Krizden kurtuluş reçetesi: Milli duruş ve katma değer

Fikret ÇENGEL
Fikret ÇENGEL Bir Dünya Ekonomi fikret.cengel@dunya.com

DÜNYA Gazetesi olarak piyasanın ve sektörlerin nabzını tutmaya devam ediyoruz. Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği’nin ardın son durağımız Türkiye Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) oldu.

TRİSAD Başkan Mustafa Balkuv ev sahipliğinde İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye Tekstil Makinecileri Derneği (TEMSAD) Başkanı Adil Nalbant ve Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği Başkanı Murat Özpehlivan’ın yanı sıra çok sayıda sanayicinin katıldığı toplantıda sektör sorunları ve beklentileri ele alındı. Tekstil Türk sanayinin motorlarından biri.

Hazır giyim ile toplam ihracat 40 milyar dolara yaklaşıyor. Bunun yanında iç piyasa büyüklüğü de 50 milyar dolar. Türkiye’nin 2023 yılı milli gelirinin 1 trilyon 150 milyar dolar olduğunu düşünürsek, tekstilin yarattığı ekosistem Türkiye ekonomisinin yüzde 10’a eşit olduğunu görebiliyoruz. Yine yarattığı istihdam açısından tekstil, ülkenin en büyük işvereni konumunda.

Ancak son yıllarda dünya ekonomisinde yaşanan daralma ve özellikle Avrupa piyasalarındaki belirsizlik en çok bu sektörü vurdu. Yurtiçi üretim maliyetleri son iki yılda dolar bazlı yüzde 100 arttı. Asgari ücret artışı, enerji ve hammadde fiyatlarındaki yükseliş, tekstil sektörünün rekabet gücünü neredeyse yok etti. Bu gelimeler ilk olarak çalışanları vurdu.

Son bir yılda tekstilde istihdam kaybı 200 bine yaklaştı. Kullanım kapasitesi yüzde 80’lerden neredeyse yüzde 50 seviyelerine kadar düştü. TL’de yaşanan değer kaybı ithalatı artırdı. İhracatın ardından, yerli üreticiler iç pazarda da kan kaybetmeye başladı. Bu gelişmeler ışığında TRİSAD’taki toplantıda verilen mesajlar da çok olumlu olmadı.

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, 10 ayda tekstil ihracatında yüzde 10’luk bir kayıp olduğunu ancak asıl sorunun bu kaybın Avrupa ölçeğinde yüzde 20’ye yaklaştığını kaydetti. 2024 yılının sektör için çok daha zor geçmesini beklediğini ifade eden Öksüz’ün mesajları şöyle şekillendi: - Yüksek maliyet nedeniyle rekabet gücümüz zayıflıyor.

Buna karşı rakiplerimizin navlun ve üretim maliyetinde ciddi avantajları var. Bu durum bizi çok zorluyor. - Nitelikli ve katma değer yüksek ürünlere ağırlık verilmeli. - Ülke menfaati her şeyin üstünde. Pamuğu çok ucuza ihraç etmek sektöre zarar verir. - Koruma tedbirler arttırılmalı. Yerli üretici ithalata ezdirilmemeli. - Avrupa belirsiz. Amerika ve uzak piyasalara odaklanmalıyız.

İTHİB Başkanı Öksüz, katma değerli üretimin önemini aktarmak için İspanyol tekstil devi İnditex örneğini verdi: “Türkiye’den toplam 2.1 milyar dolarlık sipariş veren İnditex sahibi oluğu 8 perakende şirketinin sadece Türkiye’deki cirosu 800 milyon avro. En az çarpı 3 katsayısı ile bile bizden alıp 3 katı etikete yine bize satıyor. Biz de değer yaratmalıyız.”

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise konuşmasında nitelik ve değer vurgusu yaptı. Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payın yıllara göre yüzde 0.8 ila 1.2 arasında değişkenlik gösterdiğini kaydeden Dalgakıran, refah bir ülke haline gelmek için bu payın yüzde 3 seviyeye çıkarılması gerektiğini belirtti.

Eğitime, üretim kalitesine ve pazarlama stratejilerine yeni bir bakış kazanılmadığı takdirde işleri daha da kötüye gideceğini vurgulayan Dalgakıran, “Asya ve Afrika’da rakiplerimizin sayısı artıyor. Hızla yenilenmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar