Gazze, ateşin ortasında bir satranç tahtası
Ve İsrail’in Gazze’yi işgal planının ilk aşaması başladı. Gazze’deki patlamaların yankısı, sadece Filistin’in dar sokaklarında değil, tüm dünyada duyuluyor. İsrail’in 60 bin yedek askeri göreve çağırması ve Gazze’yi yeniden işgal planı, Ortadoğu’da gerilimi körüklerken, küresel ticaret yollarını ve enerji piyasalarını sarsıyor. Kızıldeniz’deki kaos, market raflarındaki fiyatlara kadar uzanıyor. Gazze Krizi, sadece bir çatışma değil; küresel güvenlik ve güç dengelerini yeniden çizen bir sınav.
Gazze, artık sadece Filistin-İsrail meselesinin bir parçası değil. Kriz, İran-İsrail gerilimini tırmandırıyor, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarıyla küresel ticareti tehdit ediyor. 2024’te Husilerin Kızıldeniz’deki eylemleri, nakliye maliyetlerini %20 artırdı. Bu durum İstanbul’dan New York’a kadar herkesin cebini etkiler durumda. İsrail’in Ben-Gurion Kanalı projesi, Süveyş Kanalı’na alternatif bir rota vadediyor, ama bu plan, Ortadoğu’daki güç mücadelesini daha da kızıştırıyor.
Dünya petrol rezervlerinin %65’i bu bölgede yatarken, Gazze’deki her gelişme enerji fiyatlarını dalgalandırıyor. ABD’nin İsrail’e koşulsuz desteği, Avrupa’nın temkinli yaklaşımı ve BRICS ülkelerinin (Çin, Rusya) artan etkisi, krizin çok kutuplu dünya düzeninde yeni bir fay hattı oluşturduğunu gösteriyor. Örneğin, Çin’in Gazze’deki altyapı projelerine ilgisi, ekonomik diplomasiyi güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin rolü, insani yardım ve diplomasi
Türkiye, Gazze’deki drama sessiz kalmadı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2023-2025 arasında 101 bin tonu aşan insani yardımla, dünyada ikinci sırada yer alıyor. Gıda paketlerinden ilaçlara, çadırlardan battaniyelere, Türkiye’nin yardım gemileri Gazze’deki umutsuzluğa bir nefes oluyor. Türkiye, geçmişte Mavi Marmara krizinden sonra bile İsrail’le diyalog kurmayı başarmıştı.
Bugün, hem İsrail’e sert eleştiriler yöneltiyor hem de barış için kapıyı açık tutarken, Türkiye’yi Ortadoğu’nun tam da merkezinde kılıyor. Üstelik, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri üzerindeki rekabet, Türkiye’nin stratejik ağırlığını artırıyor. Gazze Krizi, Ankara’nın hem vicdanını hem de diplomasisini test eden bir arena. Ancak, Türkiye’nin İsrail ile gerilimli ilişkileri, bu arabuluculuk rolünü karmaşıklaştırıyor. Yine de, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji rekabetinde (örneğin doğal gaz rezervleri) stratejik bir aktör olarak konumlanması, krizdeki etkisini artırıyor.
Küresel ticaret ve enerji piyasalarına etkileri
Gazze Krizi, sadece bombalarla değil, ekonomiyle de dünyayı sarsıyor. Kızıldeniz’deki güvenlik sorunları, Süveyş Kanalı’ndan geçen ticareti aksattı; 2024’te nakliye maliyetleri , hemen hemen %15 artış gösterdi. Bu, Avrupa’daki enerji faturalarından Türkiye’deki market raflarına, her şeyi etkiler durumda. Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri, İsrail, Türkiye ve Lübnan arasında bir güç mücadelesi yaratıyor.
Türkiye, Türk Akım gibi projelerle enerji merkezi olma hayalini büyütürken, Gazze’deki belirsizlik bu hedefi riske atıyor. Örneğin, Kızıldeniz’deki bir aksama, küresel tedarik zincirlerini haftalarca felç edebiliyor. İsrail’in askeri hamleleri, enerji altyapısına yönelik tehditleri artırıyor, bu da petrol ve gaz fiyatlarında yeni dalgalanmalara yol açıyor. Gazze Krizi, sadece bir insani dram değil; küresel ekonominin kırılganlığını gözler önüne seren bir uyarı haline de dönüşmüş durumda.
Dünya nereye gidiyor?
Gazze Krizi, bir insanlık trajedisinden küresel bir güç oyununa dönüştü. Türkiye, yardım tırlarıyla vicdanını, diplomatik hamlelerle gücünü ortaya koyuyor. Ama bu krizin çözümü, ancak tüm dünyanın ortak bir tutumu ile mümkün olabilecek.
ABD’nin İsrail desteği, Avrupa’nın çekingenliği ve BRICS’in yükselişi, hep söylediğim üzere yeni bir dünya düzeninin işaretlerini veriyor. Gazze, sadece bir coğrafya değil; insanlığın, vicdanın ve gücün sınavı. Türkiye’nin bu sınavdaki rolü, izleyeceği doğru politikalar ve tutumu, hem Ortadoğu’yu hem de dünyayı şekillendirebilir.
Soru şu: Küresel liderler, bu yangını söndürmek için ne kadar cesur olacak? Gazze’nin çocukları, dünyanın sessizliğini değil, adaletini bekliyor. Tabi bir soru da Trump için olmalı. Rusya-Ukrayna arasında barış tesis etmeye çalışan, Ermenistan Azerbaycan arasındaki ilişkiyi kendince düzelten ve Nobel Barış Ödülü’nü hedefleyen Trump, burada da barış elçisi olmak için neyi bekliyor acaba.