KOBİ’lerin finansal paradoksu

UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist - Bankacı

Birçok işletme yeterli sermayesi olmadığı için arzuladığı büyüklüğe sahip olamadığı gibi yeni projelerini de hayata geçiremiyor. Bazı işletme sahipleri, elde edilen kârın büyük bir kısmını sermayeye eklemek yerine dağıtmayı tercih ediyor. Şirket kazandırdığı paraya kavuşamazken ortak mal mülk sahibi oluyor. Patron ‘in’, şirket ‘out’ yani!

Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler yani namı diğer KOBİ’ler… Türkiye ekono­misinin önemli bir parçasını oluş­turan KOBİ’ler, toplam işletme­lerin yüzde 99’unu, toplam istih­damın yüzde 75’ini oluşturmakta, toplam ihracatın ise yüzde 40’ını gerçekleştirmektedir. Ancak eko­nomide bu kadar önemli bir yere sahip KOBİ'ler, genellikle finans­mana erişim konusunda zorluk­larla karşı karşıya kalıyor ve temi­nat baskısına maruz kalarak adeta üvey evlat muamelesi görüyor.

Kuruluş aşamasından itibaren yabancı kaynak kullanmaya baş­layan işletmeler, işler büyüdükçe kaynak peşinde koşmaktan esas faaliyetlerinde odağı kaybedi­yorlar.

Sermayem olsa uçak bile yaparım!

Birçok işletme yeterli serma­yesi olmadığı için arzuladığı bü­yüklüğe sahip olamadığı gibi ye­ni projelerini de hayata geçire­miyor. Elbette firmalar sadece öz kaynakları ile büyüsün, yabancı kaynak kullanmasın demiyoruz. Aksine sermaye benzeri orta va­deli yabancı kaynaklardan fayda­lanılması gerektiğini savunuyo­ruz. Öz kaynak yetersizliği sade­ce büyümenin önündeki bir engel değil, KOBİ'lerin finansal yapıla­rının daha kırılgan olmasına da neden oluyor.

Sermaye neden yetersiz?

Düşük kuruluş sermayesi: KOBİ'ler genellikle sınırlı bir baş­langıç sermayesiyle kurulurlar ve büyümelerini finanse etmek için yabancı kaynağa ihtiyaç duyarlar.

Düşük kârlılık: Bazı KOBİ'ler, rekabetçi piyasa koşulları, değişen ihtiyaç yapısına ayak uydurama­ma veya yetersiz finans yönetimi nedeniyle düşük kârlılıkla çalışır­lar. Bu durum, öz kaynak birikimi­ni engeller.

Kâr dağıtımı: Fakir şirket, zengin oğlan! Bazı işletme sa­hipleri, elde edilen kârın büyük bir kısmını sermayeye eklemek yeri­ne dağıtmayı tercih ediyor. Şirket kazandırdığı paraya kavuşamaz­ken ortak mal mülk sahibi oluyor. Patron ‘in’, şirket ‘out’ yani!

Yüksek enflasyon: Yüksek enflasyon ortamında, işletme­lerin öz kaynakları olduğu yerde erir. Ben neden hep parasızım? İş­letme sermayesi aranıyor!

Alacak tahsilinde sorun: Ala­caklarınızı özellikle kriz dönemle­rinde, zamanında tahsil edemeye­bilirsiniz. Nakit akışını olumsuz etkileyen bu durumdan yaygın ve çeşitlendirilmiş müşteri yapısını kurarak kurtulabilirsiniz. Müşte­rilerde yoğunlaşma yani alacağın bir kaç firmada toplanması, nakit akışını kırılgan yapar.

İrrasyonel yatırımlar: Keş­ke acele etmeseydim! Bazı İş­letmeler yeterli piyasa araştır­ması yapmadan ve gerekli finans­man desteğini sağlamadan kısa vadeli kaynaklarla uzun vadeli yatırımlara girişiyor. Bugünün gelirleri ile yarını alamazsınız, yarının gelirleri için ayrı bir kay­nak sağlamalısınız. Piyasa koşul­larında meydana gelen en ufak kötüleşme nedeniyle nakit akı­şı bozulduğundan, ödeme güçlü­ğüne düşmek kaçınılmaz oluyor. Uzun vadeli kaynak bulmadan geri dönüşü zaman alan sabit ya­tırımlara girişmeyin.

Kötü stok yönetimi: Parayı stoklara bağlayarak aşırı stok yap­mak sermaye açığı yaratır. Yeterli stok yapılmazsa da faaliyetler ak­sar, nakit akışı daha beter bozulur. İyi stok yönetimi hayat kurtarır.

Borç/alacak vade uyumu: Borç vadesi ile alacak vadesini uyumlandıramayan KOBİ'ler, te­darikçilere veya bankalara olan borçlarını zamanında ödemekte zorlanır. Kısa vadeli tedarik sağ­lanıyorsa kısa vadeli de satış yap­malısınız.

Yapan nasıl yapıyor?

Kârın bir kısmını işletmede bırakarak öz kaynakları artı­rabilirsiniz. İşletme faaliyet­lerinden elde edilen varlıkların işletme bünyesinde bırakılması önemlidir. Şirketin tüzel kişiliği­ne saygı şart.

Varlık satışı: Bazı işletmeler piyasaların sıkışık olduğu ve nak­de ihtiyaç duyduğu dönemlerde varlıklarını elden çıkarmaktan imtina eder. Oysa zamanında ve makul fiyatlarla elden çıkarılma­yan bu varlıklar daha sonra icra yoluyla elden çıkarıldığında bü­yük gelir kaybına neden olur. Şir­ketin kazandığını şirket için har­cayın. Fedakarlık zamanı!

Bir de kredi bulabilsek! Kre­dibilite, yıllara yayılmış faaliyet sonuçlarına bakılarak elde edilir ya da kaybedilir. Bir günde kredi­bilitenizi kaybeder ama yıllar geç­se geri kazanamazsınız. İşletme sermayesi ihtiyacını gidermek için varlıklarınızı teminat olarak vermekten kaçınmayın. Orta va­deli krediler sermaye benzeri fi­nansman kaynağıdır. Bankaların hassas olduğu konularda hassas olun:

* Düzgün, düzenli ve dürüst ile­tişim kurun,

* Bilanço kayıtlarında şeffaf olun,

* Net kredi talebi ve geri dönüş projeksiyonu yapın,

* Makul teminat yapısı önerin.

Kaliteli bir finans yönetimi, bankalar nezdinde kredibilite­si yüksek bir firma olunmasını sağlar.

Devlet babalık yapsa! KOS­GEB veri tabanına kayıt olun. KOSGEB destek/kredi program­larını takip edin. Bir gün uygun bir projeyle faizsiz bir kaynağa kavu­şabilirsiniz.

Halka arz yoluyla sermaye: Borsa İstanbul Gelişen İşletme­ler Pazarı (GİP) ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ'lerin) halka arz sonrası borsada işlem görmesini sağlayan özel bir pazar segmentidir. Bu pazar, KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştır­mak ve yatırımcılara farklı yatırım fırsatları sunmak amacıyla kurul­muştur.

Kripto temelli finansman: Kripto para birimleri ve blockc­hain teknolojisi kullanılarak yapı­lan finansman işlemleridir. Kripto para arzları (ICO'lar) ve merkezi­yetsiz finans (DeFi) uygulamala­rı bu alana örnek olarak verilebi­lir. Günümüzde şirketlerin halka açılması ve hisse senedi ihracı gibi klasik yöntemlerin yanında Token arzı gündeme gelmekte ve birçok firma Token arzıyla finansmana kavuşmaktadır. Yatırımcılar ulus­lararası DeFi platformlarına eri­şebilir, kripto paralarını merke­ziyetsiz borsalarda takas edebilir, borç alıp verebilir ve getiri çiftçi­liği gibi aktivitelere katılabilirler.

Bu alandaki faaliyetlerin yasal çerçevesinin henüz tam olarak netleşmediği dikkate alınarak, be­raberinde getirdiği riskler konu­sunda kullanıcıların dikkatli ol­ması çok önemlidir.

KOBİ'lerin finansal sağlığı, hem kendi gelecekleri hem de ülke eko­nomisi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle KOBİ'lerin öz kaynak ve işletme sermayesi yetersizli­ğini giderecek çözümler dikka­te alınmalı, çözümün kaliteli ve şeffaf finans yönetiminde yattığı unutulmamalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar