Türkiye'nin ''İş Sağlığı ve Emniyeti'' envanter

Sedat KARABULUT
Sedat KARABULUT secturkiye@yahoo.com.tr

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada, oluşturacakları sanayi envanterinin üzerine kuracakları yeni sektörel teşvik yasası ile Türkiye'de devrim yapacaklarını söylemişti. Geçen dönemde makro ekonomik istikrarın sağlandığını, bu dönemde ise mikro ekonomide iyileşmeler sağlamak için çalışmaları yürüttüklerini belirten Çağlayan, kayıt dışı çalışanların bahanelerini de ellerinden alacaklarını kaydetmişti. Bu gün halen bakanlığın Türkiye'nin sanayi envanterini oluşturma çalışmaları devam ediyor.

Bir yerden başlamak gerekiyor...

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan; devrim sayılacak gelişmelere yol açacağına inandığı teşvik yasasını çıkartmadan önce, bu envanter çalışmasının bitmesini bekliyor. Neden? Bu kadar iddialı bir girişim, bunca süredir bir araştırmanın sonucunu bekliyor?

Bakanlığın açıklamalarına göre; ''Sanayi envanteri ile Türkiye'deki sanayi potansiyeli ortaya çıkarılarak, eksik ve fazla kapasite belirlenecek. Ayrıca sektörel analizler yapılarak, Türkiye'nin sanayi politikası tespit edilecek ve uygun stretejilerle desteklenecek. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla binlerce işletmenin verileri sisteme kaydedildi. Yeni teşvik sistemi, kaydı bulunmayan işletmelerin kayda geçirilmesinin ardından devreye girebilecek.''

Geçtiğimiz günlerde istihdam sorununa da değinen Çağlayan, "Türkiye'de iş bulamayan milyonlar var ama bir yandan da milyonları arayan sanayici var. İstihdamın çeşitliliğinin ortaya konulması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde sanayi envanteri gibi bir istihdam envanteri yapılması da kaçınılmaz olacaktır" diye konuştu.

Bütün bunlar zaman alan ve emek gerektiren işler. Ama aynı zamanda umut veren, geleceğe daha güvenli bakmamızı sağlayan anlamlı çalışmalar.

Vakit kaybediyoruz...

Benzer bir çalışmanın ''İş Sağlığı ve Emniyeti '' alanında da yapılması gerekiyor. Bu araştırmalara bir an önce başlamak artık şart olmuştur. Zira son birkaç yıldır, İş Sağlığı ve Emniyeti ile ilgili yönetmelikler yayınlanıyor, yasa tasarıları hazırlanıyor. Ülkemizin çalışma hayatını etkileyen kararlar alınıyor. Avrupa Birliği (AB) fonlarından yararlanmak için projeler hazırlanıyor, hatta uygun bulunup bütçe sağlanıyor. Ama Türkiye'nin hangi iş sağlığı ve emniyeti problemini çözmek için kural konuluyor veya ne tür fonlar kullanılıyor? Bir örnek vereyim;

'' 18 aylık bir süre içinde KÖOrganize Sanayi Bölgesi'ndeki işyerlerinde çalışmakta olan 10.000 işçinin aile planlaması hizmetlerinden yararlanma durumlarının iyileştirilmesi amacıyla, işyerlerinde eğitim hizmetlerinin organize edilmesiÖ'' için AB fonlarından kaynak sağlanmış ve kullanılmıştır. Dünyada her yıl 160 milyon insan meslek hastalığı tanısı alıyor. Ülkemizde her yıl binlerce kişi iş kazası nedeniyle canından oluyor. Ve biz işyerleri için aile planlaması konusunda proje yazıyoruz, fon kullanıyoruz..!

Mevcut durum tespiti...

Bir işe başlamadan önce ''mevcut durum tespiti'' hemen her zaman kullanılan temel bir usuldür. Nereye, nasıl gideceğinizi belirlemeden önce nerede olduğunu bilmek esastır. Ülkemizde en büyük iş sağlığı ve emniyeti tehlike kaynakları nelerdir? Gürültü mü? Kimyasal maddeler mi? Yüksekte çalışmak mı? Radyasyon mu? Ergonomi mi? Bu tehlike kaynaklarına maruz kalan kaç çalışanımız var? Ülkemizin önümüzdeki on yıl içinde kaç işyeri hekimine, işyeri hemşiresine ve iş emniyeti uzmanı ile teknisyenine ihtiyacı olacak? Bu personeli kimler, nerede eğitecek? Bu soruları artırmak mümkün ancak, bu konularda geniş bir bilimsel araştırmaya rastlamak çok zor. 

Durum ne kadar acıklı veya umut verici olursa olsun, doğru bir ''İş Sağlığı ve Emniyeti'' envanteri çalışması ile gerçek tablo ortaya çıkartılmalıdır. Çünkü Türkiye'nin ''İş Sağlığı ve Emniyeti'' konusundaki geleceğini şekillendirebilmek için, önce mevcut halini net biçimde görebilmemiz gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Personel seçimi 22 Kasım 2008
İş'te psikoloji… 15 Kasım 2008
Otomobil, ÖTV ve çevre 08 Kasım 2008
Lunapark 04 Ekim 2008