Milyonlarcası, milyarlık israf ve doğaya verdiği zarara dur deme zamanı gelmedi mi?
Sahneye çıkıyorsunuz, elinizde parlak bir plaket, alkışlar arasında fotoğraf çekiliyor, teşekkür konuşması, ardından sosyal medyada paylaşım. Sonra keyifle ofiste, evinizde rafta yerini alıyor. Anı olarak saklanıyor, hatırlanıyor. Hepsi çok güzel, keyifli. Protokol, sponsorlar ve katılımcıyı onurlandırıcı plaket dağıtımı devam ediyor. Sahnede bir teşekkür anı, nezaket ve hiyerarşi göstergesi ve fotoğraf karesi için nesne üretmek güzel. Sosyal medyada “somut” bir kanıt, sponsorlarla bağ kurmak, tekrar katılımı teşvik etmek için ilişki sermayesi, emeği “elle tutulur” kılan bir aidiyet hissi.
Bunlar değerli, ama bu bilindik ritüelin bir de görünmeyen yüzü var. Görünürlük için üretilen ve raflarda tozlanan plaketler, doğada ne kadar iz bırakıyor ve israfın boyutuna bakalım.
İsrafın boyutu ve karbon miktarı
Halen devam eden bu alışkanlığın doğaya ve ceplere olan faturası: Ülkemizde her yıl binlerce etkinlik, fuar ve çeşitli organizasyonlarda plaket törenleri yapılıp, yüzbinlerce plaket dağıtılıyor. Binlerce ton malzeme (cam, akrilik, metal vb) kullanılıyor. Binlerce ton karbon salımı. Aynı zamanda milyarlarca lira israf demek. Yüzbinlerce yaka kartı, tonlarca plastik, tonlarca karton, tonlarca karbon salımı. Yüzmilyon liradan fazla israf. Onbinlerce çelenk binlerce ton karbon salımı, yarım milyar liraya yakın israf. Alt alta üst üste toplayalım. Sadece bu üç kalem malzemenin saldığı binlerce ton karbon ve milyarlarca lira israf! Dünya geneline baktığınızda ise durum iyice vahim. Milyon ton karbon, trilyonlarca lira israf. “Teşekkür”ün yıllık bedeli ve doğaya faturası maalesef bu. Daha önce bu alışkanlığı değiştirmek için bazı girişimler oldu.
Neler denendi ve neden bırakamıyoruz?
Geçmişte bazı adımlar atıldı. Plaket yerine fidan dikimi, bağış önerileri yapıldı. Ancak bu kıvılcımlar tam hedefe ulaşmadı henüz. Bazı kurum kuruluşlar, bazı organizasyon firmaları ve STK’lar bu ve benzer uygulamalar yapıyorlar. Ama bu girişimler dağınık, birbirinden kopuk ve sektör standardına dönüşmedi.
Teşhir ekonomisi devam ediyor. Gösteriş mi, etki mi? Sponsor veya panelist davetlerinde plaket alternatifi net yazmıyor, kimse riske girmiyor. Ajanslar, “kolay” diye eski şablonlara sarılıyor; yenilik için kafa yormuyor. Kaç çelenk geldi, plaket verdiler mi zihniyeti devam ediyor. Kaç hayata dokunduğumuz sosyal çıktı ise çoğu zaman ölçülmüyor.
Neler yapabiliriz ve çözecek ana aktörler?
Sahne ve görüntü verme konusunu çözdük mü gerisi kolay. Sponsorların sahne, fotoğraf, sergileme ihtiyacını modern, çevre dostu yollarla karşılanabilir. Hologram plaket, artırılmış gerçeklik (AR) sertifikası, QR kod, dijital rozet kullanımı. Dijtal led ekranlarda sahnede bilgilendirmeler v.s. Düğünlerde veya cenazelerde çelenk veya bağışlar için dijital ekranlarda bilgilendirmeler olabilir. Organizatörler sosyal medyada duyurup, katılımcıları, sponsorları onure edebilir.
Yüzbinlerce fidan dikimi, çocuklara binlerce tablet, binlerce burs ve ihtiyaç sahiplerine maddi yardımlar verilebilir. Milyonlarca dokunuş ve tebessüm.
Bu dönüşümü gerçekleştirecek ana aktörler STK’lar devreye girmeli. Bu konu bir politika haline gelmeli. Anıdan çok anlam üretecek kampanyalar başlatılmalı. Etkinlik organizatörleri ve ajanslar desteklemeli. Düğün ve taziye gibi hassas durumlarda da aileler ve organizatörler çiçek/çelenk yerine öneriler geliştirmeliler.
Tüm aktörler bir araya gelmeli, önerileri görüşmeli. Kalıcı şekilde çözecek bu seferberliği bir yerden başlatmak lazım. Dijital Onurlandırma + Bağış” modeli ISO 20121 (Sürdürülebilir Etkinlik Yönetimi) uyumlu sektör standardı haline dönüştürülebilir. Sıfır karbon, tasarruf, maksimum prestij ve alkışlar.
Doğa endeksli duyarlılık için bu adımları atalım. Raflarda toz, doğada iz bırakan ürünlerin yerine, iz bırakan iyilikleri tercih edelim. Sessiz israfa ve doğaya verilen zarara dur diyelim. Fidanlar ekelim, burslar verelim, tabletler dağıtalım, yardımlar yapalım, hayata doğaya insana dokunalım. Elimiz çatlarcasına da alkışlayalım.