Her gün yeniden doğan şehir Dubai’de fintech rüzgarı

12-13 Mayıs’ta gerçekleştirilen Dubai Fintech Summit’de yaklaşık 10 bin katılımcı, 50’den fazla fintech şirketi, 30’un üzerinde banka CEO’su ve 20’den çok global düzenleyici bir araya geldi. Dubai’nin metro ağı kadar planlı, Palmiye Adası kadar yaratıcı biçimde tasarlanmış bu oturumlar, katılımcıları sadece bilgiyle değil, ilhamla da besledi.

Bir sabah gözümü açtığım­da, önümde uzanan gök­yüzü çizgisine baktım. Uçaktan yeni inmişim, ama his­lerim sanki başka bir galaksiden dönmüş gibiydi. Dubai’ye adım attığım ilk andan itibaren bam­başka bir dünyaya girdiğimi his­settim. Burj Khalifa’nın gökyü­zünü delip geçen silueti, güneşin altın gibi parladığı cam kuleler, çölün tam ortasında su gibi akan yaşam enerjisi... Dubai, her gün yeniden doğan bir şehir gibi. Mi­mari harikaları, teknolojiyi do­ğayla dans ettirerek yükseliyor. Bu şehir yalnızca binalarıyla değil, vizyonuyla da göğe doğru uzanıyor. İşte bu yüzden Dubai Fintech Summit 2025’i yerinde görmek, sadece bir etkinlik dene­yimi değil, dijital finansın gele­ceğini hissedebilmek anlamına geliyordu.

12-13 Mayıs tarihlerinde ger­çekleştirilen Dubai Fintech Summit, bu yıl da şehre yakı­şır bir ihtişamla kapılarını açtı. DIFC çatısı altında düzenlenen etkinlikte, 9 binden fazla katı­lımcı, 50’den fazla fintech şirke­ti, 30’un üzerinde banka CEO’su ve 20’den fazla global düzenle­yici bir araya geldi. Arena tıklım tıklımdı; dünyanın dört bir ya­nından gelen inovasyon tutkunu profesyonellerin buluşma nokta­sıydı adeta. Tıpkı Dubai’nin çö­lün ortasında bir yaşam vahası olması gibi, bu etkinlik de finans dünyasının ortasında bir dijital vaha gibiydi. Dört farklı sahne­de devam eden konuşmalar, ener­jisi yüksek sohbetler ve verimli paneller, dijital paranın gelece­ğinden yapay zekâya, regülasyon­lardan sürdürülebilirliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede ger­çekleşti.

Etkinliğin ilk gününde Bank of America’nın Global Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı Başkanı Matthew Koder’ın ABD ekono­misine dair değerlendirmelerini dinlerken, aslında bir ülkeden öte dünyanın ekonomisinin kodları­nı çözmeye çalıştığımızı hisset­tim. Ardından Lloyd’s’dan Dawn Miller’ın dijital varlıklar ve risk yönetimi üzerine yaptığı konuş­ma, finans dünyasının artık sa­dece parayla değil, veriyle, tekno­lojiyle ve öngörüyle yönetildiğini gösterdi. En çok ilgimi çeken an­lardan biri ise Afrika’nın yükse­len gücü üzerine yapılan vizyo­ner sohbetti. Tony Elumelu’nun heyecan verici Afrika vurgusu, bana bir kez daha finansın sade­ce sermaye değil, aynı zamanda umut, eşitlik ve gelişim anlamına geldiğini hatırlattı.

Her gün yeniden doğan şehir Dubai’de fintech rüzgarı - Resim : 1

Sadece gökdelenler değil, fikirler de yükseliyor

Etkinliğin ikinci günü, daha da hareketli geçti. DIFC CEO’su Arif Amiri’nin açılış konuşmasıyla başlayan gün, JPMorgan, San­tander, Pay10 gibi devlerin sah­nede yer aldığı panellerle devam etti. Uluslararası para akışları, regülasyonlar ve dijital çözüm­ler arasında adeta bir köprü inşa ediliyordu. Dubai’nin metro ağı kadar planlı, Palmiye Adası kadar yaratıcı bir biçimde tasarlanmış bu oturumlar, katılımcıları sade­ce bilgiyle değil, ilhamla da bes­liyordu.

Ve tabii ki bu devasa etkinlikte Türkiye’den temsilcilerle karşı­laşmak ayrı bir mutluluktu. Sa­meUp Kurucusu ve CEO’su Es­ra Alpaslan’la gerçekleştirdiğim kısa sohbette, deneyim odaklı teknolojilerin global ekosistem­de öne çıktığını ve Türkiye’nin bu alandaki gelişmelerden cid­di biçimde beslendiğini dile ge­tirdi. Gözlerindeki heyecan, sa­dece bir CEO’nun değil, aynı za­manda bu topraklardan çıkan bir vizyonerin heyecanıydı. Türki­ye’nin de bu etkinliklerde daha görünür hale gelmesi gerektiğini, hatta gelecekte Dubai sahnesin­de konuşmacı olarak daha güçlü şekilde yer almasını hayal ettiği­ni paylaştı.

Enqura’nın Kurucusu Metin Karabiber ile gerçekleştirdiği­miz sohbette, Uzaktan Müşteri Edinimi (KYC) teknolojilerin­deki global gelişmeleri konuş­tuk. Özellikle uzaktan müşte­ri edinimi konusunda büyük bir dönüşüm yaşandığını ve bu yıl­ki etkinliğin geçen seneye göre çok daha verimli geçtiğini belirt­ti. Teknolojiyi sadece uygulamak değil, aynı zamanda deneyimle­mek gerektiğini söylediğinde, ak­lımda İstanbul Boğazı’nın iki kı­tasını birbirine bağladığı gibi bu teknolojilerin de ülkeleri birbi­rine bağladığı fikri belirdi. Dubai Marina'da uzanan gökdelenlerin arasında yürürken, İstanbul'da­ki Galata Kulesi’nden gökyüzüne uzanan bakışımla bu vizyon ara­sında köprü kurdum.

İstanbul Boğazı’ndan Dubai Marina’ya: Dijital köprüler

Bu sırada Taurus’un Satış Di­rektörü Mostafa Ghandour ile kripto varlıkların saklanması üzerine yaptığımız sohbet, bana Türkiye’de de bu alanda ciddi re­gülasyon çalışmalarının olduğu­nu ve bunların uluslararası are­nada ne kadar olumlu karşılan­dığını gösterdi. Dijital varlıkların artık sadece birer alternatif yatı­rım aracı değil, finansal sistemin yeni temeli haline geldiği bir çağ­da yaşıyoruz. Bu dönüşüm, tıp­kı Dubai’nin çölü dönüştürmesi gibi, ekonomileri dönüştürüyor.

InvestSuite’in İş Geliştirme Yöneticisi Daniel Koch ile yaptı­ğım sohbet, beni yapay zekânın yatırım dünyasındaki etkilerini derinlemesine düşünmeye itti. Portföy yönetiminden risk ana­lizine kadar pek çok alanda ya­pay zekânın sunduğu çözümler, bireysel yatırımcıdan kurumsal oyunculara kadar geniş bir yel­pazeyi kapsıyor. Bu alandaki dö­nüşüm, tıpkı Dubai Frame’in geçmiş ve geleceği bir çerçeveye sığdırması gibi, eski yatırım anla­yışını modern algoritmalarla bir­leştiriyor. Daniel'in de vurguladı­ğı gibi, artık mesele sadece yatı­rım yapmak değil, doğru verilerle akıllı yatırım stratejileri gelişti­rebilmek.

Dubai Fintech Summit sadece bir konferans değil, aynı zaman­da bir vizyon deneyimiydi. Gü­neşin her sabah çölün üstünden doğarken Dubai’ye altın bir taç giydirdiği gibi, bu etkinlik de ka­tılımcılarına finansın geleceği­ne dair yeni bir bakış açısı sun­du. Sadece ne olup bittiğini değil, ne olabileceğini de gösterdi. Tek­nolojinin parayla buluştuğu, ve­rinin kararlarla dans ettiği, yapay zekânın sezgilerle birleştiği bir çağdayız. Bu çağda ayakta kalma­nın ve fark yaratmanın yolu, işte bu tür platformlarda nabzı tut­maktan geçiyor.

Türkiye için umut dolu bir ufuk

Dubai'de gördüğüm her şey, as­lında Türkiye için de umut dolu bir geleceğin ipuçlarını taşıyor. İstanbul'un dinamik fintech eko­sistemi, doğru destek ve vizyon­la global oyuncular arasında yer alabilir. Türkiye’nin genç, tekno­lojiyi hızla benimseyen nüfusu, girişimcilik ruhu ve stratejik ko­numu, bu tür etkinliklerde çok daha fazla temsil edilmeyi hak ediyor. Dubai Fintech Summit gibi etkinlikler, sadece dinlemek ve öğrenmek değil, aynı zamanda göstermek ve ilham vermek için bir fırsat.

Finansın geleceği dijitalleşir­ken, bu geleceği şekillendirmek elimizde. Yerinde deneyimlenen her an, bir fikrin filizlenmesi­ne vesile oluyor. Güneşin altın­da yükselen kulelerin şehrinde hissettiklerimle, Boğaz’ın esinti­sinde düşündüklerim birleşiyor: Türkiye’nin fintech dünyasında yıldızını parlatma zamanı geldi. Ve bu parıltı, sadece bizim değil, tüm dünyanın dikkatini çekecek kadar güçlü olabilir.

Güzel bir gelecek için…

Her gün yeniden doğan şehir Dubai’de fintech rüzgarı - Resim : 2

Dubai Fintech Summit’e kimler katıldı?

● 20+ küresel finans düzenleyicileri:

IFF, IMF, Maliye ve Ekonomi Bakanları, Central Bank Valileri, politika yapıcılar ve düzenleyiciler.

● 5+ borsa:

Bombay Borsası, Hong Kong Borsası ve Clearing Ltd, Kore Borsası (KRX), Londra Borsası, Lüksemburg Borsası, Dubai Finans Piyasaları.

● 30+ üst düzey banka

yöneticisi:

LLoyd’s Americas, JP Morgan, Morgan Stanley, Bank of America, Kotak Mahindra, State Street Global Advisors.

● 20+ üst düzey yatırım yönetim şirketi:

Blackrock, Misk Foundation, Federated Hermes, Quona Capital, SC Ventures.

● 50+ fintech:

Paytm, Bolt, Ripple, Finastra, R3, Starling Bank, Payoneer, Pay10, Better.com, PB Fintech Ltd.

● 30+ teknoloji girişimi:

LinkedIn, Astratech, Presight, Crystal Intelligence, AI Futtaim Holding.

Yazara Ait Diğer Yazılar