Şirketler sürdürülebilir kalkınmada ciddi sorumluluk sahibi

Dr. İzel Levi COŞKUN
Dr. İzel Levi COŞKUN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MODELİ icoskun@mazarsdenge.com.tr

Mazars Denge, Türkiye’de 40 yıllık deneyimi geride bırakan, sürdürülebilirliği kurum kültürünün bir parçası olarak benimseyen ve yaptığı tüm işlerde “toplum ve tüm paydaşları için sürdürülebilir değer yaratmayı” misyon edinen bir şirket. Mazars Denge geçtiğimiz günlerde ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Mazars Denge CEO’su Dr. İzel Levi Coşkun, raporun hazırlık çalışmalarını, şirket içinde yaşanan dönüşümü ve kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımının şirketin tüm operasyonlarına entegre edilme sürecini DÜNYA için kaleme aldı. Dr. Coşkun’un dediği gibi, bu yazı dizisinin kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere eşlik etmesi ve yol gösterici olmasını diliyoruz.

Bir şirketin toplum ve çevre ile olan ilişkisi nedir? Tek varoluş amacı kâr etmek midir? Şirketin çalışanları ile kurduğu bağı nasıl tanımlarız? Bu bağın temelindeki amaç nedir? Şirketin paydaşlarına yaratmış olduğu değerin tek ölçüm aracı para mıdır? Biz nasıl yaşıyoruz? Her gün en az bir pet şişe ve plastik torba kullanmak, işe tek başına arabayla gidip gelmek, çöplerini ayrıştırmamak, tüketim çarklarının bir parçası olmak, küresel ısınma gibi çevresel, yoksulluk, adalet, fırsat eşitliği gibi toplumsal sorunlara kayıtsız kalmak mıdır normal olan? Gelecek kuşaklara karşı sosyal ve çevresel sorumluluklarımız nelerdir? Elimizde sadece bir dünya varken, bunun birkaç katına sahipmişçesine davranarak daha ne kadar yaşayabiliriz?

Sürdürülebilirlik üzerine yapmış olduğum doktora tezimi yazmaya başladığım ilk günden beri, bir şirket yöneticisi olarak kafamı devamlı bu soruların kurcaladığını söyleyebilirim. Tezimin konusu icabı 2013 tarihine kadar Türkiye’de yazılmış tüm sürdürülebilirlik raporlarını inceledim. Bu raporlarda bahsedilen taahhütleri okurken şirket yöneticilerinin sürdürülebilir kalkınma adına ne kadar ciddi bir sorumluluk taşıdıklarını fark ettim. Peki, ben sorumluluğumu layığıyla yerine getirmek için ne yapabilirdim?

Paris’te gerçekleşen Birleşmiş Milletler COP 21 toplantısının ardından, devletlerin taahhütlerinde istenen mutabakata tam olarak ulaşamadıklarını öğrenmek beni çok da şaşırtmadı. Öte yandan başta şirket yöneticileri olmak üzere, şirketlerin tüm paydaşları ile birlikte sürdürülebilir kalkınma konusunda inisiyatif kullanmaları gerekliliğini ise bana bir kez daha hatırlattı.

Şirketimizin kurulduğu günden beri bağlı olduğu prensipler, şirket içindeki bir takım uygulamalarımızda sürdürülebilirlik yaklaşımına pek de yabancı olmamamız sonucunu doğuruyordu. Ancak bu yaklaşımı kurumsal bir düzene oturtmak ve kâr amacı gütmenin yanı sıra, tüm çalışanlarımızda toplumsal ve çevresel bir farkındalık yaratmak hedefiyle ne gibi adımlar atılabileceğini düşünmeye başladım. Bu düşünce bize ilk sürdürülebilirlik raporumuzu hazırlama yolunu seçtirdi. Ön hazırlık sürecimizi tamamladıktan sonra Mazars Denge olarak 1 Nisan 2016 tarihinde Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin imzacısı olduk. Tam 1 yıl sonra 1 Nisan 2017 yılında ise raporumuzun yazılı metnini tamamlayarak Birleşmiş Milletler’in ilgili web sitesine yükledik. (Rapora http://www.mazars.com.tr/Anasayfa/Haberler/Rapor-Arastirmalar/Kurumsal-Surdurulebilirlik-Raporu-2016 linkinden ulaşabilirsiniz.)

Mazars Denge olarak 40. yılımızı kutladığımız 2017 yılında, sektörümüzün ikinci sürdürülebilirlik raporunu hazırlarken yaklaşık 1,5 yıl süren uzun bir çalışma sürecinden geçtik. Şirket içinde top yekûn bir dönüşüme sebep olacak kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımını şirketin tüm operasyonlarına entegre etme kararını vermenin işin en zor tarafı olduğunu söyleyebilirim. Tabi, bu süreç içinde tüm çabalarımıza rağmen öngöremediğimiz birçok zorlukla karşılaştık ve çok önemli tecrübeler edindik. Dolayısıyla, süreç içinde kararımızı destekleyen yol haritasını ve takip eden adımları şeffaf bir şekilde sizlerle paylaşırken, kurumsal sürdürülebilirlik raporunun ne gibi faydaları olduğunu, hedeflerimizle nasıl örtüştüğünü ve yarattığı etki alanını sizlere açıklamaya çalışacağım.

Sürdürülebilirliğin aslında tüm varlıklarla aramızdaki döngüsel bağı tanımlayan bir kavram olduğuna inanıyorum. Paylaşma eyleminde bulunmadan bu bağı kurmamız ne yazık ki mümkün değil. İşte bu yüzden Dünya Gazetesi’nin Sürdürülebilirlik sayfasında oluşturduğumuz köşede, yaşamış olduğumuz tecrübeyi sevgili Didem Eryar Ünlü’nün önerisiyle bir yazı dizisi halinde, siz değerli Dünya Gazetesi okuyucuları ile paylaşmak istedik. Köşemizin adının ise kurumsal sürdürülebilirlik raporumuzun modelinden esinlenerek “Nautilus” olmasına karar verdik. 15 gün içinde her gün yayınlayacağımız bu dizinin kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere eşlik etmesi ve yol gösterici olmasını diliyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
8 Format Hatası 09 Kasım 2018
Yönetim ilkeleri 28 Eylül 2017
Paydaş Anketleri 20 Eylül 2017
G4 Standartları 19 Eylül 2017