Yöneticiler mercek altında…

Sedat KARABULUT
Sedat KARABULUT secturkiye@yahoo.com.tr

Geçtiğimiz hafta içinde, Karolinska Enstitüsü ile Stockholm Üniversitesi uzmanlarının, Stockholm bölgesinde çalışan ve yaşları 19 ile 70 arasındaki erkeklerin kalp hastalıklarını incelediği araştırmanın sonuçları açıklandı. Yaklaşık on yıl süren bu araştırma, çalışma yaşamındaki stres kaynakları ile kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi açıklayan önemli ipuçlarını içeriyordu. Uzmanlar, düşüncesiz yöneticilerin iş ortamını daha stresli hale getirmekle kalmayıp, çalışanların kalp hastası olma riskini de artırabileceklerini iddia ettiler.

İş stresi…

Stres, doğal yaşam şartları içinde sıfırlanması mümkün olmayan bir şeydir. Yaşamın her alanında ve özellikle iş hayatında, birçok stres kaynağı vardır. Çalışma hayatında farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan stresin, hem çalışanlar hem de işveren temsilcileri için, iş verimini düşürme, işe olan konsantrasyon ve bağlılıkta azalma ile çalışma barışını bozma gibi olumsuz etkileri vardır. Araştırmalar iş stresinin temel kaynaklarını şu şekilde özetliyor;

- İşini kaybetme korkusu; En önemli stres faktörü olarak geçer. İşini kaybetme korkusu bireyin benlik saygısının azalmasına yol açar. Özellikle yoğun ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde çalışanların iş kaybetme korkusu artar. Bu durum, çalışanın ailesi ile yakın sosyal çevresini de olumsuz olarak etkiler.

- Aşırı iş yükü; İş yükünün ölçülebilen kısımları olduğu gibi, göreceli veya ölçülemeyen durumlar da olabilir. Özellikle olması gerekenden az personelin çalıştığı işlerde görülür.

-  İşyerinde tehlikelerin olması; İş kazaları sonucu ölüm ve yaralanmalar olmasına rağmen, riskleri azaltacak önlemlerin alınmaması veya meslek hastalıklarına neden olabilecek tehlikelerin varlığı, iş stresini artırır.

- Fiziki çevre ve mekân; Tozlu, nemli, havasız, karanlık veya kalabalık çalışma mekânları da stres kaynağı olabilir.

- İşyerindeki kişiler arasındaki ilişkiler; yazımızın başında değindiğimiz konu ile ilişkili olan bu bölümü biraz detaylandırmakta fayda görüyorum.

İletişim her şeydir…

İşyerinde kişiler arası ilişkilerde en önemli stres faktörü; değerlendirme ve terfi kriterleridir. Burada stres kaynağı, bu kriterlerin adil olarak uygulanmaması yanında, işyerinde böyle kriterlerin hiç olmaması bile olabilir. Zaten insanlar başkaları tarafından değerlendirilmekten hiç hoşlanmazlar. Bir de işyerinde adil olmayan başarı değerlendirmelerine göre yapılan terfiler, liyakat esasına oturmadığı için kişiler arasında bir çatışmaya, dolayısıyla da strese sebep olabilirler. Önemli bir diğer stres kaynağı da, çalışanın işyerindeki rolleri konusunda yeterli bilgisinin olmadığı durumunda görülür. Eğer çalışana işi ve yapacağı işin amaçları yeterince tanımlanmamışsa, bir diğer ifade ile ne yapacağını bilemiyorsa stres kaçınılmaz olur. Önemli bir diğer konu, hiç şüphesiz işyerindeki ast-üst ilişkisidir. Araştırmalar gösteriyor ki; çalışanların birçoğu işlerine sadece alacakları maaş için gitmiyorlar. İnsanlar çoğu zaman gelirlerinin yanı sıra, tatmin ve anlamlı sosyal ilişkiler arayışı içindedirler. Üstü tarafından takdir edilmeyen, işyerinde aradığı ilişki tiplerini bulamayan çalışan için çalışma ortamı son derece sıkıcı ve çekilmez olabilir. İşletmelerde bu ilişkileri yönetmek zorunda olan kişiler, hiç şüphesiz ki o işletmenin yöneticilerdir.

Kötü yönetici hasta ediyor…

İsveçli uzmanların yaptığı araştırmanın önemi, bu bilgiler ışığında daha da çarpıcı bir hal almaktadır. İlgili araştırma, kötü yöneticiler ile onlara bağlı çalışanlarda görülen kalp hastalıkları riski arasında, güçlü bağlantılar bulmuştur. Bu risk, kişi aynı işte ne kadar uzun süre çalışırsa o kadar artmaktadır. Mesleki ve Çevresel Tıp Dergisi'nde yayımlanan araştırmayı yapan uzmanlar, iş yerinde önemsenmemenin ve destek görmemenin strese neden olabileceğini ve bunun da çalışanı sigara içmek gibi sağlıksız davranışlara itebileceğini belirtmiştir. Araştırmada ayrıca, katılımcılardan yöneticilerinin iletişim kurmada ne kadar iyi oldukları, ya da personel için hedefleri ne kadar net belirleyebildikleri gibi, bazı yönetim tarzlarını değerlendirmeleri istenmiştir. Bu değerlendirmenin sonucunda da, yöneticilerini ehil bulmayan çalışanların kalp krizi geçirme riski yüzde 25 olarak saptanmıştır. Aynı işte uzun süre çalışanlar için ise bu risk, yüzde 64'lere çıkmaktadır.

Son günlerde ekonomik kriz, işten çıkartmalar, belirsizlik ve piyasalardaki istikrarsızlık derken, sinirlerimiz keman teli gibi geriliyor. Liderlik ve yöneticilik becerilerimizin test edildiği günler yaşıyoruz. Çalışanların işi zor, ama yöneticilerin işi de hiç kolay görünmüyor. Çalışanların sağlığı, çalışma barışı ve iş verimi için sağlıklı yöneticilere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Patronların, işlerini emanet ettikleri yöneticilerini, daha yakından izlemelerinin gerektiği günleri yaşıyoruz. Yöneticiler için doğru koçluk hizmetlerinin önemi ve ihtiyacı artıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Personel seçimi 22 Kasım 2008
İş'te psikoloji… 15 Kasım 2008
Otomobil, ÖTV ve çevre 08 Kasım 2008
Lunapark 04 Ekim 2008