiz. Piyasada doların 25 ile 27 arasında bir yere oturmasını bekliyor ama yıl sonu tahminleri 30 liraya kadar bir artış öngörülüyor. Dış etkenler, seçim ekonomisi, kur politikası ve finansman konularından olumsuz etkilenen dış ticaretin 2022 rüzgarını yeniden yakalaması elbette mümkün.

Bunun ilk şartı da normalleşmenin başlaması. Ne yazık ki son dönemlerde Türkiye’deki kutuplaşma sermayede de kendini fazlasıyla hissettirmeye başladı. Tehlikenin büyüğü bu. İhracat yapan, ülkeye döviz sağlaya, yatırım yapan şirketleri o ittifaktan veya bu ittifaktan diye etiketlemek Türkiye’ye kuşkusuz yapılacak en büyük kötülük. Sermayenin, ihracatın bir rengi ve tarafı olamaz. Kur, finansman, talep.. bunlar değişkenlik gösterebilir.

Rüzgar arkadan da önden de esebilir ama sokakta yaşatılmaya başlanan ayrışma sermayeye ve Türkiye’nin sürdürülebilir en önemli döviz gelirini oluşturan ihracata yansımamalı. Kim kazanırsa kazansın 29 Mayıs Türkiye için yeni umutların, birlik ve beraberliğimizin güçleneceği bir günün başlangıcı olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar