Türk bulutu dünyayı saracak

Fikret ÇENGEL
Fikret ÇENGEL Bir Dünya Ekonomi fikret.cengel@dunya.com

Dünya devlerinin arasında süratle yükselen ve bölgesel pazarda adını duyrmayı başaran Türk bulut hizmet sağlayıcısı Bulutistan; İstanbul, Bakü, Dubai, Frankfurt ve Londra'daki yatırımlarla dünya ligine yükselmeyi hedefliyor.

Türk bulut hizmeti sağlayıcısı Bulutistan, 2015 yılından bu yana geliştirdiği ürün ve hizmetlerle hem Türkiye’de hem de 60’dan fazla ülkede hizmet sunuyor. Türkiye’nin hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinden biri olarak 2020 yılında Deloitte’un “Fast 50” listesine giren ve çok sayıda başarı ödülüne sahip olan Bulutistan, globalleşme hedefi doğrultusunda Türkiye’de ve dünyada açılımlarına devam ediyor.

Bulutistan kurucu ortağı ve CEO’su Begim Başlıgil ile bulut sistemleri, Türk ekonomisindeki yeri ve dünyadaki geleceği hakkında konuştuk. En büyük hayalinin Brezilya’da üniversiteden mezun bir gencin ‘Bulutistan’da çalışmak istiyorum’ demesi olduğunu belirten Başlıgil, “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı mottosuyla hareket ediyoruz. Şu an Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin 300’e hizmet veren Bulutistan olarak dünyanın yıldızı olacağız” dedi.

Bulutistan’ın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

20 yıla yakın Microsoft, Türk Telekom, Siemens, Ernst & Young ve Arthur Andersen gibi şirketlerde profesyonel yöneticilik yaptıktan sonra, 2015 yılında Bulutistan’ı ortağım Orçun Özalp ile beraber kurduk. Pazardaki dünya devi bulut sağlayıcılarının yanında hep müşterilere butik hizmet vermek gerektiğini konuşuyorduk. Çok büyük şirketler butik hizmet veremiyor; sistem kilitleniyor, öyle bir şans yok.

Büyük şirketler doğal olarak standart hizmet vermek zorunda ki birçok şirkete hizmet verebilsin. Fakat büyük kurumların teknoloji altyapılarında kendine özel ihtiyaçları var. Hem dünyada farklı trendlerde hem de Türkiye’de gözlemlediğimiz üzere, verinin egemenliği diye bir kavram ortaya çıkmaya başladı. Verinin egemenliği ile beraber gelişmiş ülkeler duvarları yükseltmeye başladı. Türkiye'de o dönemde henüz yerli bir bulut altyapısı yokken bu ihtiyacı görerek Bulutistan’ı kurduk.

Sizin yaptığınız iş ve faydası nedir?

Dünyada mobil bir veri akışı var. Biz buna entegreyiz ve tamamen dışarıdan besleniyoruz. Bir de bunun muhafazası var. Bu akış dediğimiz süreç CPO’ların data işlemesi. Bunun için serverlara ihtiyaç var. Bir de veriyi saklama durumu söz konusu. Bunun için depolamaya ihtiyaç var. Bu bulutun birinci seviyesi. Bulutun ikinci seviyesinde ise platforma ihtiyacı var.

Equinix’in bir ülkeye girmesi, tüm veri merkezi dünyasını değiştirir. Çünkü Equinix tüm dünyada %90 küsur pazar payına sahip. Türkiye'ye girmesi büyük bir etki yarattı ve veri merkezi işini çok hızlandırdı. İthal ettiğimiz serverlar için, bahsettiğim şirketlere her şey dolarla satılıyor.

Biz bu veri merkezlerinin içerisinde, kendi serverlarımızla kendi veri işleme sürecimizi yönetiyoruz ve müşterilerimize ister TL ister USD bazında yansıtıyoruz. Bugün, Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin 300’ünden fazlası Bulutistan altyapısını kullanıyor. Veriler Türkiye'de işleniyor, yurt dışına çıkmıyor.

Bu çok önemli. Türkiye’deki şirketler bizim veriyi işleme konusundaki yetkinliğimizin farkında. Bununla birlikte, depolama konusunda Google, Microsoft Azure, Amazon gibi dünya devi firmalar var ve onların bu depolama altyapısından da faydalanmak istiyorlar. Biz onlara bu imkânı da sunabiliyoruz ve depolama hizmetini bu dünya devleri üzerinden Türkiye’deki müşterimize güvenli şekilde sunuyoruz. Bulut çözümleri çok hızlı gelişen ve bu nedenle servis sayısı her geçen gün artan bir ekosistem.

Amazon’da ortalama 29 bin servisi var, Azure’da 22 bin, Google’da ortalama 4 bin. Bu sayılar sürekli artıyor. Bulutistan olarak bizde ise 1000’e yakın servis mevcut. Türkiye’deki en yakın rakibimizin ortalama 100’e yakın servisi var. Yani platform tarafında da pazar çok çeşitlendi.

Peki maliyet konusu nasıl?

 Finanstan sağlık teknolojilerine, genetik kodlamadan perakendeye her sektörden müşterimiz var ve hepsinin ihtiyaç duyduğu altyapı ve güvenlik ihtiyacı birbirinden farklı.

Örneğin genetik kodlamalar üzerine çalışan bir teknoloji şirketinin yazılımının bir yerde çalışması lazım, bunun için de işleme gücüne ihtiyacı var. Bu da CPU ve RAM demek. Yazılımlar büyüdükçe tabii ki normal bilgisayarlara sığmıyorlar. Daha büyük kapasiteli alanlara ihtiyaç oluyor. Bunu serverlar üzerinde sağlayarak sanal bir alan yaratmış oluyoruz. Bu serverlardan yüzlerce, binlerce var veri merkezlerinde. Bunları bir havuz haline getiriyoruz.

Bu sayede müşterilerimiz, daha geniş bir alana ihtiyaç duyduğunda binlerce dolarlık bir server odası yatırımı yapmak yerine, bu hizmeti çok daha uygun maliyetlerle bizden alabiliyor. Şirketler kendi sistem odasını kurduğunda, uzmanlık alanıyla ilgili istihdama, Ar-Ge’ye, yatırıma ayıracağı bütçeyi dışarıdan alabileceği bir sisteme ayırıyor; halbuki o bütçe ülke ekonomisinin kalkınması için gerekli. Bunun on binlerce, yüz binlerce şirket olduğunu düşünün.

Sizin sunduğumuz sistem, server odası kurmaktan güvenli mi?

Bulutistan olarak bizim yaptığımız iş aslında bankacılığa benziyor. Artık insanların varlıklarını evde bir kasada saklaması yerine bankada tutması nasıl daha güvenliyse, donanımsal altyapıya bağlı bir server odasında kalması yerine bizimki gibi yedekli ve güvenlik altyapısı 360 derece kurgulanan sistemler çok daha güvenli.

Sektörünüzde regülasyonları kim sağlıyor?

Bizim uymamız gereken hem sektörlere göre hem de genel çok sayıda regülasyon var. Örneğin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bizi de bağlıyor.

BDDK'nın finansal kurumların datalarını, buluta nasıl çıkartacağıyla ilgili denetliyor ve kendisinin belirlediği standartlar çerçevesinde bu işlerin yapılması gerekiyor. BDDK mükemmel bir altyapı hizmeti verseniz bile, uygulamaların bankalar tarafından doğru entegre edilmemesi durumunda güvenlik açığı olma riskini önceliklendiriyor çünkü. O yüzden eğer BDDK güvenli bulmazsa ilerleyemiyoruz.

Aynı durum Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) için de geçerli. Ayrıca kendimizi uluslararası denetim şirketlerini denetlettiriyoruz. Sermaye Piyasası Kurulu da tüm piyasaya birincil verilerimizi dışarı çıkarmayın, Türkiye'deki şirketlerle çalışın diyor. Çalıştığınız zaman da standartları belirleyerek, bir bilgi işlem yönetmeliği ortaya koyuyor. Veriyi kimseyle paylaşabilmemiz mümkün değil zira anahtarı bizde değil, müşteride.

En hızlı büyüyen şirketiz

Bulutistan olarak bu kadar hızlı nasıl büyüdünüz?

Bugün Türkiye’nin en büyük 1000 kurumunun yaklaşık 600’üne, en büyük 20 holdingin 16’sına bulut hizmeti veriyoruz. 2020’nin sonunda Ak Portföy’den, Nisan 2022’de Sabancı Ventures’tan önemli iki yatırım aldık ve büyümemizi hızlandırdık. Bugün yüzde 100 yerli bir firma olarak; hisselerimizin %25’i Akportföy ve %10,5 Sabancı Ventures’ın. 2020 yılında Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi seçildik, bu aldığımız ilk ödüldü.

Sonrasında Deloitte EMEA 500 listesi içinde ilk 20’ye girmeyi başaran çok sayıda Türk teknoloji şirketlerinden biri olduk. Bulutistan olarak, müşterilerimize daha çok derinleşmeyi, farklı coğrafyalardaki katma değerli hizmet ihracatını artırmayı, müşteri sadakati ve yeni bulut projeleri ile onlara destek olmayı, yeni logo kazanımları elde etmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’de büyümemize devam ederken yurt dışı operasyonlarımızı da hızlandırıyoruz.

Gelirin büyük kısmı ihracattan

Tüm bu yatırımların tutarı nedir?

Yeni bir node açılışı, veya bizim tabirimizle lokasyon açılışı sunacağımız hizmet çeşitliliğine göre 3 ile 5 milyon dolar arası bütçe gerektiriyor başlangıçta. Bu işi büyüttükçe ve biz ülkemizi bir hub haline getirdikçe yaptğımız ihracat miktarı da paralel olarak artacak. Bugüne kadar yaptığımız yatırım tutarı tahminen 40- 45 milyon dolar. 2023 içerisinde 10 milyon USD’lik yeni yatırım yapmayı hedefliyoruz.

İhracat hedefiniz nedir?

 İhracatın rakamlarımız içerisinde payı giderek artıyor. Sene başında bu rakam %3 idi, hali hazırda %5.Sene sonunda bu rakamın MRR üzerinde %20’ye çıkmasını bekliyoruz. Hedefimiz ise 2025 sonunda gelirlerimizin %70’inin ihracattan gelmesi… Tabii Türkiye'de de büyümeye devam edeceğiz ama Türkiye'nin katma değerli ihracatının artması lazım. Türkiye'deki bulut pazarı, servislerle beraber ortalama 1 milyar dolarlık bir pazar. İngiltere'de ise bu rakam 20 milyar dolar. Sektör olarak en kısa sürede bizim de bu rakamlara ulaşmamız önemli.

Avrupa ve Ortadoğu'da büyüyeceğiz

Yurt dışı hedeflerinizden bahseder misiniz?

 Bugün dünyanın en büyük 5 şirketinin 3’ü bulut çözümleri sunuyor. Çünkü şirketler için sonucundan bağımsız bir kazanma mekanizması var. Bu alanı Amerika ve Çin domine ediyor. Biz de yurtdışında bir Türk şirketi de olabilir mi diye çalışarak bunun savaşını veriyoruz. Büyük resimden baktığımız zaman Bulutistan’ın hikayesi bu.

Biz aslında Türkiye ile değil yurt dışı ile rekabet ediyoruz zaten. Bu bakış açısıyla, 1 yıl önce CIS bölgesine odaklandık. Azerbaycan ile başladık. Bununla beraber Avrupa'ya ve Orta Doğu'ya açılmayı hedefledik. Orta Doğu’nun merkezi Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan; Avrupa'nın merkezi Almanya olmak kaydıyla. Sene sonunda da İngiltere operasyonunu açarak okyanus sınırları içinde önemli bir büyüme sergileyeceğiz. CIS bölgesinde gerçekten çok ihtiyaç vardı verdiğimiz hizmete, biz de oraya yatırım yapıyoruz.

Şu an süreci Türkiye'den yönetiyoruz, ancak Azerbaycan’a da bir veri merkezi açarak süreci oradan yöneteceğiz. Azerbaycan üzerinden Kazakistan, Gürcistan ve Özbekistan’a da hizmet veriyoruz. Haziran itibariyle Frankfurt’ta Bulutistan Avrupa kuruluyor. Kıta Avrupa'sında bir sürü müşterimiz var.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhracatta sorun nerede? 06 Mayıs 2024