Newton’un şahidi Powell: Deflasyon rüzgârları, üretici fiyatları ve maliyetler

Haziran ayında Tür­kiye Tarım ÜFE fiyatları aylık %19 gibi ekstrem bir artış kay­detmişti. Aynı ay TÜ­FE’de gıda fiyatlarının gerilemesini 28 Tem­muz tarihli “Newton” başlıklı yazımızda ağır­lıklarla açıklamıştık.

Derken çok geçme­den 14 Ağustos günü tarih teker­rür etti.

ABD ÜFE, %0,2 seviyesinde­ki beklentilere karşın aylık %0,9 oranında artış kaydetti. Ekran­larda sayılar yanıp sönmeye baş­ladığında pek çok kişi düşünce şematiklerini sorguladı. Çünkü teknik açıdan küresel deflasyo­nist konjonktürle bağdaşmayan bir durumdu. Aynı zamanda Fed’in faiz indirim beklentileri­ni de bir anda rafa kaldırabilecek güçte bir gelişmeydi.

Türkiye’de TÜİK, üretici fiyat­larını farklı endekslerle izliyor: Yurt-içi ÜFE (Yİ-ÜFE) başta imalat olmak üzere madencilik, enerji ve diğer sektörleri kapsı­yor; ayrıca Hizmet ÜFE (H-ÜFE) ile hizmet maliyetleri izleniyor. ABD’de ise ÜFE hem mal hem hizmet fiyatlarını kapsıyor, fakat alt kırılımlar da yayımlanıyor.

Mali enflasyon – Reel deflasyon ikilemi

Detaylar incelendiğinde mal fi­yatlarının beklentiler doğrultu­sunda seyrettiği, ancak hizmet ka­lemlerinin sapmaya yol açtığı gö­rüldü. Bu ayrışma kritik: ABD’de hizmet enflasyonu yüksek kalma­ya devam ederken, Çin ÜFE’nin derin negatif bölgede seyretme­si küresel hammadde fiyatlarını baskılıyor. Tarihi zirvelerde rekor kıran S&P500, portföy yönetim ücretleri üzerinden finansal hiz­met maliyetlerini artırıyor. Yük­sek teknoloji ve yapay zekâ etra­fında şekillenen fiyatlamalar da varlık şişkinliğini besliyor.

Bu tarz sürprizler dünyanın her yerinde yaşanabiliyor. O yüzden verilerde tek bir açıklamaya değil ana eğilime odaklanmak gerek­li. Açıklanan verinin ana eğilimi bozup bozamayacağı piyasadaki senaryo ve fiyatlamaların değiş­mesinde belirleyici rol oynuyor. Eğer veri güçlüyse sürpriz etkisi devreye giriyor. Aksi takdirde bir anomali olarak kayıtlarda kalıyor.

Gerçekten de temmuz ayın­da Türkiye’nin Tarım-ÜFE veri­si açıklandığında aylık %6 düşüş gerçekleşti. Böylece gıda fiyat­larındaki ana eğilim bozulmadı. Sepet ağırlıkları mevsime göre şekillendikçe seri kendisini ana eğilimiyle uyumlu şekilde düzel­tecektir.

Benzer durum ABD ÜFE için de geçerli. Küresel deflasyonist konjonktür henüz ortadan kalk­madı. TCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan, maliyet baskısının azal­dığını sunumlarında belirtiyor. Fed Başkanı Jerome Powell da Jackson Hole konuşmasında fa­iz indirimlerinin kaldığı yerden devam edeceğini belirtti. ABD’de ithal mal fiyatları 2025 boyunca neredeyse her ay ilk açıklamala­rın altına güncellendi.

Aynı doğrultuda merkez ban­kası son açıklamalarında Tem­muz ayı TÜFE’deki ihlalin geçici doğasına değindi. Şu an için enf­lasyon ana eğilimini değiştirecek bir katalizör görünmüyor. Fed’in faiz indirimlerine dönmesiyle ABD 10 yıllık getirilerindeki dü­şüş belirginleşebilir. CDS de 250 baz puana doğru yaklaşma arayı­şında. Bu gelişmeler dış finans­man için elverişli koşullara işaret ediyor. Sene sonuna kadar ban­kacılık sektörünün uygun koşul­larda çevireceği yaklaşık 7 milyar ABD Doları tutarındaki sendi­kasyonların ardından 2026 yılı­na Hazine’nin olumlu EuroBond ihraçları ile başlanabilir. 2024 Ağustos’unda Ekonoritmisk’in çıkış yazısı “Deflasyon Rüzgârla­rı” idi. Bir senenin ardından hala esen aynı rüzgârlar Türkiye’nin dış finansman rotasında pruvayı neta tutuyor.

Çin’de fiyat savaşları

ABD’deki ayrışmanın Çin’de izdüşümlerini yakalamak müm­kün. “Fiyat kırma tedbirleri” (an­ti-involution) artık hükümet po­litikalarının merkezinde. Çin’in aşırı kapasite sorununu özellik­le beş sektörde yakından izlemek mümkün: demir-çelik, bakır iza­be (~işleme) tesisleri, polisilikon, petrokimya rafinerileri ve kö­mür. Aşırı kapasite baskısı nede­niyle üretici fiyat endeksi derin negatif bölgede seyrediyor. Bu sektörlerdeki yoğun fiyat rekabe­ti sınai kârlılığı zayıflatıyor.

Geçen hafta açıklanan tem­muz verilerine göre sınai şirket kârları yıllık bazda %1,7 gerile­di. Beklentilerden daha sınırlı kalan bu kayıp, hükümetin fiyat kırma karşıtı adımlarının ve yük­sek teknolojideki güçlü kâr marj­larının ortalamayı desteklediği­ni gösteriyor. Çip üreticilerinde kârlar yıllık %176 artarken, yük­sek teknoloji sanayisinde genel kâr büyümesi %19 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın maden­cilikte kayıp %32 ile derinleşti. Yani tablo karışık: politika deste­ği ve teknoloji marjları sınırlı ra­hatlama sağlasa da, talep zayıflığı ve 34 aydır süren fabrika çıkış fi­yatı deflasyonu kâr dinamikleri­ni baskılamaya devam ediyor.

Newton’un şahidi Powell: Deflasyon rüzgârları, üretici fiyatları ve maliyetler - Resim : 1

Sonuç: Bakır fiyatında 4,55 dolar eşiği

Küresel deflasyonist ortam­da tahıl fiyatları dip seviyelere yaklaşmış durumda. Önümüzde­ki dönemde “düşük fiyat kürü” devreye girerek taban fiyatların oluşması bekleniyor. Brent pet­rol için varil başına 60 dolar kri­tik destek konumunda; küresel talep daha da zayıflarsa 40 dolar ihtimali gündeme gelebilir. Fo­sil yakıtlar, teknolojik dönüşüm karşısında kırılganlığını koruyor.

Buna karşılık bakırda libre ba­şına 4,55 dolar seviyesi kilit eşik. Ekonominin “3C”sinden (Corn, Crude, Copper = tahıllar, fosil yakıtlar, endüstriyel metaller) ayakta kalan bir bakır var. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) geçtiğimiz hafta bakı­rı kritik mineral listesine öner­di. Bu adım, fonlama teşvikleri ve izin kolaylıkları açısından stra­tejik önem taşıyor. Bakırın sa­vunmadan elektrifikasyona, ye­şil enerjiye kadar geniş yelpaze­de kullanımı, metalin eski-yeni tüm teknolojilerde merkezi rolü­nü teyit ediyor. “Doktor” bakırın bu rolü, küresel ekonominin to­parlanıp toparlanamayacağını ve majör merkez bankalarının faiz indirimlerine ne kadar alan bula­cağını gösterecek. 4,55 dolar altı­na sarkarsa deflasyonist baskılar bizimle demektir (son fiyat 4,59).

Sonuçta Çin’de hükümetin “anti-involution” söylemleri ve rekabeti törpüleyen adımları kıs­mi rahatlama sağlıyor; fakat ta­lep eksikliği ve deflasyonist fi­yatlama ana resimde kalmaya devam ediyor. ABD’de hizmetler enflasyonu verileri yukarı çeker­ken, Çin’de arz fazlası ve fiyat re­kabeti deflasyonist baskıları sür­dürüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar