İş hayatında en zor kuşak Z mi?

Son zamanlarda Forbes, New York Ti­mes, Business Insider, The Indepen­dent ve Euronews gibi önde gelen yayınlar­da, işverenlerin Z kuşağıyla yaşadığı zor­luklara dair çarpıcı yazılar ve araştırmalar yer alıyor.

Bu kaynaklarda Z kuşağı, hatta daha doğru bir ifadeyle Z-ilenyum nesli, iş hayatında en zor yönetilen, hatta yö­netilemeyen kuşak olarak nitelendirili­yor. İşverenler, teknolojiye yatkınlıkları, enerjileri ve yaratıcılıkları nedeniyle bü­yük umutlarla Z kuşağını işe alıyor. Ancak, bu beklentiler kısa sürede hayal kırıklığına dönüşüyor.

İşverenler, ya Z kuşağı çalışanlarını hız­la işten çıkarıyor ya da fırsatını bulduk­larında çıkarmayı planlıyor. Hatta robot­lar, yapay zekâ ve 50-60+ yaşlarındaki de­neyimli emeklilere yönelme eğilimi hızla artıyor.

Peki, Z ya da Z-ilenyum kuşağı bu duru­mun farkında mı ve işverenlerden mem­nun mu?

İşte bu noktada tablo daha da karmaşıkla­şıyor. Z kuşağı sadece işverenlerden de­ğil, bütünüyle iş hayatının kendisinden memnuniyetsiz. Eğer maddi zorunluluk­ları olmasa, birçoğu çalışmayı tercih etme­yecek kadar iş hayatına mesafeli.

Kuşakları hatırlayalım:

X Nesli: 1965-1980 doğumlular (60-45 yaş)

Y Nesli: 1981-1996 doğumlular (44-29 yaş) – Milenyum Nesli olarak da bilinir.

Z-ilenyum Nesli: 1993-2000 doğumlular (32-25 yaş) – Hem Y hem Z etkisi alan ara ne­sil.

Z Nesli: 1997-2012 doğumlular (28-13 yaş) – Yazıda Z ve Z-ilenyum terimleri birbi­rine paralel kullanıldı.

Birçok işveren, Z kuşağı çalışanlarının “güçlü bir iş ahlakından ve disiplininden yoksun, iletişimde zayıf ve geri bildiri­me kapalı” olduğunu sıkça vurguluyor. Bu olumsuz algı, somut sonuçlara da yansıyor:

-Şirketlerin %60’ı, 2023’te işe aldıkla­rı yeni mezunları kısa sürede işten çıkardık­larını, gerekçe olarak motivasyon eksikli­ği ile profesyonellikten uzak tutumlarını gösteriyor.

-Küçük işletme sahiplerinin %68’i, Z kuşağını en güvenilmez çalışan nesil ola­rak tanımlarken,

-%71’i ise işyerinde ruh sağlığı sorunu yaşama olasılığı en yüksek grup olarak gö­rüyor.

Bu veriler, işverenlerin genç çalışanların sorumluluk ve dayanıklılık bakımından zayıf olduğuna inandığını gösteriyor.

Yapay zekâ ve deneyimli çalışanlara yö­nelim

Z kuşağı çalışanlarıyla yaşanan hayal kı­rıklığı, bazı radikal yaklaşımları berabe­rinde getiriyor. Hult International Busi­ness School tarafından yapılan bir ankete göre:

-İşverenlerin %37’si, yeni mezun birini istihdam etmek yerine bir yapay zekâ robo­tunu tercih edebileceğini belirtiyor.

-%60’ı, genç adayları işe almamalarının başlıca nedeninin “gerçek dünya deneyimi eksikliği” olduğunu ifade ediyor.

-%96’sı, üniversite eğitiminin mezunları gerekli iş becerileriyle donatmadığını dü­şünürken,

-%89’u, yeni mezun istihdamına genel olarak isteksiz yaklaştığını itiraf ediyor.

Bu koşullar altında, rutin görevlerde in­san yerine yapay zekâ kullanmak birçok şirket için daha verimli ve güvenilir bir seçenek olarak değerlendiriliyor.

Aynı zamanda, işverenler deneyimli pro­fesyonellere yönelmeye başladı. 2023 so­nunda ABD’de yapılan bir ankete göre:

İşverenlerin %38’i, yeni mezunlar yerine daha yaşlı ve deneyimli elemanları tercih ettiğini belirtiyor.

-%60’ı, deneyimli bir çalışanı çekebil­mek için daha yüksek ücret ve ek yan hak­lar sunmaya istekli.

-Bu eğilim, işverenlerin tecrübenin ge­tirdiği iş disiplini ve kurumsal uyumu, genç kuşağın yenilikçi enerjisinden daha fazla önemsediğine işaret ediyor.

Sonuç: Gri saçlılar, “Artık yaşlandınız, raf ömrünüz doldu. Hadi bakalım, sizi şöyle emeklilik köşesine alalım.” diyerek dışlan­dıkları iş dünyasına geri dönmeye başlıyor. Kuşaklar arasındaki beklenti ve yetkin­lik farklarının bir yansıması olan bu du­rum, kısa vadeli geçici çözümlerle değil, kalıcı yaklaşımlarla ele alınmalı. Uzman­lar, Z kuşağını dışlamak yerine onlara uy­gun eğitim ve mentorluk imkânları sun­manın daha yapıcı ve sürdürülebilir bir strateji olacağını savunuyor ki ben de buna yürekten katılıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar