Eczacıbaşı, Orta Asya ve Ortadoğu’ya yatırım yapacak

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Geçtiğimiz hafta tek çatı altında dünyanın en büyük seramik tesislerinden biri olan Eczacıbaşı’nın Bozöyük’teki 5’inci fabrikası üretime başladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da yer aldığı açılış töreniyle toplamda 76.5 milyon euroluk yatırımla üretime geçen tesisle Eczacıbaşı Yapı Gereçleri seramik sağlık gereçlerinde 6,7 milyon adet üretim kapasitesine ulaşarak Avrupa’daki en büyük 4’üncü üretici konumuna geldi.

Yerli makinelerin kullanıldığı, yeşil enerjiye odaklanan, kadın istihdamını öncelik haline getiren tesisin açılışı öncesi Eczacıbaşı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile hem holdingin gelecek planını hem de Türk ekonomisini konuşma fırsatımız oldu. Bülent Eczacıbaşı, holdingin geleceğinde hem organik hem de inorganik büyüme planı içinde olduklarını, Avrupa’yı kapsayan 5 hedef ülkenin yanı sıra yeni coğrafyaların stratejiye eklendiğini dile getirdi.

Eczacıbaşı’nın öncelikli odak noktalarından biri yakın coğrafya. Son dönemde hem yatırımda hem de iş birliğinde Türk firmalarının da ilgisini çeken Türki Cumhuriyetleri de işaret eden Bülent Eczacıbaşı, “Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde yatırım planlarımız var. Bu bölgelerde büyümeyi planlıyoruz. Çeşitli ortaklıklarla pazarın içinde olan pazarı bilen firmalarla iş birliği yapabiliriz” dedi.

15 yıl sonra ilaca hızlı döndü

 Eczacıbaşı Holding’in bir dönem lokomotif alanlardan biri olan ilaca tekrar dönüşünü sorduğumuzda Bülent Eczacıbaşı, “Bildiğiniz üzere 2007 yılında Eczacıbaşı İlaç’ta hisse satışımız olmuştu.

Çekya merkezli Zentiva’ya yaptığımız bu satışın ardından 2022 yılında tekrar sektöre ağırlıklı dönüşümüz gerçekleşti. Geçen yıl dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden ABD’li Amgen’in sahip olduğu Gensenta’nın yüzde 99.96 hissesini 135 milyon dolara satın aldık.

Hatırladığınız üzere Amgen, 2012 yılında 700 milyon ABD doları değerindeki Türk ilaç şirketi Mustafa Nevzat İlaç Sanayii’yi satın almıştı. 2022’deki bu satın almayla ilaç üretimine yeniden başladık. Ana iş kollarımızdan sağlık alanında daha da büyümeyi planladık.

Sağlık sektörü özellikle teknoloji tarafında geçmişe kıyasla oldukça gelişmiş durumda. Bu nedenle, yatırımlarımız da farklılaşıyor. Artık “start-up”lara da yatırım yapıyoruz. Çok sayıda yatırım projesi önerisi geliyor. Bu konuda bir fon da kurduk” diye konuştu.

“Yabancı için istikrar ve güven daha önemli”

Sohbetimiz Eczacıbaşı Holding’den Türk ve dünya ekonomisine geliyor. Bülent Eczacıbaşı, hem yeni ekonomi ekibini hem de Türkiye’nin yatırımcılar açısından yeni duruşuna sözü getirdi. Eczacıbaşı’nın altını çizdiği nokta Türkiye’nin yeni yatırım iklimi oldu. Bülent Eczacıbaşı, şöyle devam etti: Yatırım iklimi sözünü çok severim.

İklimi kısa sürede değiştiremiyorsunuz. Bunu değiştirmek için çok şey yapmak, orta vadeyi hedef almak gerekiyor. Yabancı yatırımcılar, hava durumuna ilişkin tahminlerden değil, yatırım iklimine ilişkin niyetlerden ve işaretlerden etkilenir. İstikrar 6 ayda istenilen noktaya gelmeyecek, belki 2-3 yılda gelecek. Yatırımcıların sorunlarını çözmeyi hedeflemek doğru yaklaşımdır. Çünkü kısa vadeli hedef ve teşviklerle yatırımcıyı çekmek mümkün değil.

Yabancı yatırımcı bir ülkede ne arıyor? Tutarlı politikalar arıyor. Eğitilmiş insan gücü arıyor. Hukuk arıyor. Ama genelde teşvik aramıyor. Yani işin kökü sağlamsa, teşvik üçüncü-dördüncü sırada. Geleceğe yönelik güven ortamının sağlanması hepsinden önemli.”

“Finansmana erişim iyiye doğru gidiyor"

Bülent Eczacıbaşı’nın vurguladığı ikinci nokta ise son dönemde sıkça gündeme gelen şirketlerin finansman ihtiyacı konusu. Bülent Eczacıbaşı, “Dengelerin kaydığı bir dönemde finansman konusu oldukça zorlaştı. Şirketler için finansmana ulaşmak bir dönem neredeyse imkânsız hale geldi. Hâlâ normalleşmeyi bekleyen bir konu bu.

Ekonomideki dengeler ile yakından ilgili. Bugün bir iyileşme var tabi. Yerleşik, güvenilir şirketler için de böyle. Bir anda düzelmesini beklememek lazım ama bence olumlu yönde gidiyor. Örneğin, bugün bizim gibi kuruluşlar çok düşük borçluluk oranı ile çalışmaya gayret ediyor.

Anlamlı bir şey değil ama mecburen böyle yapmak durumundayız” dedi. Seçimlerin ardından göreve gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve yeni ekonomi ekibinin gerçekçi yaklaşımına değinen Eczacıbaşı, “Bakan Mehmet Şimşek, '3 yıldan önce enflasyonda ciddi bir düşüş beklemeyin' diyor.

Bunu gerçekçi ve doğru buluyorum. '6 ay sonra bu iş hallolacak' deseydi inandırıcılığı sorgulanabilirdi. Gerçekçi tahminler zarar vermez, yarar sağlar. İlk başta moral bozucu gibi gelse de çözüme katkı sağlar. Bize 6 ay sonra düzelecek demek, moral vermez, 3 yıl sonra düzelecek demek moral verir” diye konuştu.

“New York’taki toplantıdan moralle ayrıldım”

Şimşek’in New York’taki toplantısına katılan Eczacıbaşı, görüşmeleri ise şöyle değerlendirdi: “Şimşek, son derece samimi bir sunum yaptı. Bu samimi ton, yabancıları son derece etkiliyor. ‘Niye şimdiye kadar böyle yaptınız’ diyenler oldu. ‘Bundan sonra düzeleceğine nasıl güveniyorsunuz’ diyenler de vardı. Mehmet Şimşek bunlara çok güzel ve tutarlı cevaplar verdi. Neticede çok olumlu bir toplantı oldu. Ben oradan moralle ayrıldım” dedi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar