Altın madenciliğinin gerçek maliyeti

Burak Tayiz
Burak Tayiz Yeşil Odak

Dünya Altın Konseyi’nin güncel verilerine göre, tüm dünyadaki toplam altın rezervi yaklaşık 50 bin ton. Yaklaşık 18 yıl sonra tükenmesi ön görülüyor.

Yaklaşık 18 yıl sonra tamamen tükenecek bir kaynağın ülkelerin para biriminin güvenilirliğini korumakla bağı sorgulanabilir. Öte yandan yine Dünya Altın Konseyi verilerine göre Çin, ABD, Hindistan gibi ülkeler küresel mücevher talebinin yüzde 50’sinden fazlasını karşıladığı için çıkarılan altınlar mücevher olarak kullanılmak üzere saklanıyor.

Altın madenciliği ve ders alınması gereken felaketler

 Altın madenciliğinin geçmişi, dünyanın dört bir yanında, farklı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda benzer benzer trajediler ve çevresel felaketlerle dolu. Bu süreçte yaşanan felaketler hem insan hayatını hem de doğayı derinden etkilerken altın madenciliğinin gerçek maliyetini de acı bir şekilde ortaya koyuyor.

1971’de Romanya’da bir atık barajının çökmesi sonucu yaşanan Certej felaketi, 89 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Bu trajedi, 1984’te Papua Yeni Gine’de Ok Tedi madeninden boşaltılan 2 milyar ton işlenmemiş atık suyla ve aynı yıl ABD’deki Summitville madeninde yaşanan siyanür faciasıyla devam etti.

Bu olaylar, hükümetleri milyonlarca dolar harcamaya zorladı. 1995’te Guyana’daki Omai Gold Mines’ta yaşanan sızıntı ve 1996’da Filipinler’deki Marcopper Mining’in işlettiği Mt. Tapian madenindeki çatlak, çevresel hasara yol açtı. 1998’de Kırgızistan’daki Kumtor Altın Madeninde yaşanan felaket ve 2000’de Romanya’daki Baia Mare’de yaşanan siyanür sızıntısı, çevre üzerindeki yıkıcı etkileri gözler önüne serdi.

2006’da Avustralya’daki Beaconsfield Madeni’nin çöküşü, 2009›da Gana›daki Newmont Mining’in Ahafo madeninden sulara karışan siyanür, 2014’te Güney Afrika’daki Harmony Gold’un Doornkop madeninde çıkan yangın ve 2015’te Arjantin’deki Barrick Gold’un Veladero madeninde yaşanan siyanür sızıntısı, altın madenciliğinin yol açtığı felaketler zincirine eklendi.

En son olarak, Erzincan İliç’te. Yaklaşık 210 metrekarelik alanı etkileyen ve 400 bin kamyonla taşınabilecek 10 milyon metreküplük toprak kayması, 9 işçinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Doğa ve ekonomi arasında denge ihtiyacı

Dünyanın dört bir yanında altın madenciliği, doğa ile insanoğlunun amansız mücadelesine tanıklık ediyor. Bu mücadele, ormanların yok oluşundan su kaynaklarının kirletilmesine, biyolojik çeşitliliğin azalmasından küresel ısınmaya kadar pek çok çevresel sorunu beraberinde getiriyor.

Romanya’dan Papua Yeni Gine’ye, Amerika Birleşik Devletleri’nden Avustralya’ya kadar dünya genelinde yaşanan bu kazalar, altın madenciliğinin gerçek maliyetini acı bir şekilde ortaya koyarken tüm ödenen bedellerin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin bir dizi soruyu da beraberinde getiriyor: Altın madenciliğinin hesaplanamayan maliyeti, doğanın kendisi mi?

Çıkartılan altınların yarısından fazlası devletlerin rezervlerine değil de mücevher sektörüne hizmet ediyorken altının rolü, doğanın sürdürülebilirliği ile nasıl dengelenebilir? Devletlerin altın rezervlerini sürdürme çabaları, gezegenimizin geleceğiyle nasıl uyumlu hale getirilebilir? Ve altın, bizim için gerçekten vazgeçilmez mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar