Zamanların en iyisi ve en kötüsü
Dünyanın en büyük kapitalist forumu olarak bilinen Davos zirvelerinin en etkileyicilerinden biri, kuşkusuz 2017 yılında toplanan ve açılış konuşmasını Çin devlet başkanı Xi Jinping’in yaptığı buluşma olmuştu.
90 milyondan fazla üyesi bulunan dünyanın en büyük komünist partisinin lideri, sahnede bütün dünyaya küresel kapitalist sistemin reforme edilmesi çağrısında bulunurken, bu büyük değişim döneminin kapısında insanlık için ayakta kalmanın tek yolunun iş birliği olduğundan söz etmekteydi. Ona göre “zafere ulaşmak insanların güçlerini birleştirmesinden; o zaferi garanti altına almak ise akıllarını birleştirmesinden” geçiyordu.
Charles Dickens’tan yaptığı “zamanların en iyisiydi; zamanların en kötüsüydü” alıntısı ise geleceğin iyisiyle ve kötüsüyle gelmekte olduğunu; onu nasıl değerlendireceğimiz hususununsa bize bağlı olduğunu vurgulama amaçlıydı.
Xi Jinping, küresel ekonominin hiç kimsenin kaçamayacağı büyük bir okyanusa dönüştüğünü ve bu nedenle Çin’in ilk işinin de yüzme öğrenmek olduğunu söylüyordu. Çin gelinen noktada artık iyi bir yüzücüydü ve 38 yıllık reform ve açılım politikalarının ardından her türlü korumacılığa karşı duran ekonomik bir deve dönüşmüştü.
Çin devlet başkanı, 2013 yılında ilk büyük projesi olan ‘Tek Kuşak Tek Yol Projesi’ni (OBOR) ilan ederken, kara, deniz ve demiryolları ile doğal gaz ve petrol boru hatları üzerinden küresel kapitalist pazarı bütünleştirme hedefiyle Asya çağının başladığına işaret etmişti. Avrupa ile Asya arası etkileşim ve geçiş hattında ağırlık merkezi artık Indo-Pasifik bölgesi olacaktı.
Ticari koridorlar savaşı
İnsanlık tarihinin en eski ticari kanalı olan İpek yolu projesinin yeni versiyonu ile hayata geçirilmesi kuşkusuz uzun yıllar gerektiren bir inşa sürecine ihtiyaç duyuyor. Lakin şimdiden tamamlanan bölümleri bile Çin ile rekabeti en stratejik risk alanı olarak gören ABD için alternatif kanallar açılmasını zorunlu kılmakta. Avrasya’nın bir koridorlar savaşının cephesine dönüşmüş olması bugünkü politik konjonktürün de ana belirleyicilerinden. Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e, Kızıldeniz’den de Hint Okyanusu’na kadar uzanan bir denizler coğrafyasında statükonun uzun zamandır istikrarsız olması da bu arayıştan kaynaklanıyor.
Önümüze bir dünya haritası alarak olanı biteni daha iyi anlamamız mümkün. Uzak Asya’yı Avrupa’ya bağlayan ilk hat Kuzey Koridoru. Koridorun rotası Mumbai’den İran Körfezi’ne girip, İran’dan Hazar denizi ve Azerbaycan yoluyla St. Petersburg’a, oradan da Avrupa’ya kadar uzanıyor. Güney Koridora gelince, güzergâh Kızıldeniz ve Süveyş’ten Akdeniz’e oradan da G. Kıbrıs ve Yunanistan’daki Pire limanına doğru uzanıyor. Orta Koridor olarak bilinen ve Türkiye’yi merkez noktaya alan diğer hattın uzanımı ise Kazakistan ve Azerbaycan ile birlikte Çin’den Londra’ya kadar uzanan bir kara ulaştırma rotasını kapsıyor.
Jeopolitik mücadele dediğimiz kadim savaş
Temel mesele Asya ile Avrupa arasındaki iletişimin kurulması olunca deniz ve karasal coğrafyalar birbirine bağlanırken jeopolitik mücadele dediğimiz kadim savaş yeniden alevlenmiş durumda. 2023 yılında imzalanan IMEC koridor antlaşması ise Ortadoğu’daki yeni statükonun esas belirleyicisi. Mumbai’den Dubai’e, sonra Arap yarımadası boyunca uzanarak Ürdün ve İsrail kıyılarından Doğu Akdeniz’e bağlanan bu yolun güvenliğe alınması ihtiyacı bölgedeki bitmeyen savaşlar döneminin sonunu da getirme iddiasında. Coğrafyalar, tıpkı bir örümcek ağı misali kilometrelerce uzunluğunda koridorlarla örülüyor.
Reelden sibere savaş alanı
Reel dünyadaki jeopolitik savaş, siber alandaki teknolojik paylaşım ve üstünlük mücadelesine paralel olarak gelişmekte. Çin, her ne kadar siber alandaki iletişim köprüsünü Tik Tok üzerinden kurmuş olsa da DeepSeek’e kadar düşük profil kalmayı başarmıştı. Lakin yapay zekâ savaşında kazanılan galibiyet Çin’in önlenemeyen yükselişini gözler önüne sererken ABD devlet aygıtı da katı bir savunma pozisyonuna geçti.
Berlin duvarının yıkılışından sonra hızlanan küreselleşme süreci için bilgisayar programına referansla Windows yukarı duvarlar aşağı (Windows up-Walls down) kavramı kullanılırdı vaktiyle. Şimdilerde tam tersi yani duvarlar yukarı komutu geçerli. Aynı anda köprüler ve koridorlar inşa edilirken bir yandan da duvarların yükselmesi oksimoron bir gelişme sürecine işaret etse de Dickens’ın dediği gibi “zamanların en iyisi ve zamanların en kötüsündeyiz.” O yüzden şaşırtıcı bir durum yok.