Takvimleri Ayarlama Enstitüsü: %12 oranının tılsımı nedir, enflasyon seneye nereye nasıl düşecek?

Bora Tamer YILMAZ
Bora Tamer YILMAZ Ekonoritmiks boratamer.yilmaz@dunya.com

2011 yılında döne­min Fed Başka­nı Ben Bernanke, para politikasının iletişimi­ni güçlendirmek için önemli bir adım attı ve düzenli basın toplan­tılarına başladı. Baş­langıçta yılda dört kez, her mevsim ekonomik projeksiyonların gün­cellendiği toplantılar sonrasında basının önüne çıkan Fed Başka­nı, 2019’dan itibaren her toplan­tı sonrası, yılda sekiz kez soruları yanıtlar hale geldi.

TCMB’nin o dönemdeki başkanı Erdem Başçı da iletişimin önemi­ni kavramış bir iktisatçıydı. Ber­nanke’den esinlenerek iki hafta­da bir Ankara İdare Merkezi’nde biz ekonomistlerle toplantılar dü­zenledi. Uluslararası yatırımcılar bu toplantılara yoğun ilgi göster­di. Londra ağırlıklı, dünyanın dört bir yanından iki haftada bir Anka­ra’ya yolculuk yapıyorlardı.

Sert ama derinlikli tartışmalar saye­sinde karmaşık politika adımları başarıyla karşılığını buldu. Sonuç olarak, enflasyon ve faiz oranla­rı tek haneli seviyelerde seyretti. Başçı’nın görevini devretmesiyle iletişim politikası zayıfladı ve enf­lasyon hızla yükselmeye başladı.

Önemli haber ajansları soru sormadı

Geçtiğimiz hafta İstanbul İda­re Merkezi’nde düzenlenen Enf­lasyon Raporu Bilgilendirme Top­lantısı, iletişimdeki bu zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Top­lantıda uluslararası yatırımcılara manşet geçen “Bloomberg News” gibi önemli bir haber ajansı soru yöneltemezken, bayram tatili sü­resinin enflasyon üzerindeki et­kisi gibi oldukça yüzeysel konular tartışıldı. Uluslararası yatırımcı­ların ilgisi ve katılımı da minimal seviyelerde kaldı.

Yerel analistler ve gözlemciler ise merkez bankasının kısa vade­li aksiyonları üzerine yoğunlaşı­yorlar:

1 Faiz indiriminin zamanlaması,

2 Yılsonu enflasyon seviyesi.

Bu kısa vadeli konular piya­saların ilgisini çekse de, merkez bankasının uzun vadeli hedefle­ri açısından daha az önem taşır. Para Politikası Kurulu’nun en şa­hin üyesi bile gevşeme döneminin başlayacağını açıkladı. Hanehalkı enflasyon beklentileri (%60) ger­çekçi değil ve faiz indiriminin ne zaman gerçekleşeceği bu algıyı değiştirmeyecek. Bu tür kısa va­deli tahminlerle uğraşmak, daha çok kişisel tatmin meselesidir ve iyi ekonomistliğin ölçütü değildir.

Yine bir başka soru çoktan seç­meli bir sınavda joker hakkı kul­lanmak gibiydi. Gevşemenin miktar mı yoksa maliyet kana­lıyla mı başlayacağını anlamaya çalışıyordu. Daha sonra soruyu soran kişi, 2026 enflasyon tah­minini (%12) “dostlar alışveriş­te görsün” diye niteledi. Oysa asıl önemli olan, hanehalkının enf­lasyonun gelecek yıl neden ve na­sıl yüzde 12 seviyesine yakınsa­yacağını anlamasıdır.

Yüzde 12 oranı, rastgele hele afaki değildir; geçmiş enflasyon rejiminin seviyesidir. Enflasyo­nun “üç vakte kadar” bu seviyeye ineceği, fay hattının yerini bilip kırılma anını kestirememek gibi bilimsel bir gerçekliktir.

Enflasyonda %30 beklentisi

Günümüzde enflasyon, gıda fi­yatları nedeniyle yüzde 30 bandın­da sıkışmış durumda, katılık gös­teriyor. TCMB yönetimi de bu se­viyeyi trend olarak kabul ediyor. Bu nedenle ilk aşamada enflasyo­nun hızla yüzde 30 civarına geri­lemesi bekleniyor ve yılsonunda TCMB’nin tahmin aralığının üst sınırına yakın bir noktada dura­cak. İkinci aşamada ise enflasyon bu seviyeden ayrılarak yüzde 12 yörüngesine doğru hareket ede­cek. Bu düşüşte tarımsal maliyet­lerdeki beklenen rahatlama kri­tik rol oynuyor: Yem hammaddesi mısır ve soya küspesi fiyatlarında­ki düşüş ve Çin’in gübre piyasası­na yeniden dönme planları, gıda enflasyonundaki baskıyı azaltacak önemli gelişmeler.

Bu süreci uzay araçlarının geze­genler arası yolculuğuna benzete­biliriz. Araçlar her gezegende kısa süre durarak hız kazanır, böylece yakıt tasarrufu sağlar ve rotasını güçlendirir. Gezegenden gezegene atlaya atlaya giderler. Ekonomik göstergeler de benzer şekilde aşa­malı ve doğru senkronize edilmiş adımlarla hedefine ulaşır. “Roket bilimi”ndeki gibi ekonomide de zamanlama, senkronizasyon ve rota ayarı hayati önem taşır.

Benzer şekilde cari açık verile­ri de mevsimsel dinamikler göste­rir. İlk üç ayda 12,3 milyar dolarlık açık verildiği doğrudur; bu rakam, önceki yılın tamamındaki açığı bi­le aşmaktadır. Ancak yaz ayların­da turizm gelirleri ile birlikte ülke cari fazla verecek ve bu açık den­gelenecek. Bu döngü her yıl tek­rarlanır ve ekonomik dengeler bu döngüler üzerine kuruludur. Bu nedenle kısa vadeli dalgalanmalar, uzun vadeli ekonomik yörüngeyi değiştirmez. Gezegenlerin yörün­geleri eğiktir ve çoğunun kendine özgü mevsimleri vardır, ancak hiç­biri yörüngesinden çıkmaz.

Toplantının kapanış sorusu, BloombergHT araştırmacısı Çağ­lar Kuzlukoğlu tarafından TCM­B’nin iletişim politikası üzerine yöneltildi. Kuzlukoğlu, sorusunda Başkan Dr. Fatih Karahan’ın Fed New York Şubesi’ndeki akademik çalışmalarına atıfta bulundu. Baş­kan Karahan ise cevabında, dünya genelindeki tüm merkez bankala­rının sosyal medyada yayılan de­zenformasyona maruz kaldığının altını çizdi ve soruyu her zamanki gibi doğru ve yerinde bir biçimde yanıtladı.

Türk edebiyatının “za­man avcısı” Ahmet Hamdi Tanpı­nar’ın 1954 yılında kaleme aldı­ğı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” romanı toplumsal yüzeyselliği hi­civ sanatıyla irdeler. TCMB’nin de miktar ve maliyet kanallarının ya­nı sıra makro-ihtiyati politikaları ve kamuoyu iletişimini bir araya getiren, adeta “takvimleri senkro­nize eden” bir politika setine daha ihtiyacı var.

 Takvimleri Ayarlama Enstitüsü: %12 oranının tılsımı nedir, enflasyon seneye nereye nasıl düşecek? - Resim : 1

Takvimleri Ayarlama Enstitüsü: %12 oranının tılsımı nedir, enflasyon seneye nereye nasıl düşecek? - Resim : 2

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar