Woke suikastı gölgesinde Amerika: Kirk öldü Trump kurtuldu!

Amerika bugün bir yol ayrımında. Bir tarafta medya destekli liberal ideoloji ve kimlik siyasetleriyle parçalanmış bir toplum; diğer tarafta ise ortak değerleri yeniden inşa etme arayışı. Charlie Kirk’ün ölümü Amerika’ya bu yol ayrımını hatırlatan dramatik bir dönüm noktası.

Charlie Kirk’ün öldürülme­si, sadece bir insanın tra­jik sonu değil; Amerika’nın kül­türel ve siyasal fay hatlarının ne kadar derinleştiğini ortaya ko­yuyor. Roma’da Caesar’ın han­çerlenmesi nasıl bir dönemin kapanışı olduysa, bu suikast da Amerika’nın içinde bulunduğu çelişkileri görünür hale getir­di. Amerika’da muhafazakârlar “woke”u, liberal solun topluma dayattığı bir tür kültürel hege­monyanın adı olarak kullanıyor. Kurumsal şirketlerin, üniversi­telerin, medyanın ve Hollywo­od’un “woke” ideolojiye teslim olduğu eleştirisi yaygın.

Medya, Kirk’ü yıllardır bir nef­ret figürü olarak kodladı. CNN ve benzeri kanallar, tarafsızlık id­diasıyla aslında ideolojik bir linç kampanyası yürüttü ve bu nefret ikliminde şiddet kaçınılmaz ha­le geldi.

Wasp geleneği ve çöken omurga

Amerikan cumhuriyetinin omurgasını uzun yıllar WASP kültürü (White, Anglo-Saxon, Protestant) taşıdı. Liberal hare­ketler, bu kültürü baskı ve ayrım­cılıkla özdeşleştirerek meşrui­yetini zayıflattı. Roma’nın civi­tas romanası ya da Osmanlı’nın millet sistemi nasıl birleştiri­ci işlev gördüyse, Amerika da bu omurgasını kaybettikçe toplum­sal çimentosunu yitirdi.

Liberalizmin çifte yüzü

Özgürlük adına yola çıkan libe­ralizm, zamanla bireysel hakla­rı kutsarken aile, din ve gelenek gibi değerleri aşındırdı. Çocuk­ların cinsiyet kimlikleri üzerin­den ideolojik mühendislik proje­lerine maruz bırakılması, özgür­lük değil baskı üretiyor. Medya ve akademi, kelimeleri silah gibi kullanarak farklı sesleri susturu­yor. Liberalizmin açtığı yol, iro­nik biçimde, özgürlüğün değil ye­ni bir ideolojik tahakkümün ha­bercisi oldu.

Trump 2016’da sahneye çık­tığında kaba retoriği eleştirildi ama milyonlarca Amerikalı için “unutulmuşların” sesi haline gel­di. Bizim Kırşehir, Yozgat, Nev­şehir, Niğde, Bayburt’umuz ora­nın Wyoming, Nevada, Arkansas, Southside Carolina’sı gibi… Bu­gün Charlie Kirk suikastının ar­dından Trump’ın hayatta kalma­sı, sembolik bir kırılma yarattı: “woke” ideolojiye karşı direnişin hâlâ güçlü olduğu mesajını verdi.

Geleceğin Amerika’sı: Mahalle baskıları arasında!

Amerika bugün bir yol ayrı­mında. Bir tarafta medya des­tekli liberal ideoloji ve kimlik siyasetleriyle parçalanmış bir toplum; diğer tarafta ise ortak değerleri yeniden inşa etme ara­yışı. Bu gidişat değişmezse ABD, Tocqueville’in övdüğü özgürlük cumhuriyetinden çok Orwell’in 1984’ündeki korku toplumuna benzeyecek. Ancak şiddeti red­deden, farklı sesleri bir arada ya­şatmayı başaran bir yaklaşım yeniden hâkim olabilir. Charlie Kirk’ün ölümü ve Trump’ın kur­tuluşu, Amerika’ya bu yol ayrı­mını hatırlatan dramatik bir dö­nüm noktasıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar