Newton’un kemiklerini sızlatmak: TÜİK’in meyve fiyatları ve gıda enflasyonu
“Dünya rekoru” kavramı en hızlı, en iyi, en güçlü insan olmakla ilgili değildir. Yalnızca derecenin coğrafi manada yerküre Dünya’da ölçüldüğünü belirten bir isim tamlamasıdır. Irkçı değil, insancıldır. Eğer Ay, Mars ve benzeri başka bir gök cismi yüzeyinde ölçümler yapılırsa farklı sonuçlar ortaya çıkar.
Önceki hafta TÜİK, Haziran ayı Tarım ÜFE verisini açıklayınca yine piyasa çalkalandı. Tarım ürünlerinde üretici fiyatları aylık %19 yıllık %50 artış gösterdi. Oysa TÜİK, tüketici enflasyonunu (TÜFE) ay başında açıklamış ve gıda fiyatları deflasyonu Mayıs ayını takiben Haziran ayına taşımıştı. Çelişki gibi görünen durumun nesnel bir mantığı var.
TÜİK, her ay tarım değer zincirinde gıda fiyatlarına yönelik 5 adet istatistik açıklar:
1-Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gıda fiyatları, her ayın başında.
2-Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) gıda fiyatları, her ayın başında – TÜFE ile eş zamanlı.
3-Tarım Üretici Fiyatları Endeksi (Tarım-ÜFE), her ayın ortasında.
4-Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE), takip eden ayın sonunda.
5-Yurt dışı Üretici Fiyatları Endeksi (YD-ÜFE) gıda fiyatları, her ayın sonunda.
Tedarik zinciri anlamında tarlaya ekilen ürünlerin maliyetini (upstream) Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verir. Tarla çıkış fiyatlarını Tarım-ÜFE’de görmek mümkündür. Arası, çiftçinin (brüt) marjıdır. Gıda sanayisinde üretilen ürünlerin fabrika çıkış fiyatı – örneğin salça – ÜFE’nin gıda endeksinde yer alır. Market reyonu ya da pazar tezgâhı fiyatı (downstream) ise TÜFE’de. Sanayinin yurt dışına ihraç ettiği ürünlerin fiyatı – örneğin meşrubatlar – ise Yurt dışı ÜFE (YD-ÜFE)’de belirtilir.
Gıda ürünleri mevsimsellik gösterdikleri ve meteorolojik gelişmelere açık oldukları için çekirdek enflasyon göstergelerinde yer almazlar. Yine aynı sebeple TÜİK, her ürünün fiyatını her ay toplamaz, daha doğrusu endeks hesabında yer vermez.
Örneğin portakal fiyatları yalnızca Kasım ve Nisan ayları arasında endekste yer alır. Benzer şekilde kiraz fiyatları da yalnızca Mayıs ve Temmuz ayları arasındaki dönemde endekste kendine yer bulur. Tüm Dünya’da uluslararası standart bu yöndedir ve zincirlenmiş Laspeyres formülü bu yüzden önemlidir. Bir başka ifadeyle TÜFE sepetinde ters mühendislik yapmak kolay değildir. Yani bugünün fiyatı baz alınıp 5 yıl önceki etiket fiyatına motamot ulaşılamaz.
Bu zincirde nihai fiyat seviyesi fiyat istikrarı için önem arz eder. Özellikle %25’e yakın ağırlığıyla gıda fiyatları enflasyonda belirleyicidir. Ancak ikinci önemli konu gıda arz güvenliği için çiftçi marjıdır. Bu marjın pozitif kalması çiftçinin yeni ekimini kolaylaştırır. Örneğin “süt-yem paritesi” hayvancılığın sürdürülebilirliği, “mısır-gübre paritesi” de tahıl çiftçisinin ekim stratejilerinde belirleyici rol oynar.
Bu yıl zirai don ve kuraklık nedeniyle istisnai bir süreçten geçiliyor. Stratejik ürünlerde arz güvenliği bulunmakla birlikte meyvede ciddi bir kayıp yaşandı. Ekonomik büyüme ve dış ticaret gelirlerinin olumsuz etkilenmesi beklenebilir. TÜİK, meyve fiyatlarını toplamaya başladıkça hasarın tablosu belirginleşiyor. Kiraz, en çok etkilenen ürünler arasındaydı ve Tarım-ÜFE’de sezonu kg başına 186,54 TL’den açtıktan sonra Haziran ayında 218,27 TL’ye yükseldi.
Böylece yıllık %367 artışla Tarım ÜFE’nin aylık %19 artışında önemli rol oynadı. Meyve fiyatlarındaki artışlara karşın yaş sebze fiyatları mevsim normalleriyle uyumlu seyrediyor. Gıda analizi yaparken “upstream” – “downstream” gibi ürünlerin yaş – kuru ekseninde ne kadar dayanıklı olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Yaş sebzeler hızlı sirkülasyon sayesinde zirai dondan daha az etkilendiler.
Meyvenin yanı sıra fındık, fıstık gibi kuruyemiş mevsimlik ürünler de ciddi şekilde hasar aldılar. Sert kabuklu meyve fiyatları da önemli ölçüde artış kaydetti. Yaş sebzenin yanında fiyatı istikralı seyreden bir diğer ürün de canlı hayvanlar. Sığır fiyatlarında enflasyon üç aydır gerileme eğiliminde. Süt sığırı yılın ilk yarısında hayvan başına 100 bin TL’den 117 bin TL’ye yükseldi. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde fiyat hayvan başına 68 bin TL’den 93 bin TL’ye %36 artış kaydetmişti. Diğer sığır ve manda fiyatı ise kg başına 210 TL’den 248 TL’ye %19 yükseldi.
Geçtiğimiz yılın artışı %30 oranındaydı. Buna bağlı TÜFE’de et enflasyonu geriliyor. Protein ürünlerde yumurta “Mayıs Çukuru”na düştü ve adedi 4,48 TL’den 3,49 TL’ye %22 oranında geriledi. Süt fiyatları da ılımlı seyrediyor. Ulusal süt konseyini son tavsiye güncellemesi fiyat istikrarını bozmayacak ölçüde.
Yazımızın başlığına dönece olursak, işin ağırlık kısmını göz ardı edemeyiz. Meyvelerin TÜFE sepetindeki ağırlığı yalnızca %2,72. Yaş sebze ağırlığı %4,21 ki bunun neredeyse yarısını tek başına patates belirliyor.
Protein ürünlerin ağırlığı ise fırın grubuyla birlikte %13. Protein ana besin kaynağı. Protein fiyatlarının istikrarlı seyretmesi TÜFE’de gıda fiyatlarının mevsim normallerinde seyrederek, istikrar kazanmasını sağlıyor. Çünkü yaş sebze fiyatları yazın düşüş eğiliminde seyreder – patates de. Dolayısı ile Tarım ÜFE’deki bu sıçrama ay yüzeyindeki atlayışlara benziyor. Farklı kütle çekimlerinde farklı ağırlıklarda hissediliyor.
Yumuşak mahiyette. TÜFE’de meyve fiyatları enflasyonu yıllık %63,7 oranıyla zaten Tarım-ÜFE’nin üzerinde. Sonbahara yaz meyveleri yerlerini kış meyvelerine bıraktığında muhtemelen serinin normalleştiğini göreceğiz. Kaldı ki bu sıçrama hafifliğiyle bir yandan çiftçiye marj açısından oksijensiz ay yüzeyinde ihtiyaç duyduğu nefesi aldırıyor.

