Neden Sürdürülebilirlik Raporu?

Dr. İzel Levi COŞKUN
Dr. İzel Levi COŞKUN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MODELİ icoskun@mazarsdenge.com.tr

Uluslararası normların her geçen gün daha çok işlerlik kazanması, daha çok şirketin sürdürülebilir kalkınmaya önem vermesi, bu doğrultuda rapor hazırlaması ve raporların kalitesinin gelişmesi gibi sonuçları beraberinde getiriyor. 2014 yılında Mc Kinsey’in yaptığı araştırmaya göre 2010 yılı ile karşılaştırıldığında(1) CEO’ların en çok önem verdiği ve ilk 3 önem verdiği konular arasında sürdürülebilirlik her yıl artan bir grafik çiziyor. Harvard Business Review, 2015 yılının başında dünyanın en iyi CEO’larını seçerken(2) değerlendirme metodolojisini geliştirerek kriterlerin içine 20% oranında sürdürülebilirlik değişkenlerini ekledi. Bunun sonucunda Novo Nordisk CEO’su Lars Rebien Sorensen yılın CEO’su olurken bir önceki yılın birincisi, Amazon’un CEO’su Jeffrey Bezos 76. sıraya düştü.

Başta sormuş olduğum soruya cevaben, şirketlerin kar amacı gütmenin yanı sıra, sosyal ve çevresel sorumlulukları da var.

Esas olan gelir elde etmekten öte, gelirin nasıl elde edildiği… Sürdürülebilirlik raporları, şirketlerin kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde, ekonomik getirileri ile sosyal ve çevresel etkilerini nasıl dengelediklerini ve risklerle fırsatları sürdürülebilirlik bakış açısıyla nasıl ele aldıklarını şeffaf bir şekilde paylaşmak amacını güdüyor. Ayrıca kurumsal sürdürülebilirlik stratejisinin temelini oluşturan bir yol gösterici. Yani asıl amaca ulaşmak için son derece faydalı bir araç.

Sürdürülebilirlik Raporunun Faydaları:

Bu doğrultuda sürdürülebilirlik raporlarının 3 adet çok önemli faydası olduğunu söyleyebilirim:

1- Paydaş katılımını sağlamak
2- İç ve dış farkındalık yaratmak
3- Anlaşılabilir ve ölçülebilir hedefler belirlemek

Kısaca açıklamak gerekirse:

1- Paydaş katılımını sağlamak: Bir şirket sadece yönetim ve çalışanlarından meydana gelmiyor. Şirket dediğimizde, ulaşabildiği, dokunabildiği her şey o bütünün birer parçası; müşteriler, tedarikçiler, yatırımcılar, çalışanların aileleri, bulunduğu çevre, sivil toplum kuruluşları, kamu ve diğer paydaşlar şirketin etki alanının içine giriyor. Bu yüzden de, şirketin aldığı tüm stratejik kararlarda sadece kendisinin değil, paydaşlarının çıkarını da gözetmek, onların da birçok konuda görüşünü almak gibi bir sorumluluğu bulunuyor. Sürdürülebilirlik raporu kararların paydaşların da katılımıyla nasıl alındığı, paydaşlara yönelik olumlu ya da olumsuz ne gibietkiler yaratıldığını açık ve net bir şekilde görmemizi sağlıyor. Örneğin şirketimizde sürdürülebilirlik çalışmalarını başlattığımızda öncelikle bir anket hazırlayıp çalışanlarımız dahil tüm paydaşlarımızın bizi nasıl gördüğünü ve bizden ne beklediklerini anlamaya özen gösterdik. Sonraki tüm adımlarımızı paydaş anketimizin sonuçlarına göre şekillendirdik.

2- İç ve dış farkındalık yaratmak: Bu konu özellikle Türkiye açısından çok önemli. Türkiye’de sürdürülebilirlik konusu genelde büyüme ya da sadece çevre ile birlikte kullanılan bir kavram. Hâlbuki sürdürülebilirlik uzun vadeli yaklaşımıyla, büyümeden çok gelişmeyi ve sadece çevresel değil sosyal etkiyi de kapsıyor. Dolayısıyla bu raporların, sürdürülebilirlik kavramının daha iyi anlaşılması ve özümsenmesine katkı sağladığını ve sürdürülebilir bir gelecek adına sadece şirket değil birey olarak da birçok sorumluluğumuz olduğuna yönelik, hem şirket içinde hem de şirket dışında farkındalık yaratılması açısından çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Basit bir örnek vermek gerekirse, şirketimizde araba alımı esnasında takdiri çalışanlarımıza bırakmakla birlikte, seçime tabi olan araçların karbon emisyonlarını da seçim kriteri olarak belirledik. Bu kriteri gören çalışanlarımız alımlarında hibrid modelleri tercih etmeye başladılar.

3- Anlaşılabilir ve ölçülebilir hedefler belirlemek: Sürdürülebilirlik raporunun içerik olarak en önemli çıktılarından biri şirketin paydaşlarının da katılımıyla belirlediği hedeflerini anlaşılabilir ve ölçülebilir hale getirmesidir. Bu hedeflerin sadece para ile ölçülmeyen, sera gazı emisyonu, insan sermayesi, çalışan sürekliliği gibi ekonomik dışsallık olarak nitelendirilen etki alanlarını da kapsadığını belirtmekte fayda var. Sürdürülebilirlik raporu bir yandan şirketin raporlama yılı itibariyle ne durumda olduğunu gösterirken diğer yandan, sürdürülebilir gelişim sağlamak için ne gibi somut adımlar atacağını da belirtir. Bu hedeflerin yazılı olarak sunulmasının sonraki dönemlerde bunlara uyum konusunda bir yaptırım niteliği taşıdığını da unutmamalıyız. Burada genel yaklaşımın, işletmelerin başarılı oldukları konuları ön plana çıkartıp raporlarında eksik kaldıkları yönlere çok da yer vermemek olduğunu görüyorum. Halbuki eksiklikler ve sorunlar tüm işletmelerde mevcut. Ancak işletmenin şeffaf bir biçimde problemin ne olduğunu tanımlayıp bunu kısa, orta ve uzun vadede hangi ölçülebilir kriterlerle, nasıl çözeceğini paylaşması bekleniyor.

Sürdürülebilirlik raporu hazırlamak uzun bir yolculuğun ilk durağı gibidir. Bir işletmenin sürdürülebilirlik yaklaşımını, insan, gezegen ve kar 3’lüsünü (3P-People Planet, Profit) gözeterek, tüm paydaşlarına değer yaratacak şekilde operasyonlarına entegre edebilmesi herhangi bir değişim değildir. Bu, her şeyden önce yapılan işin felsefesini ilgilendirir ve atılan her adımda “neden?” sorusuna “sürdürülebilirlik sorumluluğu” çerçevesinde cevap aramayı gerektirir. İşletmenin stratejik odaklarını ve kültürel değişimini de tetikleyecek olan bu felsefeyi eğer en başta işletmenin en üst yönetimi benimsemiyorsa işiniz çok zor.

1- http://www.mckinsey.com/business-functions/sustainability-and-resource-productivity/our-insights/sustainabilitys-strategic-worth-mckinsey-global-survey-results
2- https://hbr.org/2016/11/the-best-performing-ceos-in-the-world

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
8 Format Hatası 09 Kasım 2018
Yönetim ilkeleri 28 Eylül 2017
Paydaş Anketleri 20 Eylül 2017
G4 Standartları 19 Eylül 2017