Nakdi spektrumun tonları ve nakdin taçlanışı: Mobius'un “Nakit kraldır” mesajının ekonomik şifreleri

Bora Tamer YILMAZ
Bora Tamer YILMAZ Ekonoritmiks boratamer.yilmaz@dunya.com

Kıdemli yatırımcı Mark Mobius, geçen hafta “Nakit kraldır” dedi. Ancak Bakan Mehmet Şimşek’e kulak vermek gerekebilir. Sonuçta, nakit kral mı değil mi tartışmasında esas belirleyici ekonomik iklimdir. Bugün Mobius haklı görünüyor: Deflasyon tehdidinde nakit, tacı yeniden takmaya hazır.

T.C. Hazine ve Maliye Ba­kanı Sayın Mehmet Şim­şek’in, BloombergHT te­levizyon mülakatı sırasında kul­landığı “Borsa risklidir” ifadesi tartışmalara yol açtı.

Teknik açıdan, beynelmilel kabul göre finans literatüründe varlıklar ikiye ayrılırlar:

1. Riskli varlıklar.

2. Risksiz varlıklar.

Varlıkların riski, fiyatlarının standart sapması yani oynaklı­ğı ile ölçülür. Basit bir matema­tiktir. Bir varlığın fiyat değişimi ne kadar yüksek ise o denli risk­li atfedilir. Bir diğer ifade ile geri ödeme kapasitesi riskin belirle­yicisidir. Yatırım tutarı geri dön­düğü ölçüde risk ortadan kalkar. Finans jargonunda buna “beta” da denir. Beta, varlığın piyasa genelindeki hareketlerle kore­lasyonunu ve piyasaya göre ris­kini ölçer.

Varlıklar arasında ABD Hazi­nesi’nin ihraç ettiği devlet tah­villeri, risksiz kabul edilir. Çün­kü ABD Hazinesi’ne borç verilen bir başka deyişle ödünç verilen paranın geri geleceğe kesin ka­bul edilir.

Bir yatırımdaki amaç nema­lanabilmektir. Yatırım tutarı karşılığında bir verim alınma­sı beklenir. Verim alınıp, nema­landıkça değer artar. En azından artması istenir. Bu da reel ka­zancı beraberinde getirir.

Nemalanma motivasyonu haricinde bir de değer saklama kapasitesi vardır. Paranın iş­levlerinden birisi de değer sak­layabilmektir. Dolayısı ile geri ödeme kapasitesinin belirleyi­cilerinden birisi enflasyondur. Reel kazanç için enflasyonun üzerinde bir nema beklenir. O yüzden de para, enflasyon süre­since değerini yitirir. Bir bank­notun üzerinde belirtilen değe­rin alım gücü vadede azalır. Bir başka ifadeyle enflasyon, para­nın amortisman gideridir.

O yüzden para dışında değer saklama araçları da bulunmak­tadır. Örneğin altın. Altın, ko­rozyona uğramayan kimyasal özelliği sayesinde gramajını ile­lebet sürdürebilir. Dolayısı ile bin yıl önce alınan gram altın bu­gün hala gram altındır. Altın, ne­siller arası servet transferi ara­cı gibi de düşünülebilir. Para gi­bi amortismana tabi değildir. O yüzden teknik açıdan altın, an­ti-para ya da anti-kur (anti-cur­rency) şeklinde tanımlanır.

Servet kümesi dijitalleşti

Klasik dönemde servet kü­mesi kısaca altın, nakit, hazi­ne tahvili ve riskli varlıklardan oluşuyordu. Ancak teknolojinin ilerlemesiyle küme dijitalleşti. Dijital altın şeklinde ifade edi­len ‘BitCoin’ kümenin yeni ele­manı haline geldi.

Eskiden paranın karşılığı al­tın, hazine tahvilinin karşılığı devlet güvencesiydi. Spektru­mun ilerisindeki varlıklar oto­matik olarak riskli hale geliyor­du. Borsalarda işlem gören hisse senetleri, diğer menkul kıymet­ler ve türev işlemler. BitCoin’in karşılığı ise işlemci günü yani enerji.

Önce 1929 Buhranı ardından 1971 Bretton Woods’un çöküşü ve son olarak da ‘2001 Internet Balonu’ndan – ‘2008 Lehman İf­lası’ dönemiyle bu denklemler günümüzdeki modern halini al­dılar. Lehman krizinin ardından dönemin ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner burnu hava­da bir şekilde ABD’nin kredi no­tunun düşme şansını “0” yazı ile “sıfır” diye niteledi. Aynı Sayın Şimşek gibi bir televizyon mü­lakatında. Tek farkı Bloomberg yerine CNBC’de katıldığı bir programda. Geithner, 2011 not indirimi sonrasında fiilen siyasi kredibilitesini kaybetti ve Oba­ma’nın 2012 yeniden seçilmesi sonrası kurulan yeni kabinede görev al(a)madı.

Bahsi geçen dönemde Fed, li­kidite tuzağı ile mücadele edip sıfır seviyesindeki faizlerin üzerine parasal genişleme yap­maktaydı. Enflasyon endişesiy­le insanlar servetlerini koruma amacıyla anti-kur niteliğinde­ki altına yönelmişlerdi. Altının yakın tarihteki ilk zirvesi bu dö­nemde gerçekleşti. Hatta aynı dönemde altın dışında kıymet­li taşlara sahip mücevher tale­bi de ciddi manada yükselmişti. Çünkü likidite tercihi tahvil ve nakit arasındadır. Enflasyonun yükselme eğilimi dönemlerin­de insanlar nakitten uzaklaşır­lar ve tahvil ya da altına yönelir­ler. ABD’nin kredi notunda “fa­çasını çizdirmesi”, tahvili de geri plana iterek bu anlamda altını tekelleştirdi.

Ancak ABD Hazinesi’nin artık risk unsuru taşıması, ilaveten Fed’in parasal genişlemeye rağ­men likidite tuzağında enflas­yon oluşturamaması sistemik endişeleri beraberinde getirdi ve karışlığı enerji olan BitCoin sahneye çıktı. Serbest piyasa­da tekeller pek sevilmezler. Fi­ziksel alemde altın, sanal alem­de BitCoin günümüzün değer saklama araçları. Mevcut küre­sel belirsizlikte altın yeni bir zir­ve görürken, BitCoin de 100 bin eşiğini zorladı.

Sayın Şimşek, ABD’li mevki­daşının hatasına düşmeyerek mülakatta risklere dikkat çek­ti. Tarihsel açıdan bakıldığında hisse senedi fiyatları böylesi­ne yüksekken Trump, başkanlı­ğında 100. gününü tamamladı. Trump’ın ikinci dönemi tam bir curcuna ile başladı. ABD doları çakıldı. ABD Hazinesi’nin tah­villeri de değer kaybettiler. ABD dolarındaki gerileme anti-kur altındaki yükselişle uyumlu. Bu konjonktürde insanların riskli hatta risksiz kabul edilen ABD tahvillerinden uzaklaşması nor­mal. Likidite tercihiyle altın ve BitCoin’e yönelindi.

Nakdi spektrumun tonları ve nakdin taçlanışı: Mobius'un “Nakit kraldır” mesajının ekonomik şifreleri - Resim : 1

‘StableCoin’ üzerinde çalışılıyor

Ancak ikisi arasında da halen bir fark var. Altın fiziksel sakla­nabilen ve gramajını koruyabi­len bir enstrüman. BitCoin ise dijital. Entropi kanunu gereği tekrar enerjiye dönmesi de zor. En azından şimdilik mümkün değil. Zaten, BitCoin’in rezerv haline gelememesinin önünde­ki en büyük engel fiziksel sakla­ma sorunu. Bu konu çözülemedi. Bu nedenle G-7 nezdinde ilgili çalışma grupları ‘StableCoin’ çı­karma peşindeler. Adı üzerinde “istikrarlı” dijital paralar.

Mevcut Trump v2.0 konjonk­türünde küresel büyüme yavaş­lıyor. Faiz hadleri enflasyon ile birlikte düşüyor. Deflasyonun kara bulutları piyasaların üze­rinde gezinmeye başladı. İk­tisadi faaliyetteki yavaşlama riskli varlıkları tehdit ederken reel getirinin düşmesi altın po­zitif. Altının kaderini reel geti­rinin nasıl seyredeceği belirle­yecek. Çin’deki deflasyon petrol ve hammadde kompleksi üze­rinden dünya geneline yayılırsa riskli varlıkların yani borsaların ciddi bir düzeltme yapması bek­lenir. Bu düzeltme beraberinde BitCoin’i de sallayabilir. BitCo­in’de 10 bin dolar seviyesini te­laffuz eden çok ciddi isimler pi­yasada bulunuyor. Bloomberg analisti Mike McGlone, bunlar arasında öne çıkanlardan.

Nakdi spektrumun tonları ve nakdin taçlanışı: Mobius'un “Nakit kraldır” mesajının ekonomik şifreleri - Resim : 2

Üç kat daha şiddetli oynaklık görebiliriz

Bu satırların yazarı, kavram­sal açıdan BitCoin ya da diğer benzer kripto paraların çıktı­ğı günden beri sempatizanıdır. Ancak sempati farklı fiyatlama farklı. ABD hisse senetlerinde yaşanan yüzde 10’luk geri çekil­me, BitCoin’de yüzde 25 değer kaybı ile sonuçlandı. BitCoin, oynaklık açısından diğer risk­li varlıklara göre çok daha hare­ketli bir enstrüman. Dolayısı ile değer saklama kapasitesi fizik­sel altın gibi değil. Bu da berbe­rinde ciddi bir risk unsuru taşı­yor. Eğer riskten kaçış hızlanır ve hisse senetlerindeki geri çe­kilme derinleşirse BitCoin’de yaklaşık üç kat daha şiddetli bir oynaklık görebiliriz. “Beta” kav­ramı ile düşünürsek BitCoin, hisse senetlerinden neredeyse üç kat daha oynak ve riskli bir enstrüman.

Nakdi spektrumun tonları ve nakdin taçlanışı: Mobius'un “Nakit kraldır” mesajının ekonomik şifreleri - Resim : 3

Nakit, altından bir taç takmak üzere

Altın, bir likidite tercihi. Ken­di içerisinde güvenli liman. Na­kit, altından bir taç takmak üze­re. Deflasyonist konjonktürler­de nakdi tutan kazanır. Çünkü bu sefer vade terse işler. Paranın alım gücü durduğu yerde artma­ya başlar. Tıpkı atom seviyesin­de fiziğin kurallarının değişme­ye başlaması gibi. Yazının ba­şında belirttiğimiz denklemin matematiksel mekaniği enflas­yon ile hisse senetlerinin, varlık fiyatlarının artışını beraberin­de getirir. Enflasyonist konjonk­türlerde borsalar varlık fiyatla­maları yükselme eğilimindedir. Deflasyon ise borsaları ve varlık fiyatlamalarını aşağı çeker da­ha kaba bir tabirle; “söndürür”, “çökertir”.

O yüzden kıdemli yatırımcı Mark Mobius geçtiğimiz hafta Bloomberg televizyonuna verdi­ği mülakatta “Nakit kraldır” de­di. Sayın Şimşek’e kulak vermek gerekebilir.

Sonuçta, nakit kral mı değil mi tartışmasında esas belirleyici ekonomik iklimdir. Bugün Mo­bius haklı görünüyor: Deflasyon tehdidinde nakit, tacı yeniden takmaya hazır.

Not: Konuyla ilgilenenlerin; QE dönemini kapsayan son 15 yıllık süreçte, Araştırma GM­Y’si Azmi Dölen ve stratejist Işık Ökte ile Halk Yatırım’da beraber yaptığımız çalışmaları incele­melerini tavsiye ederim.

Nakdi spektrumun tonları ve nakdin taçlanışı: Mobius'un “Nakit kraldır” mesajının ekonomik şifreleri - Resim : 4

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar