Kampüslerin geleceği: Üniversiteler neyi öğretmeli?

Bundan 30 yıl önce ODTÜ’de “İktisadi Düşünce Tarihi” dersin­de bende büyük emek­leri olan Eyüp Özveren Hocamla uzun uzun tar­tışmıştık: Neden üniver­siteye gideriz? Bugün bu soru hâlâ güncelliğini koruyor ama cevabı 30 sene önceye göre sanı­rım daha farklı: 21. Yüzyılda kam­püslerin rolü ne olacak?

COVID dönemi bize kampü­se gitmeden dünyanın dört bir yanında açılan derslere kaydol­manın mümkün olabildiğini gös­terdi. Bugün dünyanın en önde gelen üniversitelerinin öğrenci­lerine sunduğu ders materyalle­rine bizler de rahatlıkla erişebi­liyoruz. Bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir dönemde kam­püslere de yeni işlevler kazandır­mak gerekiyor.

Yeni kampüs anlayışı

Bugün Türkiye’nin dört bir ya­nında neredeyse her şehirde bir üniversite var. Bu kurumlar dört yıl boyunca işsizliği erteleyen ve kent ekonomisine katkı yapan kasabalara dönüşmüş durumda. Üniversite mezunu işsizlerle il­gili güncel bir örnek vereyim: İz­mir Büyükşehir Belediyesi’nde devam eden grev sırasında yüz­lerce üniversite mezunu işsiz, yıllarca aldıkları üniversite eği­timini bir kenara bırakarak, sen­dikalı işçilerin sadece fizik gücü gerektiren işine talip olmuş du­rumda. İşte size 21. Yüzyıl Türki­ye’sinin grev kırıcı profili…

Eğer hemen bir “beceri poli­tikası” geliştirmezsek durumun daha da kötüye gideceği aşikar. Ne yapabiliriz? Üniversite kam­püslerini toplumun her kesimi­ne hitap eden beceri merkezleri­ne dönüştürmek iyi bir başlangıç noktası olabilir. Bu merkezler, kı­sa dönemli eğitimlerle sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik ve insani becerileri kazandırmalı. Kısa bir süre önce yeni dönemde ihtiyaç duyulması muhtemel mavi yaka­lı meslekleri yine bu köşede yaz­mıştım. İşte üniversite kampüs­leri bu yeni meslek kolları da da­hil olmak üzere yeni bir meslek seferberliğinin parçası olabilir.*

Burada kritik bir noktayı da at­lamamak gerek: Yeni sanayi dev­riminin en kıymetli yetkinliği, teknolojiye rağmen taklit edile­meyen “insani beceriler” olacak. Belirsizlik altında karar verebil­me, empati kurma, liderlik, fır­sat görme ve risk yönetimi... Bun­lar, robotların henüz başaramadı­ğı ama iş dünyasının giderek daha fazla aradığı beceriler. Ve güzel haber: bu beceriler her yaştan in­sana rahatlıkla ve yine bu kam­püslerde verilebilir. Yani bizler bu dönemde üniversite kampüsleri­ni aynı zamanda toplumun EQ’su­nu geliştirmek için kullanabiliriz!

Gençler neden memur olmak istiyor?

Hazır konu üniversite mezun­larından, kampüslerinden ve yak­laşan LGS sınavından açılmışken şu soruyu da tartışmamız gereki­yor: KPSS’de 85 üstü puan alan zeki ve çalışkan bir genç neden kamu kurumu ya da belediyeye girmek ister? 2024 yılında Türki­ye’de KPSS’ye başvuran kişi sayı­sı 1,5 milyona yaklaştı. Bizim ne­redeyse 20 kat nüfusumuza sahip ve Komünist Parti’nin yönettiği Çin’de ise benzer sınava başvu­ru sayısı sadece 3,4 milyon! Tür­kiye’de gençler neden hata yap­malarının en tolere edilebilir ve risk almaları gereken bir çağın­da devlet güvencesi ya da beledi­ye rahatlığı arıyor? Bu güvenlikçi kariyer anlayışını gençlerin kafa­sından atmadıkça Türkiye’de ne girişimcilik ekosistemi zenginle­şir ne de Türkiye özel sektör ma­rifetiyle büyüyebilir.

Yeni öğrenme anlayışı: Finlandiya modeli

Kurtulmamız gereken sadece güvenlikçi kariyer anlayışı değil kuşkusuz. Sorgulamayı, merak etmeyi ve bilgileri birbirine en­tegre etmeyi teşvik eden bir de­ğişime ihtiyacımız var. Bu açıdan, Finlandiya’nın bir süredir hayata geçirdiği phenomenon-based le­arning yani “olgu bazlı öğrenme” modeline yakından bakabiliriz. Bu sistemde temel amaç, öğren­cilerin geleneksel ders ayrımları­nı aşarak gerçek dünya problem­lerini çok disiplinli bir şekilde ele alabilmesini sağlamak. Örneğin “iklim değişikliği” konusu, fizik, coğrafya, ekonomi ve etik gibi di­siplinlerin bakış açılarıyla birlik­te işleniyor. Böylece öğrenciler, bilgileri ezberlemek yerine sor­guluyor, araştırıyor ve kendi öğ­renme süreçlerini yönetebiliyor.

Finlandiya’da 7–16 yaş ara­lığındaki her öğrenci, yılda en az bir kez bu türden bir modü­le katılıyor. Bu süreçte öğretme­nin rolü, bilgi aktarmaktan ziya­de rehberlik etmek. Öğrencilerin merak ettikleri soruları sorma­ları, projeler üretmeleri ve fark­lı alanlardan gelen verileri ilişki­lendirmeleri bekleniyor. Hedef, sadece akademik başarı değil; eleştirel düşünme, iş birliği, ya­ratıcılık ve iletişim gibi 21. yüzyıl becerilerini kazandırmak.

Bu yaklaşım yalnızca Finlan­diya’nın eğitimdeki başarısını açıklamakla kalmıyor, aynı za­manda genç nüfusun yoğun ol­duğu ve beceri uyumsuzluğunun kronikleştiği ülkeler için güçlü bir örnek sunuyor. Türkiye’de de bu yaklaşımın üniversite dışın­daki eğitim yapılarıyla, mesleki kurslarla ve kamu-özel ortaklık­larıyla desteklenmesi mümkün.

Eğitim teknolojilerine yatırım zorunluluğu

Bu bahsettiğim eğitim anlayı­şını toplumun farklı kesimleri­ne yaygınlaştırmak için en güçlü araçlardan biri de eğitim tekno­lojileri… Otizmle mücadele eden bireylerden iş yerindeki çalışan­lara kadar geniş bir yelpazede kullanılan bu teknolojiler hem bireylerin iş hayatına ve toplum­sal hayata katılımını kolaylaştı­rıyor hem de toplumun refahına katkı sağlıyor. Girişimciler, üni­versiteler ve kuluçka merkezle­rinin oluşturduğu bu ekosistem­lerin, Türkiye’de hâlâ yeterli ya­tırım alamıyor olması büyük bir boşluk. Eğitim teknolojilerinin yeterince yatırım alamamasının bir nedeni bu alandaki yatırım­ların girişimciye geri dönüşü­nün düşük, topluma geri dönü­şünün ise yüksek olması. Pozitif bir dışsallık ve sonucunda da Pa­reto optimal olmayan bir kaynak dağılımı oluşuyor. İşte tam da bu yüzden Türkiye’de eğitim tekno­lojileri girişimcilerini destekle­yen bir kamu politikası oluştu­rulması gerekiyor.

Bu yazıyı yine o 30 yıl önceki so­ruyla bitirelim: Gerçekten neden üniversiteye gideriz? Eğer bu so­runun cevabı sadece diploma al­maksa, o devir bitmek üzere. Ama cevabımız bireylerin bu zorlu çağ­da ayakta kalmasını sağlayacak yetkinlikleri ve düşünce anlayışı­nı sağlamaksa o zaman kampüsle­ri, eğitim anlayışımızı ve teknolo­ji yatırımlarımızı yeniden kurgu­lamak hepimizin görevi…

*Geleceğin potansiyel mavi yaka­lı işleri ile ilgili yazım için https:// www.dunya.com/kose-yazisi/gele­cegin-mavi-yakalilari-dijital-tor­navidalar-yesil-beceriler/776444

Yazara Ait Diğer Yazılar