İstanbul depreminde iletişim sınavı ve cep telefonlarına gelen erken uyarı mesajları

Ertan BARUT
Ertan BARUT YAZILIM MASASI ertan.barut@dunya.com

23 Nisan sa­bahı İstanbul 6,2 büyüklüğün­de bir depremle sarsılırken, gsm iletişim şebekele­ri de bir sınavdan geçti. GSM ileti­şim ağları çöktü, AFAD Acil uygu­lamasına bir sü­reliğine erişilemedi.

Android kullanıcılarının birkısmı, sar­sıntıdan 30 ila 60 saniye ön­cesine kadar telefonlarına ge­len erken uyarılar sayesinde güvenli bölgelere geçebildik­lerini bildirdiler.

Cep telefonlarına gelen deprem uyarı mesajları

Birkaç saniyelik erken uya­rı, bir binanın içinde kade­ri değiştirebilir. Gaz vanası­nı kapatmak, asansörden çık­mak, çocukları güvenli alana almak ya da sadece panik yap­madan beklemek için bile bu süre hayat kurtarıcıdır. Bu sa­niyelerin arkasında algorit­malar, sensörler ve milyonlar­ca satır kod çalışmakta.

Google’ın Android Deprem Uyarı Sistemi, telefonlardaki ivmeölçer sensörlerini kulla­narak depremin ilk dalgaları­nı algılayarak, merkeze uzak kullanıcılara uyarı gönderi­yor. Telefonlar adeta birer mi­ni sismometre gibi davranabi­liyor.

Deprem Ağı (Earthqua­ke Network) gibi uygulamalar da benzer şekilde kullanıcıla­rı saniyeler öncesinden bilgi­lendirebiliyor. Sosyal medya paylaşımlarından birçok kişi­nin bu sayede güvenli alanlara yöneldiğini öğrendik. Apple cihazlarında resmi kurumlar aracılığıyla gelen uyarılar var, ancak Türkiye’de bu sistem henüz yaygın değil. Bu neden­le iOS kullanıcıları genellikle Deprem Ağı gibi üçüncü parti uygulamalara yöneliyor.

Cep telefonu bildirim ayarlarınızı gözden geçirin

Birçok kullanıcı zamanında uyarı alırken, bazı kullanıcı­lar hiçbir bildirim almadığını ya da çok geç ulaştığını söyle­diler. Bildirim ayarları kapalı olabilir, konum servisleri dev­re dışı olabilir. Ayarların göz­den geçirilmesi ve de deprem erken uyarı uygulamaları kul­lanılması gerekmekte.

-Android: Ayarlar > Güven­lik ve Acil Durum > Deprem Uyarıları aktif mi kontrol edin.

-iPhone: Acil Durum Uya­rıları açık olsun.

-Deprem Ağı gibi uygula­maları kurun.

-GSM’de çökme yaşa­nırsa, alternatif mesajlaşma araçlarını kullanın.

-AFAD ve Kandilli gibi resmi kaynakları sosyal med­yada takip edin, anlık bildiri­me açık hale getirin.

İletişim altyapısı çöktü

Depremin hemen ardından GSM şebekelerinde ciddi ke­sintiler yaşandı. Sesli arama­larda kopmalar, internet eri­şiminde yavaşlamalar, bazen de tamamen bağlantı kaybı yaşandı. Baz istasyonlarının enerji kesintileri nedeniyle çalışmaması da ayrı bir konu. Yani bu deprem, Türkiye’nin iletişim altyapısının acil du­rumlara hazırlıksız olduğunu göstermiş oldu.

AFAD Acil uygulaması kesintisi

Deprem anında kullanılma­sı gereken en kritik araçlar­dan biri olan “AFAD Acil” uy­gulamasına da bir süreliğine erişilemedi. Deprem anında kullanıcıların aynı anda uy­gulamaya erişmeye çalışma­sı, sunucuların kapasitesini aşmış olabilir. GSM operatör­lerinin şebekelerinin deprem sırasında kilitlenmesi, uygu­lamanın internet bağımlılığı nedeniyle işlevsiz kalmasına da yol açmış olabilir. Uygula­manın acil durumlar için ye­terli testlerden geçirilmemiş veya altyapısının yetersiz ol­masından da kaynaklı olabi­lir. Dolayısıyla bu konuda da gerekli önlemlerin alınması ve simülasyonların daha kap­samlı yapılması şart.

Japonya deprem alarm sistemi ve dünya deprem teknolojileri

Japonya. 2007’de devreye alınan J-Alert sistemi, dep­rem tespitinden sadece 1-2 saniye sonra tüm ülkeye tele­vizyon, radyo, cep telefonu ve hoparlörler aracılığıyla uyarı­lar gönderiyor. Trenler duru­yor, fabrikalar güvenli moda geçiyor, halk eğitilmiş olduğu için refleksif bir şekilde doğru adımları atıyor.

Deprem erken uyarı sistem­leri (EEWS), son yıllarda yal­nızca bölgesel değil, küresel ölçekte teknolojik sıçrama­larla gelişiyor. Japonya, Mek­sika, ABD, Tayvan gibi ülke­ler bu sistemleri yıllardır ba­şarıyla kullanırken; Avrupa, Güneydoğu Asya ve Afrika gi­bi bölgelerde de yeni nesil çö­zümler hızla geliştiriliyor.

Stanford ve ETH Zuri­ch gibi kurumlar, yapay zekâ ile deprem öncesi mikro tit­reşimleri analiz ederek tah­min modelleri geliştiriyor. DAS (Distributed Acoustic Sensing) kuruluşu, fiber op­tik kablolar ile sismik aktivi­te algılama testleri yapıyor. ESA ve NASA, GNSS üzerin­den yer kabuğu hareketlerini takip ediyor. Düşük maliyet­li açık kaynak temelli erken uyarı ağları üzerinde çalışma­lar sürüyor.

Türkiye için yol haritası ve çözüm önerileri

Türkiye, bir deprem ülkesi. Geçmişte yaşadığımız büyük acılar, erken uyarı ve deprem sonrası iletişim sistemlerinin önemini defalarca gösterdi. Bu alandaki teknolojik kabili­yetimiz hala sınırlı.

Daha önceki yazılarımda da çağrıda bulunmuştum. Sek­tör, üniversiteler ve kamu ku­ruluşlarıyla Afad, Kandilli, Tübitak bir araya gelip yerli ve milli teknolojiler üzerin­deki çalışmalarımızı, firma­larımızın üretimlerini ve arge çalışmalarımızı masaya yatır­malıyız. Uzaklara gitmeye ge­rek yok. Bu alanda girişimleri üretimleri olan çok firmamız var ve bu firmalarımıza proje vererek desteklemeliyiz.

1.Yerli ve entegre ulusal uyarı sistemi

Sadece mobil uygulama de­ğil; ulaşım, enerji, kamu bina­ları gibi altyapılarla bağlantı­lı bütüncül bir sistem kurul­malı. AFAD ile entegre, yerli algoritmalarla çalışan ve tüm kritik altyapılara bağlanabi­len mobil cihazlara, toplu ta­şıma sistemlerine (metro, tren vb.), akıllı binalara, kamu tesislerine entegre bir sistem inşa edilmeli.

2.5G, IoT ve yapay zekâ ile güçlendirme

Yeni nesil teknolojilerle bu sistemlerin etkinliği katla­narak artırılabilir. 5G bildi­rim gecikmesini milisaniyeye düşürebilir. IoT Binalardaki sensörlerle merkezi sistemle­re anlık veri sağlayabilir. Ya­pay zekâ artçı sarsıntıları ön­görebilir, risk haritaları oluş­turabilir.

3.GSM operatörleri için “Afet modu”

Operatörlerin şebeke kapa­sitelerinin artırılması, ulusal dolaşım anlaşmalarının haya­ta geçirilmesi ve baz istasyon­larının fiziksel dayanıklılığı­nın güçlendirilmesi şart. Afet anlarında: SMS önceliği, Mo­bil baz istasyonu mecburiye­ti, Jeneratör ve uydu destek­li çalıştırma altyapısı şart ko­şulmalı.

4.AFAD Acil mobil uygulaması ve yük dengeleme

İnternetsiz SMS taban­lı yardım çağrısı özelliği mu­hakkak eklenmeli, yük denge­leme ve çoklu sunucu altyapı­sı sağlanmalı.

5.Farkındalık ve eğitim seferberliği

Ulusal çapta “Telefonunu­zu Depreme Hazırlayın” kam­panyası başlatılmalı. Andro­id/iOS ayarları nasıl yapılır, hangi uygulamalar kullanıl­malı, tüm bu bilgiler sade ve ulaşılabilir biçimde halka ak­tarılmalı.

6.Yazılım teşvikleri ve proje önerileri

Yazılım artık sadece tekno­loji olmaktan öte her alanda sorun çözen hayatı kolaylaş­tıran, ulusal güvenlik, toplum­sal direnç ve hayat kurtar­ma dâhil birçok role bürünen önemli bir araç. AR-GE teş­viklerinde afet teknolojilerine öncelik verilmeli, girişimciler desteklenmeli, mühendislik müfredatına “afet yazılımı” dersleri eklenmelidir.

Ayrıca; Bilinçlendirme (Afet Simülasyon Uygula­ması), Felaket Tahmini, Ve­ri Paylaşım Platformu, Gü­venlik Puanı ve Yapı Karne­si, Deprem Anı Yönlendirme, Acil Bildirim Yardım Sistemi (“Deprem Acil Bildirim” Bo­tu), Sosyal Medya Uyarı Sis­temi, Bilgi Kirliliğini Önleme, Acil Şebeke Modu, Dronlar ve Robotlar, Lojistik Yönetim Platformu, Felaket Anı Bil­gi Yönetimi gibi projelere yo­ğunlaşmalıyız.

Her bildirim bir hayattır

23 Nisan 2025 depremi, teknolojinin insan hayatı üze­rindeki etkisini bir kez daha ortaya koydu ve bir kez daha uyardı. Hazırlıklı olun geliyo­rum dedi. Ülkemize çok geç­miş olsun

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
10 günde neler oldu.. 02 Mayıs 2025
Dolandırılmayın! 28 Mart 2025