Türkiye’nin gençleri 2025 araştırması tokat gibi!
FutureBright Group ve Anbean’ın, 17– 26 yaş arasındaki gençlerle yaptığı “Türkiye’nin Gençleri 2025” araştırmasından çıkan rapor, insanın suratına tokat gibi çarpıyor. Gençlerin nasıl ve ne yaşadıklarını, nelerle mücadele ettiklerini ve geleceğe dair hayallerini ve beklentilerini anlama gayretiyle yapılan araştırmadan çıkan içgörüler, gençlerle daha gerçek, daha anlamlı bağlar kurmak isteyen tüm markalara ve paydaşlara yol gösterebilecek çok önemli bir kaynak.
Gençlerin ihtiyaçlarını anlayarak onlara dokunan projeler geliştirmek, onların yanında olduklarını hissettirmek isteyenler raporun tamamını incelemeli. Ben bu yazımda FutureBright Kurucu Ortağı sevgili Akan Abdula’nın izni ile sadece, bazı önemli bulgulardan kısa bir özet vereceğim. Raporun tamamına https://futurebright.com.tr/research/ adresinden ulaşabilirsiniz. İçgörülerin tamamı rakamsal verilere dayanıyor. İnceleyince göreceksiniz. Emeğe saygı gereği, burada onları aktaramıyorum. Rapordan bakarsınız.
Gençler toplum tarafından adeta “zorbalandıklarını” düşünüyorlar
* Gençler akranlarının öfkesinin kaygısının ve umutsuzluğunun farkında ama bu durumun onları bencil ve kibirli hale getirdiğini düşünüyor.
* Toplum gözünde ise adeta zorbalandıklarını hissediyorlar, vurdumduymaz, başarısız ve zayıf olarak görüldüklerini düşünüyorlar.
* Gençler, ebeveynlerinin gençliğine göre kendilerini topluma karşı farkındalığı yüksek, yardımsever ve duygusal olarak tanımlıyorlar, ebeveynlerinin ise rahat bir gençlik geçirdiği kanaatindeler.
* Kendi gençliklerinin daha zorlayıcı geçtiğini düşünmeleri, önceki kuşakların daha huzurlu ve güvenceli bir hayat sürdüğüne dair algıları, onları da “eskiden her şey daha güzeldi” fikrine yaklaştırıyor. Bugünün yorgunluğu, yaşanmamış geçmişe özlem doğuruyor.
Gençlerin halet-i ruhiyesi bozuk!
l Gençler yalnızca kendi hayatını değil, sistemin getirdiği yükleri de omuzluyor. Kaygı, kişisel bir duygu değil; toplumsal bir gösterge haline gelmiş durumda. 10 gençten 3’ü “çok sık” kaygılandığını söylüyor; geri kalanı da “ara sıra” bu duygunun içinde. Gelecek kaygısı, ekonomik belirsizlikler ve kariyer endişeleri genç zihinleri çok yoruyor. Her 3 gençten 1’i mental sağlığı hakkında kaygılı. 5 gençten biri antidepresan kullanıyor!
l Gençler Ruhuna Küsmüş! 2 Gençten 1’i En Son Ne Zaman Bir Etkinliğe Gittiğini Hatırlamıyor. Sosyalleşmek istiyorlar ancak konser ve tiyatro gibi etkinliklere hiç gitmeyenlerin oranı %50’yi aşıyor. Bu durum sosyalleşmenin bir niyet değil bir imkan meselesi olduğunu gösteriyor ve imkansızlık gençleri kültürel etkinliklerden uzaklaştırıyor.
Aslında ülkeden gitmek istemiyorlar!
* Ama kalabilmek için sebep bulamıyorlar. Her 5 gençten 3’ü uygun bir fırsatta yeni bir ülkeye gitme eğiliminde. Gençlerin aidiyetle ilgili değil, olanaklarla ilgili problemleri var. Gençler, daha iyi bir yaşam standardı arıyor, Türkiye’de karşılığını bulabileceğine ikna olursa kalmaya da hazırlar.
* Gençler evlilik ve çocuk sahibi olma fikrine artık bir hedef ya da hayal olarak değil, koşullara bağlı bir ihtimal olarak yaklaşıyor. 5 gençten 1’i çocuk sahibi olmayı düşünmüyor. Gençler, ekonomik ve sosyal güvencesizlik içinde “aile kurmayı” önceliklendiremiyor
*Yapay zekayı Google gibi kullanıyorlar, devrimsel bir araç gibi değil de arama çubuğu gibi davranıyorlar. Ödevden seyahat planına, kariyer desteğinden eğlenceye kadar pek çok alanda gençlerin hayatına entegre olan yapay zeka, gelecekte de gençlerin hayatındaki payı daha da artacak gibi görünüyor. Üç gençten biri, yapay zekayı her gün kullanıyor. %64’ü gelecekte daha da fazla kullanacağını söylüyor.
* Yapay iş birliklerine, tanıtımlara, reklamlara tepkililer; yutmuyorlar. Markaların “Cringe”leştiğini düşünüyor, sevdikleri bir influencer bile olsa, arkasında samimi bir hikaye olmadıkça ikna olmuyorlar…
(Cringe: Utanç verici duruma düşmek).
Daha neler var neler. Özellikle işverenlerin mutlaka incelemesi gerektiğini düşünüyorum.
Aman dikkat, gençlik geleceğimiz...