İş dünyasında eylemsizlik, Atalet Yasası ve etkileri

Ufuk TARHAN
Ufuk TARHAN FÜTÜRİST UFUK ufuk.tarhan@dunya.com

Fizikteki “Eylemsizlik ya da Atalet Yasası” (Newton’un 1. Yasası) der ki: Bir cisim üzerine kuvvet uygulanmadık­ça durumunu değiştirmez. Mesela met­ro aniden durduğunda herkes öne savru­lur. Çünkü bedenimiz trenle birlikte hız­lanmış ve aynı hızda gitmeye alışmıştır.

Tren durduğunda bedenimiz aynı hızda ilerlemek ister, ancak durmak zorunda kalınca savruluruz. Bu savrulma, değişi­me gösterilen fiziksel dirençtir—yani ey­lemsizliktir.

İş dünyasında da benzer bir durum yaşanır

Şirketler uzun süre aynı iş modelleri, sü­reçler ve hızla yol aldığında bu düzene alışır­lar. Ancak dış koşullar—teknoloji, kriz, reka­bet—aniden değiştiğinde, hazırlıksız yakala­nan kurumlar da aynen metro yolcuları gibi savrulur. Bu savrulmanın nedeni geçmişe alışkanlıkla bağlı kalmak; çözümü ise de­ğişime önceden hazırlanmak, yani içsel ey­lemsizliği, ataleti yenmektir.

İşte bu yasa, bugünün iş dünyasını net biçimde anlatıyor. Yöneticiler, çalışanlar ve şirketler alışkanlıklarına hızla bağlanır. Alıştıkları iş yapma biçimini korurlar çünkü onu bilirler ve güvenirler. Fakat yapay zekâ gibi yeni teknolojiler şirketlere dışarıdan bir kuvvet gibi çarptığında, şirketler bu ani du­ruş ya da yön değiştirme karşısında afallar veya savrulurlar ya da sinip, oldukları yere çakılı kalırlar.

Savrulmak yine de bir tepkidir. Hare­ket etmektir, farkında olmaktır. Asıl teh­like, savrulmak bile değil; hâlâ güvenle kol­tuğunda oturmak, istasyonda inmemek ve gitmesi gereken yöne adım atmamak. So­nunda kendini hiç istemediği bir durakta, hatta tamamen kaybolmuş bir pozisyonda bulabilir.

Yapay zekâ şoku

Bu bakış açısıyla, yapay zekâ iş dünya­sına çarpan güçlü bir dış kuvvet. Sade­ce işleri hızlandırmakla kalmıyor, iş yapma biçimlerini—hatta tüm iş ve yaşam koşulla­rını—tamamen dönüştürüyor. Mesela, pa­zarlama ekipleri artık sadece içerik hazır­lamıyor, yapay zekâya prompt yazıyor, gör­sel tarif ediyor. Finans ekipleri sadece rapor üretmiyor, tahmin modellerini eğitiyor. Li­derler artık yalnızca vizyon belirlemiyor, kolları sıvayıp YZ ile birlikte sistemleri dö­nüştürüyor.

Ancak şirketlerin eylemsizliği, atale­ti değişimi zorlaştırıyor. Örneğin büyük bir şirketin yapay zekâ planı aylar sürerken, genç girişimler günler içinde YZ araçlarıyla yeni işler kurabiliyor.

Direnç neden oluşuyor?

-“Biz böyle yapıyoruz ve iyi gidiyoruz, şim­di durup dururken tekerleğe çomak sokmanın ne anlamı var?” refleksi

-Yönetici egosuyla bilmediğini kabul etme­me hâline eşlik eden uyumlanma (adaptasyon) zorluğu

-Yaratıcılığı ve yeniliği değil, mevcudu tek­rar eden ve sadece doğrulayan eğitim döngüleri

-Karar vermekten, yeni şeyler öğrenip uy­gulamaktan korkma ve sorumluluğu görünmez kılma çabası

Eylemsizliği aşmanın net yolları

1- Büyük projeler yerine küçük ve hız­lı testler yaparak ilerleyin. Amaç başa­rı değil, hızlı ve sürekli öğrenme olmalı. MVP zihniyeti edinin. Buradaki MVP, ‘Minimum Viable Product’ (Asgari Uygulanabilir Ürün) değil, ‘Minimum Viable Process’ (Asgari Uy­gulanabilir Süreç) yaklaşımı olmalı.

2-CEO’lar dahil, üst yönetime teknik de­ğil stratejik rehberlik verecek mentor­lar atayın. Tüm ekiplere de YZ, dönüşüm, de­ğişim ve farkındalık odaklı eğitimler aldırın.

3-Çalışanların yeni araçlara alışmala­rını sağlayın. Mesela 1 gün, 1 görev, 1 ödül yaklaşımıyla hızlı katılımı teşvik eden Prompt Hackathonları düzenleyin.

4-Liderlik tanımını güncelleyin. Li­derlik, “çok bilen” değil, hızlı ve sürekli “öğrenen”, “adaptasyonu teşvik eden” demek­tir.

5-Çalışanların kullandığı dijital iletişim kanallarını analiz edin. Direnç alanları­nı veriyle tespit edin, çözümleri bu analizler­le oluşturun.

Sonuç: Eylemsizlik tembellik değil, bir korunma refleksi. Ama bugün en büyük teh­dit dışarıda değil, içeride: Hareketsizlik! Ya­pay zekânın hızlandırdığı dünyada değişime direnmek değil, ona uyum sağlayıp harekete geçmek gerekiyor. Şimdi, hemen!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar