Çeyrek asır

Dünyanın kabaca GSYİH’sı 110 trilyon dolar, borcu 350 trilyon, M2 para arzı 120 trilyon, merkez bankalarının aktif bü­yüklüğü 30 trilyon dolar. Ve parayı merkez bankası yaratır, kredi mevduattan verilir inancı hala neoklasik ana akımın dünyaya kabul ettirdiği durum. Öyle bir iki tane yok bu yanlışlardan. Bir sürü var. Bunları za­man zaman burada ve kongrelerde bildiri olarak yazıyorum, anlatıyorum.

Geçen haf­ta 14. İstanbul Finans Kongresi vardı. Ora­da da özet bildirimle anlattım. Neoklasik iktisat, ortodoks mali politikalar ve neoli­beralizm genelde ana akım olarak aynı ka­bul edilir. İşin ilginci mesela “heterodoks iktisatla epistemoloji bilimsel değil” deni­lerek komedi konusu olarak alındığında, Mises’ın 1933 yılında yazdığı “Epistemo­logical Problems of Economics” kitabın­dan habersiz, ana akımın aslında kendisi­nin komik duruma düşmesi tek örnek de­ğil.

Çünkü Mises’ın “Neoliberalizm Okulu - Avusturya Ekolü” aynı zamanda hete­rodoks iktisat alt başlığı. “Ekonomide bir şeyler deneniyor” denirken deneysel ikti­sat zaten heterodoks iktisadın alt başlığı ve üstelik neoliberal Milei, ekonomi deneyi ile aynı ana akımda tersine övülürken.

Paranın ticari bankalar tarafından yara­tıldığını, Keynes’in 1930 tarihli “The Col­lected Writings of John Maynard Keynes” Cambridge University Press kitabından görmek mümkünken ve günümüzde Fed dâhil merkez bankaları para çarpanını bı­rakmışken, hala mevduatlar krediye dö­ner, tasarruflar yatırıma döner diye iddia etmek gerekir mi? Bu gibi örneklerin ço­ğu heterodoks bile değil ortodoks iktisat kabulleri içindeyken, ya bu literatüre hâ­kim olmadan manşetlere çekilen demeçler, blog başlıkları, sosyal medya spotları peki?

MTV yayınlarına son verdi

İşte geçen haftalarda değerli “Ekonomi Gazetecileri Derneği” üyeleri ile de bu gibi tezat ve yanlış veya eksik bilinen başlıkla­rı paylaştım. Bir çeyrek asır daha neolibe­ral ana akım dogmalarına maruz kalmanın tiraj veya site trafiği dışında başka kimse­ye bir faydası yok. Nitekim The Economist bu hafta rezerv para diye kabul edilen ül­kelerin merkez bankası bağımsızlığının 2026’da rafa kalkacağını haber yaptı.

Merkez bankalarının bağımsızlığı neok­lasik, monetarist ve yeni Keynesyen anlayı­şın eseri, Friedman’ın para arzı (enflasyon yaratır) takıntısı ile 1970’lerin sonunda “Washington Konsensüs” ile örtüşen enf­lasyon hedeflemesi, IMF ve Dünya Bankası koşulları ile Maastricht Anlaşması ve ECB kuruluşu ile öne çıkan bir kabul.

Oysa mer­kez bankalarının tarihte kuruluş nedeni sa­vaş ve kamu finansmanı. Fed’i ele alalım. Kuruluşundan 1951’e kadar hazinesi ile an­laşana kadar bağımsız değil, 2. Dünya Sa­vaşı sırasında (likidite bonoları) ve sonra­sında hazine borç finansmanı gibi örnekler, hala bilançosunda aktiflerinin neredeyse tamamı hazine (garantili) kâğıdıyken, bu­gün yeniden başladığı parasal genişleme ile sürerken, “Trump başkanı değiştirecek git­ti son kale” gibi söylemler ne kadar doğru? ECB, BOE, BOJ aktiflerinin yarısından faz­lası da hazine kâğıdı. Modern Para Teorisi işte biraz da bu yüzden var.

Akademik yayınlara kalite standardı şart

Gençliğimizin müzik kanalı MTV bile sos­yal medya ve müzik platformları karşısında dayanamadı, 44 yıl sonra yayın hayatına son verdi, ana akım hala 44 yıl evveline ait mali politikalar ile günümüzü yorumlayabileceği­ni, yönetebileceğini, doğrusunun bu olduğu­nu iddia ediyor. Bu noktada akademideki en önemli handikaplardan birisi de kitapların yazarın talebi dışında körlemesine en az çift hakem sürecinden geçmemesi.

Bilgi yanlış­sa, yeni baskılarda düzeltilmediyse, nesiller boyu raflarda yayılmaya devam ediyor. Sos­yal medya daha da vahim. Makine öğrenmesi ile yapay zekâ bunları doğru sanıyor, paylaşı­yor. Dergipark’ta dergilerin her birinin yazım kuralları farklı. Kalite akreditasyonları ile süreçler yeknesaklaşırken, hakemli dergile­rin bu sürecin dışında kalması belki de Clari­vate, Elsevier gibi endekslerde yer almamızı zorlaştıran etkenlerden biri, Scopus tercihi biraz da bu yüzden. Hatta yerli ve milli en­dekslerimiz keşke özendirilse, teşvik edilse.

Hazır bilimden konuşmuşken, şu “swap hariç net rezerv” hangi uluslararası kabul görmüş formülle, metodoloji ile hesaplanı­yor, hangisinde bu tanım yer alıyor bilenler, ilgilileri kaynağını iletebilir mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar