Ekonomide bizi sıcak geçecek bir yaz bekliyor

Siyasi söylemlerdeki iddialar ile eko­nomideki somut gerçekler bazen çe­lişebilir. Böyle bir durumu bu hafta ya­şadık.

Gerek ekonomi yönetimi, gerekse ik­tidardaki siyasiler kötünün geride kal­dığına vurgu yapmaya devam ederek, ekonomideki iyileşmelerin giderek da­ha görünür olmaya başladığını iddia et­tiler.

Sanayicilerin ve müteşebbislerin fiili yaşadıkları bir yana, Türkiye ekonomi­sindeki her veri bu iddiaları destekleyi­ci nitelikte değil maalesef.

Haftaya pek de iç açı olmayan ISO PMI verileriyle başladık. Malum PMI verileri önemli ekonomik yönelim gös­tergelerinden biri. Görünen o ki, yaz ba­şı itibariyle enflasyonla mücadele po­litikalarının imalat sanayi üzerindeki olumsuz etkiler görülmeye başlamış. Açık­lanan Haziran verisine göre PMI 46,7 düzeyine düşmüş. Mayıs ayında bu rakam 47,3, nisan ayında ise 47,3’müş. Malum, bu verinin 50’nin al­tında olması ekonomik geliş­melerin olumsuz, üzerinde olması da olumlu olduğuna işaret eder.

Olumlu gelişmeleri verilerde görmekte zorlanıyorum

ISO, PMI hesabını hem imalat sek­törünün geneli için, hem de sektörler için yapıyor. Toplam 10 farklı alt sektör için hesaplanan PMI verilerinin hepsi 50’nin altında. Dahası mayıs ayna göre haziranda ekonomik durumda, kötüleş­meye işaret ediyorlar.

Bu sektörler arasında en çarpıcı olan ise, tekstil ürünleri sektöründeki PMI’nın 38,1 ile diğer sektörlere göre en düşük seviyede olması. Bu da tekstil sektöründeki müteşebbislerin son za­manlarda artan şikâyetlerinin en önem­li maddi dayanağı.

Elbette sadece haziran verilerine ba­karak şimdiden kesin bir vargıya var­mak doğru olmayabilir. Beklemekte ya­rar var. Ama mevcut ekonomik ve siyasi koşullarda bu yaz aylarında herhangi bir iyileşme beklemek çok zor.

Tüm bunlar Türkiye ekonomisinin bir durgunluğa doğru yol aldığının gös­tergesidir.

Son zamanlarda ekonomi yönetimi ve iktidar siyasetçileri ekonomide olum­lu gelişmelere dikkat çekiyorlar ama bu olumlu gelişmeleri verilerde görmekte zorlanıyoruz.

Yine bu hafta başında açıklanan bir diğer veri de dış ticaret verileri oldu.

Uygulanan ekonomik programın yu­muşak karnını dış ticaretteki gelişmeler ve cari açık oluşturmakta. Şu ana kadar uluslararası piyasalardaki gelişmeler Türkiye’nin lehine oldu. Başta petrol ol­mak üzere birçok girdi fiyatlarındaki ge­lişmeler cari açık rakamlarındaki iyileş­meye kaynaklık etti.

Elbette bu iyileştirici etkileri progra­mın başarısı olarak değerlendirmek çok doğru olmaz.

Programın dış ticaret hacmindeki so­nuçlarını değerlendirebilmek için Şekil 1’de gösterilen ihracatın ithalatı karşıla­ma oranındaki gelişmelere bakmalı. Bu bir bakıma iç talep düzeyinin dış ticare­te yansımalarını gösteren basit bir gös­terge.

Son yıllardaki ihracatın ithalatı kar­şılama oranındaki artışlar elbette 2023 yılındaki seviyelerde değil. Ama 2024 yılından itibaren, arzulandığı gibi aşa­ğıya doğru bir eğilim de göstermiyor. Özellikle ithalat faturasının azalma eği­limi gösterdiği böylesine elverişli bir dönemde bu oranda görülen artış, belli ki ithalatta “hacimsel” bir artış yaşandı­ğını bize ima ediyor.

Topyekûn bir kalkınma vizyonuna ihtiyaç var

Ekonomi yönetimi ciddi bir mali kay­nak sorunuyla karşı karşıya. Ekonomi ihtiyacı olan finansmanı sermaye akım­larından bulmaya çalışırken, maalesef yine yüksek faiz-düşük kur sarmalına girdik. Yaz aylarına girip turizm gelirle­rinin ortaya çıkmasının bu ihtiyacımızı azaltması bekleniyordu. Bu yüzden eko­nomi yönetimi turizm gelirlerine çok büyük umut bağlamıştı.

Grafik 2’de aylık turizm gelirlerinin trend değerlerine dayanarak hesapladı­ğımın yıldan yıla değişim oranları var. Yapısal genel eğilimleri göstermesi se­bebiyle trend değerleri üzerinden yap­tığımız bu hesaplamaya göre turizm ge­lirlerinin genel eğilimi pozitif ama artış hızı ciddi oranda azalmış durumda. Bu da turizm sektöründe yaşanan yapısal sorunlara işaret etmekte.

Tüm bunlar ekonomideki münferit birtakım parametrelerdeki olumlu ge­lişmeler dayanarak Türkiye ekonomi­sinde işlerin iyi gittiği söylemek pek mümkün görünmüyor. Anlaşılan bu so­runları da dikkate alan, kapsamını pa­ra politikasının dar sınırlarının dışına taşıyan, mümkün olduğunca siyasetten arınmış topyekûn bir kalkınma vizyo­nuna ihtiyacımız var.

Ekonomide bizi sıcak geçecek bir yaz bekliyor - Resim : 1Ekonomide bizi sıcak geçecek bir yaz bekliyor - Resim : 2

Yazara Ait Diğer Yazılar