Küresel dünya vatandaşı

Sedat KARABULUT
Sedat KARABULUT secturkiye@yahoo.com.tr

Küresel dünya, küresel ekonomik kriz, küresel ısınma, küresel rekabet… Yaşadığımız yüzyılın gelişmiş iletişim ve ulaşım imkânları, dünyayı büyük bir köy haline getirdi. Binlerce kilometre uzaktaki herhangi bir olay, şu veya bu şekilde diğer bölgeleri de etkiler hale geldi. Küresel rekabet ''ne pahasına olursa olsun üretim'' sloganı ile yıllarca tüm dünyayı kasıp kavurdu. Fabrikalar zehirli atıklarını hiçbir arıtmaya tabi tutmadan doğal ortama saldı. Bu zararlı atıklar yüzünden nehirler, denizler, yeraltı suları ve hatta uçsuz bucaksız dünya atmosferi bile olumsuz olarak etkilendi. Günlük sohbetlerimizde ozon tabakası, sera etkisi ve küresel ısınma gibi kavramlar önemli bir yer işgal etmeye başladı. Peki, tablo gerçekten bu kadar kötü mü? Hiç umut yok mu?

Doğal refleksler…

Hemen her doğal sistemin temel dinamikleri içinde anabolik (yapım) ve katabolik (yıkım) mekanizmaları bulunur. İnsan vücudunda buna örnek gösterilebilecek sayısız doku ve organ vardır. Cilt epitelyum, kan ile kemik hücrelerinin binlercesi her gün yıkılır ve binlercesi yeniden yapılır. Sağlıklı biyolojik sistemlerde, yapım ve yıkım faaliyetleri tam bir denge içinde devam eder. Şayet yıkım faaliyetleri artarsa, sistem savunmaya geçer ve kendini koruyacak mekanizmaları devreye sokar. Dışarıdan aldığı ve tükettiği kaynakları tekrar gözden geçirir, bazı rutinlerini terk eder, ihtiyacı olan dokulara daha fazla kan gönderirken, bazılarına azaltır.

Buna benzer bir durumu; küresel rekabetin yarattığı olumsuz çevre şartları ile mücadele eden, ''küresel dünya vatandaşı'' reaksiyonlarında görmek de mümkündür. Çevre önderleri de diyebileceğimiz bu insanlar, yaşanabilir bir dünya için inisiyatif kullanabilen kişilerdir. Bu inisiyatifi her davranışlarında, ama özellikle bilinçli bir tüketici olarak kendini gösterir. Çok şükür ki; çevre kirliliğindeki artışa paralel olarak, soluduğu havanın, yediği sebzenin, içtiği suyun sağlıklı ve temiz olmasını isteyen bilinçli tüketici kitlesi hızla artıyor. Sağlık, Emniyet ve Çevre (SEÇ) şapkasını takmış olan bilinçli dünya vatandaşı; kuzey buz denizinde petrol taşıyan bir tankerden sızan zehirli atıklar nedeniyle ölen balinalar ile ayı balıklarının haberini okuduktan sonra tepkisini gösteriyor. İlgili firmanın benzin istasyonlarından hiçbir ürünü satın almayarak tepkisini gösteriyor. Tam tersine çevreye saygılı olduğunu kanıtlayan firmaların ürünlerine yöneliyor. Bu reaksiyon, belki de yaşama içgüdümüzün derinliklerinde var olan mekanizmaların devreye girmesi sayesinde, kendiliğinden oluşuyor. Ancak, dünyamızın son yıllarda ulaştığı çevre kirliliği seviyesi, artık bu tepkinin toplumun her kesiminde kendiliğinden oluşmasını beklememize izin vermeyecek seviyelerde. Her birey, her kurum, her özel kuruluş kendi etki alanında neler yapabileceğine bakmalı. Bu bilincin artmasına katkı sağlamalı.

Farklı bir rekabet alanı…

Son yıllarda şirketler çevreye gösterdikleri saygıyı, ürün yelpazelerinde sergiledikleri alternatifler ile de göstermeye başladılar. Geçtiğimiz hafta içinde www.cevreyikimkurtaracak.com <http://www.cevreyikimkurtaracak.com> web sitesini gezdim. Bu site Toyotasa tarafından hazırlanmış ve hibrid (melez) bir otomobil olan Prius'u tanıtıyor. Bu tür hibrid otomobillerin temelde amacı, benzin <http://tr.wikipedia.org/wiki/Benzin> sarfiyatını azaltmak. Bunu sağlamak için sıkışık trafikte, düşük hızlarda benzin motoru yerine elektrik motorunu kullanmakta ve bu sayede kısmen sıfır emisyon salımını sağlamaktadırlar. İlk bakışta zihnimizde evin garajında veya benzin istasyonlarında bulunan prizlere fişleri takılmış arabalar canlanıyor olabilir, ama durum öyle değil. Elektrik motorunun çalışması için gerekli enerji benzin motoru çalıştırıldığı zamanlarda veya frenleme sırasında akülere şarj ediliyor. Dolayısıyla bu araçların elektriğe bağlanarak şarj edilmesi gibi bir gereksinimleri yok. Bu teknoloji aslında yeni de değil, ilk denemeleri 1900'lü yılların başında daha 27 yaşındayken Ferdinand Porsche <http://tr.wikipedia.org/wiki/Ferdinand_Porsche> yapmış. Viyanalı <http://tr.wikipedia.org/wiki/Viyana> bir fayton <http://tr.wikipedia.org/wiki/Fayton> üreticisi olan Ludwig Lohner ile birlikte çalışan Porsche <http://tr.wikipedia.org/wiki/Porsche> 4 silindirli bir Daimler motoruna aküler, jeneratör <http://tr.wikipedia.org/wiki/Jenerat%C3%B6r> ve elektrik motorları <http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektrik_motoru> eklemiş. Bu haliyle Mixte benzinli motor stop edildiğinde bile akülerin çalıştırdığı elektrikli motorla ilerlemeye devam edebilmekteymiş.

Tüm dünyada bir milyondan fazla kullanıcısı olan Prius'un Türkiye pazarına girmesi, ülkemizde çevre duyarlılığı olan tüketicilerin otomobil alırken daha rahat karar vermelerine olanak sağlayacaktır. Böyle bir otomobil alternatifinin ülkemize gelmesi için özel gayret sarf eden genel müdür İbrahim Orhon'a bir çevreci olarak teşekkür ederim. Şimdi sıra hibrid otomobiller üreten Honda, Dodge, GM, Chevrolet, Mercedes… gibi diğer firmaların ülkemiz tüketicisine uygun alternatifler sunmasında.

DATE:01-11-08

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Personel seçimi 22 Kasım 2008
İş'te psikoloji… 15 Kasım 2008
Otomobil, ÖTV ve çevre 08 Kasım 2008
Lunapark 04 Ekim 2008