Ölümcül dostluk

Ukrayna devlet başkanı Volo­dimir Zelensky’nin skandallarla do­lu ABD ziyaretinin medya yansımala­rını görünce Henry Kissinger’ın 1968 yılında Nixon’un başkan seçilmesi­nin ardından söyle­diği şu sözler aklı­ma geldi: “Amerika’nın düşma­nı olmak çok tehlikeli olabilir, ama onun dostu olmak ölümcül­dür.

Gerçekten de Vietnam’dan, Latin Amerika’ya, Kuzey Afri­ka’dan Ortadoğu’ya ve Afganis­tan’a uzanan bir siyasi düzlem­de, ABD’nin müttefiklerini yarı yolda bırakma geleneğine bakıl­dığında, onlarla dost olmanın/ olduğunu zannetmenin ne kadar akılsızca bir vehim olduğunu görmek mümkün.

Amerikan dış politika tarzının en önemli özel­liği, müttefiklik ilişkisini ken­di ulusal çıkarlarını maksimize etmek için olabildiğince kullan­maları ancak çıkar tanımları de­ğiştiği anda ise derhal yeni bir ilişki düzeneğine geçiş yapabil­meleri. Realizm ya da rasyona­lite prensibi olarak adlandırdık­ları bu esneme kabiliyeti, yıllar içerisinde hem ikili ilişkilerinde hem de Birleşmiş Milletler, NA­TO, NAFTA vs. gibi uluslarara­sı kurumlardaki tutumlarında beklenmedik U dönüşleriyle ka­rakterize ediliyor.

George Washington’un 1796’da söylediği şu sözler bu­gün bile geçerliliğini koruyan Amerikan dış politika geleneği­nin tam tarifi: “Bizim gerçek po­litikamız dış dünyanın neresiyle olursa olsun kalıcı ittifaklardan kaçınmak olmalı”. Yani her müt­tefikin bilmesi gereken altın ku­ral ABD ile dansa kalkıldığında pistin ortasında aniden yapayal­nız kalmayı da göze alma zorun­luluğu.

Ölümcül dostluk - Resim : 1

Oval ofis zorbaları

Zelensky’nin Oval ofiste­ki çaresizliği ve çevresini saran zorbalar karşısında durumu ida­re etmeye çalışan hali dünya ka­muoyunda belirgin bir acıma ve öfke duygusu yarattı. Zira her sıradan insan gücün karşısında ezilmenin nasıl bir travma oldu­ğunu bilir ve ezilene karşı empa­ti duyması da güçlü taraftan da­ha kolaydır. Amerikan okul film­lerinde arkadaşlarına zorbalık yapan sarışın, beyaz tenli ve iyi beslenmiş çocukların genelde ona yalakalık yapan bir çeteleri de bulunur. Başkan yardımcısı J.D.Vance ve bazı kabine üyele­rinin medyanın gözleri önünde Zelensky’nin kıyafetinden baş­layarak genişlettikleri eleşti­ri bombardımanı Ukrayna’nın tüm halkına yönelik bir aşağı­lama noktasına kadar gidince, o filmlerin senaristlerinin Ameri­kan sosyolojisini ne kadar iyi ta­nıdığını kolayca anladık.

Karşılarında bir devlet başka­nı olduğunu hiç önemsemeden parmak sallayarak bir çocuk gi­bi azarladıkları Zelensky’e “bi­ze teşekkür bile etmedin; bize ne hissedeceğimizi dikte ede­mezsin, biz olmadan kazana­mazsın” gibi sözler söyledikten sonra hiçbir anlaşma yapmadan “Beyaz Saray’dan ayrılmasını is­temeleri” ise bir tür diplomatik magandalık örneği olarak ders­lerde yıllarca anlatılabilir nite­likte. Trump’ın artık bir kişisel stile dönüştürdüğü kabalığını Zelensky’den Biden’a da sektire­rek kendisinden önceki başkanı Ukrayna’ya verdiği 350 milyar dolar yardım nedeniyle aptallık­la suçlamayı ihmal etmediğini de atlamayalım.

Ukrayna’nın hali pür melali

Kanımca Zelensky’nin halin­den daha acınası olan Ukrayna halkının derin çaresizliği ve ya­sı. Bir yandan kendi seçtikleri bir liderin siyasi tercihlerinin ağır sonuçlarını yaşıyorlar, diğer yandan tüm direnişlerine rağ­men ülkelerinin ve onurlarının paramparça edilmesine katlan­mak durumundalar.

Karadeniz jeopolitiği açısın­dan çok önemli olan Kırım’ı ve o bölgeyi Rusya anakarasına bağ­layan en değerli toprak alanla­rını Rusya’ya kaptırdıkları gibi, şimdi de ABD yönetimi ile na­dir toprak elementleri konusun­da milyarlarca dolarlık bir ant­laşma yaparak toprak altı zen­ginliklerini kaybetmek üzereler. Fransa yönetimi de kalan nadir toprak elementlerini kendi sa­vunma sanayisinde kullanmak için ABD’lilerle yarış halinde.

Herkes Ukrayna’nın neyi var neyi yoksa kapış kapış toplama derdinde. Kahraman Zelensk­y’e para gönderiyor ve Rus ayısı­nı durdurmak için Ukrayna top­raklarını ve halkını kalkan ola­rak kullanıyorlar. Yitirdikleri yüzbinlerce canın ve toprakları­nın %20’sinin karşılığında elle­rine ne geçti derseniz, özellikle liberal çevrelerde ve Batı Avrupa cenahında bir kahraman olarak kabul edilen bir devlet başkan­ları var.

Üstelik bütün bunlara sebep olan esas konu ise çoktan kapandı. Ukrayna’nın NATO’ya alınması artık bir başka baha­ra kalmış durumda. Avrupa’nın kahraman şövalyesi, komedyen ve devlet başkanı Zelensky ise Paris’te eşiyle lüks alışverişine devam edebilir; çünkü Manhat­tan caddeleri kendisine kapandı. ABD, bir dostunu daha uçağına almadan havalandı.

Özgün bir medya aracı ol­manın dışında zamanının çok daha ötesinde bir vizyonun temsilcisi olan ve hem okur­ları hem de yazarları açısın­dan bir okul niteliğini taşıyan DÜNYA gazetesinin 45. yaşı kutlu olsun. Latince “nomen est omen” diye bir ifade var­dır; Türkçe’ye “ismi ile mü­semma” olarak çevirebiliriz. DÜNYA gazetesi de ismi üs­tünde artık gelenekselleşmiş bir marka. Nice yıllara.

Yazara Ait Diğer Yazılar