Faiz tamam, alışkanlıklarımıza devam (mı?)…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Arjantin’in dünyanın en büyük ve verimli arazilerine sahip olduğu biliniyor.
İlgilenmese dahi, baş verebilen buğday başaklarının, arazilerde kaldığı, toplatılmadığı da konuşuluyor.

Yanı sıra komşusu Brezilya, yine geniş arazilere ve uygun iklime sahip olmasına rağmen, buğday unu ihtiyacının büyük bölümünü 11 bin kilometre uzaklıktaki Türkiye’den, ABD’den ve Kanada’dan alıyor.

Sonuç mu?

Potansiyelini kullanmayan ve üretmeyen Arjantin, döviz ihtiyacını karşılayabilmek için sürekli faiz artırmak zorunda kalıyor.

Reyting kuruluşlarının son raporlarında yüzde 40’a çıkardığı faiziyle Arjantin, Türkiye ile birlikte en kırılgan ülke olarak gösteriliyor.

* * *

Dün, bizde de, üreticilerimiz de dahil ‘tüm gözler’ Merkez Bankası, yani faizlerdeydi…

* * *

Cari açık veren bir üretim ve tüketim yapın varsa, her şey aleyhine işliyor…

Geldiğimiz noktada, her sıkıştığımızda yaptığımızı yapıp, faizleri artırmak mı gerekiyordu?

Yoksa faiz artırmadan, yapısal reformlarla desteklenen mali politikaları uygulamak mı?

Yaşadıklarımız, ‘gereken’ için ipuçları veriyor…

Edindiğimiz ‘üretimsizlik ve verimsizlik alışkanlığı’, bugüne kadarkinin tersi politikalar uygulamamız zorunluluğunu açıkça ortaya koyuyor…

* * *

Doğrudur, faizleri artırınca, kur baskısı önleniyor…

Piyasalar rahatlıyor…

Ürünlerin ucuzlamasının yanı sıra, paranın değerindeki artış nedeniyle de alım gücü artıyor…

Ekonomi canlanıyor…

Ardından büyüme geliyor…

Ancak…

Tüm bu rahatlık ve harcamalar, bizim gibi tükettiği ürettiğinden fazla olan ülkelerde, uzun vadede, yeni sıkıntıların nedeni oluyor…

Tıpkı bugün gibi!

* * *

İstihdam teşvikleri…

Sektörel vergi indirimleri…

Arz talep dengesini sağlamak için ürün ithalatı…

Borçların yeniden yapılandırılması…

Gibi süreyle sınırlı, günü kurtarmaya yönelik palyatif önlemler, yeni beklentilerin oluşmasına ve bu önlemlerin kalıcı hale gelmesi beklentisinin artmasına neden oluyor…

Önlemler kalıcı olmayınca da moraller bozuluyor… O günü kurtaran önlemler, geriye, borç yapısı, yatırımları, üretimi, kapasite kullanımı, istihdamı, rekabeti dolayısıyla tüm verileri olumsuz etkilemiş bir tablo bırakıyor…

* * *

Yanı sıra ‘verimsiz yatırımlar’ kaynak israfına neden oluyor…

O yatırımları yüzdürebilmek için gösterilen çaba, sağlanan kredi imkanları, verimli yatırımların rekabet edebilirliğini de etkiliyor, gerçek üreticilerin ekonomiden çekilmesine neden oluyor ve ekonomide ‘onarılmaz’ yaralar açıyor…

* * *

Bunların yaşanmaması için eğitimden vergiye, adaletten tarıma kadar etkin reformlar gerekiyor…

Etkin maliye ve para politikasının yanında yapısal reformlar yapmamız zorunluluğunu, bugün yaşadıklarımız çok iyi özetliyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar