Enflasyonda belirgin yavaşlama
Haziranda aylık TÜFE artışı yüzde 1,4 oldu. Mayıs’ta yüzde 1,5 olmuştu. Böylece yıllık enflasyon oranı da yüzde 35’e gerilemiş oldu. Ağustos 2021`den beri ilk kez görülen 2 ay üst üste %2`nin altında olan TÜFE artışı görüntüsünün fiyat artışlarında belirgin bir yavaşlamaya, farklı söylersek dezenflasyonda vites yükseltilmesine karşılık geldiğini söyleyebilirim. TCMB bu olguyu “enflasyonun ana eğiliminde gerileme” olarak adlandırıyor. Nasıl adlandırırsak adlandıralım enflasyonun katılığında gevşemenin başlangıcı olarak yorumlanabilir.
Olumlu bir tablo
TÜFE’yi oluşturan 12 ana harcama kaleminde yıllık fiyat artışları mercek altına alındığında karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. 12 kalemden 10’unda yıllık artışlar yıllık yüzde 35’lik artışın ya çok altında (örneğin, giyim ayakkabı yüzde 14,5, haberleşme yüzde 18,4) ya da hemen hemen hemen eşit; örneğin, lokanta-oteller yüzde 35,6. Oysa durum böyle değildi. Özellikle lokanta-otel kaleminde her zaman ortalamanın hayli üzerinde artışlar görülüyordu. Bu sektörde azalan talebin fiyat artışlarına sekte vurmaya başladığı söylenebilir.
Katılık ya da ortalamanın çok üzerinde artış sergileyen diğer iki kalem eğitim (yüzde 73,3 artış) ve konut (yüzde 65,5). Eğitim harcama kaleminin TÜFE sepeti içindeki ağırlığı çok düşük (yüzde 2,3) olduğundan üzerinde durmayacağım. Konut harcamasının ağırlığı ise oldukça yüksek (yüzde 15).Bunda büyük payı da kira oluşturuyor ve bu da tam bir baş ağrısı!
Seçimlerden sonra abesle iştigal niteliğindeki yüzde 25’lik artış sınırı kaldırıldı ve ardından eski kurala yani yıllık kira artışlarında yıllık ortalama enflasyonun referans alınmasına dönüldü. Büyük bir hataydı! Çünkü yüksek enflasyondan düşük enflasyona gidilirken diğer ifadeyle dezenflasyon sürecinde yıllık ortalama enflasyon yapısal olarak yıllık enflasyonun (bir önceki yılın aynı ayına kıyasla) sistematik olarak üzerinde olur. Nitekim de böyle oluyor ve olmaya da devam edecek. Bu konuyu daha fazla uzatmadan şu rakamları not etmek isterim. Haziran’da yıllık yüzde 35’lik enflasyonun 9,2 puanı (yaklaşık dörtte biri) aylık yüzde 1,37’lik enflasyonun da 0,43 puanı (yaklaşık üçte biri) konut enflasyonundan geldi. Ama son tahlilde kiranın oluşturduğu katılık dezenflasyonu ancak bir miktar frenler.
Enflasyonun geleceği
Siyasal ve buna bağlı olarak ekonomi politikalarında belirsizliklerin had safhada olduğu bir ülkede enflasyonun günün birinde tek haneye inip inmeyeceğine, olur da inerse bunun ne kadar zaman alacağına dair tahminde bulunmanın olsa olsa kâhinlerin işi olacağı konusunda sanırım mutabık olabiliriz. Buna karşılık bir dizi olgu çerçevesinde 10 ay sonra (Nisan 2026) yıllık enflasyonun yaklaşık hangi seviyede olabileceğine dair bir tahminde bulunabiliriz.
Bu olguların başında TCMB’nin izlediği sıkı para politikasında Cumhurbaşkanlığından gördüğü sessiz destek geliyor. Bu durum TCMB’nin açıkça ilan ettiği gibi önümüzdeki aylarda taviz vermeden sıkı para politikasına devam edebileceği anlamına geliyor. Bu politikanın daraltıcı etkileri birinci çeyrekte iç talep üzerinde bence görüldü de. Son iki ayda enflasyonda görülen bariz yavaşlamada bu etkinin rolü yadsınamaz. Son Para Politikası Kurulu açıklamasında öncü göstergelerin bu etkinin ikinci çeyrekte de kendini gösterdiğini belirtiliyor. TCMB buna “yurt iç talepte dengelenme” diyor ama bunun ne anlama geldiğini biliyoruz. TCMB’nin enflasyonun ana eğiliminde gerilemenin kalıcı olduğuna dair bir diğer güvencesi de sıkı para politikasının “Türk lirasında reel değerlenmeyi” destekliyor olması. Bu olgular çerçevesinde aylık enflasyonun bundan böyle çoğunlukla yüzde 2’inin altında olabileceğini kestirebiliriz. Temmuz-Nisan döneminde aylık enflasyon, Aralık 2024 (yüzde 1) ve Ocak 2025 (yüzde 5) hariç, yüzde 2,2 ile yüzde 3,2 arasında bir koridorda seyretti. Ortalama aylık artış yüzde 2,8 oldu. Önümüzdeki 10 ay aylık ortalama enflasyon yüzde 1,8 civarında olsa Nisan 2026 sonunda yıllık enflasyon yüzde 25 civarına düşer.
Bu oran hala yüksek bir enflasyon demektir ve mücadelenin devam etmesi gerekir. Eder mi, edebilir mi? Bu sorunun yanıtını bir başka yazıya bırakalım.