Faizi artırmasan dert, artırsan çok daha büyük dert…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Cari açık veren bir üretim ve tüketim yapın varsa, her şey aleyhine işliyor…

Bugün geldiğimiz noktada, her sıkıştığımızda yaptığımızı yapıp, faizleri artırmak mı gerekiyor?

Yoksa artırmadan, yapısal reformlarla desteklenen mali politikaları uygulamak mı?

Nobel ödüllü iktisatçılar dahi bu denklemi çözmekte zorlanıyor…

Ama, yaşadıklarımız çözüm için ipuçları veriyor…

* * *

Doğrudur, faizleri artırınca, kur baskısı önleniyor…

İç piyasa rahatlıyor…

Ürünlerin ucuzlamasının yanısıra, paranın değerinden artış nedeniyle de alım gücü artıyor…
Ekonomi canlanıyor… Ardından büyüme geliyor…

* * *

Ancak…

Tüm bu rahatlık ve harcamalar, bizim gibi tükettiği ürettiğinden fazla olan ülkelerde, uzun vadede, yeni sıkıntıların nedeni oluyor…

Tıpkı bugün gibi!

* * *

Bugünkü tabloda bir karar vermek gerekiyor…

Ya katma değerli üretimi, teknolojik yatırımları, rekabet edebilirliği ve verimliliği artıracak, yapısal reformlarla desteklenen maliye politikaları…

Ya da para transferine, tüketime, ithalat artışına da neden olacak para politikaları…

* * *

“Biraz ondan, biraz bundan…” dersek olmuyor…

“Para politikasına yüklenelim…” dersek de olmuyor…

Bu iki seçeneğin uygulama sonuçlarının, bugün geldiğimiz nokta olduğunu herkes biliyor…
Bugüne kadar yaşadıklarımızı ve orta, uzun vadeli hedeflerimizi önümüze koyup, beklentileri iyi yönetmemiz gerekiyor…

* * *

“Biraz daha bekleyelim, konjonktür değişebilir…” dersek ne oluyor?

“Döviz kurundaki artış nedeniyle, hammadde için yaptığımız anlaşmaların tamamı bozuluyor… Satıcı, ‘döviz daha da yükselecek.’ Ve ‘sattığı malın hammaddesini, sattığı maldan daha yükseğe alacak.’ diye ya elindeki malı satmak istemiyor, ya da yüksek fiyat veriyor…” gibi hikayeler çoğalıyor…

* * *

“Beklemeyelim, süreli önlemler alalım.” dersek ne oluyor?

İstihdam teşvikleri…

Sektörel ÖTV indirimleri…

Et ithalatı…

Borçların yeniden yapılandırılması gibi süreyle sınırlı, günü kurtarmaya yönelik palyatif önlemler, yeni beklentilerin oluşmasına ve bu önlemlerin kalıcı hale gelmesi beklentisinin artmasına neden oluyor…

Önlemler kalıcı olmayınca da moraller bozuluyor…

O günü kurtaran önlemler, geriye, borç yapısı, yatırımları, üretimi, kapasite kullanımı, istihdamı, rekabeti dolayısıyla tüm ekonomisi olumsuz etkilenmiş bir tablo bırakıyor…

* * *

Bunların yaşanmaması için birincisi eğitimden vergiye, adaletten tarıma kadar etkin ve kalıcı reformlar gerekiyor…

İkincisi para veya maliye politikasından birini seçip, iyi anlatarak uygulamak gerekiyor…
Yarınlar için maliye politikası ve yapısal reformları seçmemizin önemini, bugün yaşadıklarımız çok iyi özetliyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vesile… 04 Mart 2024