İş'te psikoloji…

Sedat KARABULUT
Sedat KARABULUT secturkiye@yahoo.com.tr

ILO, İş Sağlığı Ortak Komitesi'nde Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte "işyeri sağlık hizmetleri" tanımını yıllar önce, 1950 yılında yapmıştı; '' Çalışan işi ile biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak uyum içinde olmalıdır…''

Benzer bir tanımla; MÖ 357 yılında sağlık tanrısı Asklepios adına bugün Bergama olarak bilinen yerde inşa edilen Asklepion'daki yazıtlarda karşılaşıyoruz.

Ruh hastaları aramızda yaşıyor…

Geçtiğimiz hafta içinde gazetelerde okumaya alışık olduğumuz bazı haberlere ''ruh sağlığı'' penceresinden baktım. Onlarca örnek içinden ikisini sizler ile paylaşmak isterim:

- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve  TBMM eski Başkanı Bülent Arınç'ın web sitelerinin de aralarında bulunduğu 200'den fazla internet sitesi ile 30 bin MSN adresini çökerttiği öne sürülen ve iki yıldır aranan Konyalı "bilgisayar korsanı" yakalandı. Zanlı ifadesinde '' siteleri sadece zevk için çökerttiğini '' söyledi.

- Bursa'nın Yıldırım ve Osmangazi ilçelerindeki iki ayrı okulun güvenlik kamerası kayıtlarından, okul koridorunda elinde fırçayla dolaşıp kameraların yönünü değiştiren şahsın görüntüsünü alan polis, şahsın 50 ayrı hırsızlık suçundan kaydı bulunan Doğan A. (27) olduğunu tespit etti. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü yemekhanesinde geçici işçi olarak çalıştığı belirtilen şahıs, "Milli Eğitim Müdürü beni işe almadığından dolayı bunlar oldu. Benim kadrom geldi. Kadrolu memur adayıyım ben. Milli Eğitim Müdürü beni işe almadı, intikam almak için yaptım" diye konuştu.

Bunlar iyileri… Tacizciler, gaspçılar ve katilleri, bırakın yazmayı, okumak bile zor geliyor. Türkiye'nin ruh hastalıkları ile ilgili istatistiklerini incelediğimiz zaman, durumun vahameti daha da çarpıcı hale geliyor.

Gidişat hiç de hayırlı değil…

Ruh Sağlığı'nda İnsan Hakları Girişimi (RUHİSAK), Türkiye'deki altı ruh ve sinir hastalığı hastanesinde Haziran 2007'den başlayarak bir yılda tamamladığı araştırmanın sonuçlarını geçenlerde açıkladı. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu ve İnsan Hakları Gündemi Derneği'nin işbirliğiyle hazırlanan rapor, İstanbul'da Bakırköy ve Erenköy, Manisa, Elazığ, Samsun ve Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanelerini kapsıyor. Çalışma, bu konudaki en kapsamlı araştırma olma özelliğini de taşıyor. Sağlık Bakanlığı'nın izniyle yapılan araştırmanın amacı; hastaların gereksinimlerinin insan hakları açısından tartışılabileceği ve toplumsal yaşama tam katılımlarını sağlamak için neler yapılabileceğini tam olarak planlamak. İncelemeler, Türkiye'nin ruh sağlığı ile ilgili pek çok sorunu da ortaya çıkardı. Bunlardan bazıları şöyle:

Nüfusun yüzde 18'i, yaşamı boyunca en az bir ruhsal rahatsızlık yaşıyor. Türkiye'de yaklaşık olarak 800 bin şizofreni hastası bulunuyor. Sağlık kurumlarında 1205 psikiyatrist çalışıyor. 100 bin kişiye 1.67 psikiyatrist düşüyor. Fransa'da 100 bin kişi için 22.5, İngiltere'de 19.8, Almanya'da ise 11.7 psikiyatrist bulunuyor. Hastanelerimizde 995 psikolog var. Ülkemizde 100 bin kişiye 1.41 psikolog, 0.77 uzman sosyal hizmet uzmanı, okullardaki 100 bin çocuğa 124 rehber öğretmen düşüyor. Türkiye genelinde psikiyatrik hastaların tedavisi için 6 bin 190 yatak var. Hastanelerde kalan ruh sağlığı hastalarının yüzde 13'ü tüm yaşamlarını hastanede geçiriyor. Hastanelerdeki odalarda 1-25 arasında hasta kalıyor. Bir psikiyatrist günde 50 hastayı muayene ediyor ve hasta başına 5 ila 10 dakika vakit ayırabiliyor. Ülkemizdeki zihinsel engelli sayısı 492 bin 38. Ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre bu sayı 700 bin ile 1 milyon 500 bin arasında. Ruh hastalıklarını tetikleyen birçok durum var. Bunların içinde '' işsizlik '' önemli bir yer tutuyor.

Uzmanlar işsizliğin ve artan yoksulluğun, bedensel yakınmalar, stres bozuklukları, depresyon, umutsuzluk, öz saygı yitimi ile davranış bozuklukları gibi akıl sorunlarına yol açtığını ifade ediyor. Ayrıca işsizlik sorunun yalnızca bireyin kendisini değil, ailesini ve çevresini de etkilediğini dile getirerek, işsiz gençlerin içinde bulunduğu psikolojik baskıya karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Küresel ekonomik krizin olumsuz etkisi ve işten çıkartmalara paralel olarak, ülkemizin ruhsal hastalık istatistiklerinin de yükselmesi bekleniyor.

Bu olumsuz hava ne kadar sürer bilinmez, ancak işler yoluna girip de şirketler yeniden personel almaya başladığında, İnsan kaynakları ( İK ) uzmanlarını zor günler bekliyor. İK uzmanlarının yapacağı işe alım süreçlerinde, adayları doğru değerlendirebilmek için, uzman iş psikologlarına ihtiyacı olacağa benziyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Personel seçimi 22 Kasım 2008
Otomobil, ÖTV ve çevre 08 Kasım 2008
Lunapark 04 Ekim 2008