Kristal kürede 2026 ve belirsizliğin hükümranlığı

UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist - Bankacı

Mürekkebin henüz kurumadığı olayların gölgesinde 2026 küresel ekonomisinin falına bakmak, yüksek belirsizliklerle dolu karmaşık bir denklemi çözmeye benziyor. 2026 küresel ekonomisi, jeopolitik çatışmaların yarattığı enflasyonist ve riskli ortam ile küresel korumacılığın tetiklediği ticaret hacmi daralması arasında sıkışmış bir patikada ilerleyecektir.

Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze'deki işgal, şim­dilik beklemede olan İran-İsrail/ABD gerginliği, Suri­ye'deki istikrarsızlık gibi jeopo­litik krizler, Trump'ın tarife si­lahını kullanma ihtimali ve mi­silleme korkusu ile ABD, Çin ve Avrupa'daki farklı büyüme ve faiz dinamikleri bir araya geldi­ğinde, dünya ekonomisinin rota­sı yoğun bir sis perdesi arkasın­dan görülüyor. Bir de Amerikan hükümet kapanmasının bu be­lirsizlik değirmenine ne kadar su taşıyacağı henüz belli değil. Bu kapanmanın Avrupa Birliği GS­YH’si üzerinde haftalık 2 milyar Euro daralma meydana getire­ceği tahmin ediliyor. Daha önce­ki kapanmanın beş hafta sürdü­ğü göz önüne alınırsa, aynı süre­de bir kapanma 10 milyar euroya patlayacak.

Bir ekonomist, bir meteorolog ve bir borsa analisti bir araya ge­lirler. Hangisinin mesleğinin da­ha zor olduğu konusunda tartı­şırlar.

Meteorolog: Bizim işimiz en zor. Hava durumu tahminleri­mizde yüzde 50 haklı olmak bile büyük başarı.

Borsa Analisti: Hayır, bizim­ki daha zor. Piyasa tahminleri­mizde yüzde 50 haklı olsak bile, o yüzde50'nin ne zaman geleceğini bilemeyiz.

Ekonomist: Beyler, sizin işi­niz kolay! Biz yarın ne olacağını tahmin ettiğimiz gibi, dün neden olmadığını da açıklamak zorun­dayız!

2026 küresel ekonomi görünümü

* Yavaş büyüme ve koruma­cılık tehlikesi: 2026'ya girer­ken küresel ekonominin ana te­ması, ılımlı ve istikrarsız bir bü­yüme yörüngesi olabilir. Birçok analizin işaret ettiği gibi, küresel mal ve hizmet ticaretindeki artış hızının, tarifelerdeki ve koruma­cılıktaki yükselişle birlikte daha da yavaşlaması bekleniyor.

Jeopolitik riskler

* Savaşların sürekliliği: Ukrayna-Rusya ve Gazze'deki çatışmalar, enerji ve gıda fiyatla­rı üzerindeki enflasyonist baskı­yı canlı tutmaya devam edecek. Gazze’de sağlanan ateşkesin ka­lıcı bir barışa dönüşmesi zaman alacak gibi görünüyor. Özellikle Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptı­rımları ve Ortadoğu'daki gerilim, enerji rotalarını ve tedarik zin­cirlerini sürekli bir risk altında bırakıyor. Bu durum, Avrupa'nın büyüme potansiyelini önemli öl­çüde sınırlayan temel faktörler­den biri olarak kalacak.

* Artan savunma harcama­ları: Jeopolitik gerginlikler, ül­kelerin savunma harcamaları­nı artırmasına neden oluyor. Bu harcamalar kısa vadede ekono­miye bir ivme katsa da uzun vade­de kamu borçluluğunu artırabi­lir ve ekonomik büyümeyi farklı alanlardan çekerek sürdürülebi­lirliği zedeleyebilir.

ABD ve Avrupa ayrışması:

* ABD'de faiz dinamikleri: ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimlerine başlama­sı, 2026'da ekonomik aktivite­ye destek olabilir. Ancak bu indi­rimlerin hızı ve miktarı, enflas­yonun gidişatına bağlı kalacak. Faizlerin düşürülmesi, küresel finansal koşulları bir miktar ra­hatlatarak gelişmekte olan piya­salara sermaye akışını artırabilir.

* Avrupa'da düşük büyü­me: Avrupa, enerji bağımlılığı, Ukrayna savaşının etkileri ve ya­pısal sorunlar nedeniyle düşük büyüme tuzağında kalma riskiy­le karşı karşıya. Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimleri bü­yümeyi desteklemeye çalışsa da talepteki zayıflık ve jeopolitik ya­kınlık bu süreci zorlaştırıyor.

Ticaret savaşları ve korumacılık

* Tarife silahı: Trump’ın ta­rife silahını kullanması (veya bu ihtimalin piyasalarda yarattığı belirsizlik), 2026 için en büyük risklerden biri. Çin’in nadir ele­mentlerin ihracına kısıtlama ge­tirmesi ve Trump’ın buna ek yüz­de 100 gümrük vergisi ile karşılık vermesi, bu tür aksiyonların ha­bercisi gibi.

* Ticaret hacmi düşüşü: Kü­resel mal ve hizmet ticaret hacmi artış hızı sert bir düşüş yaşayabi­lir. Bazı analizlere göre, tarifele­rin küresel Gayri Safi Yurtiçi Ha­sıla (GSYİH) büyümesini önemli ölçüde azaltması, dünyayı reses­yon riskine sokabilir.

* Fiyat artışları ve yoksul­luk: Tarifelerin tetiklediği fi­yat artışları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sosyal huzursuz­luğu ve küresel yoksulluğu artır­ma potansiyeline sahip.

Emtia fiyatları ve volatilite

* Petrol: Emtia piyasaları, je­opolitik krizler ile küresel büyü­me görünümünün çelişkili bas­kıları altında kalmaya devam edecek ve yüksek bir volatilite sergileyecektir. Petrol fiyatları, büyük ölçüde Ortadoğu'daki ger­ginliğin tırmanıp tırmanmaya­cağına ve küresel talep büyüme­sine bağlı kalacaktır. Savaşlar fi­yatları yukarı iterken, Avrupa ve Çin'deki zayıf büyüme beklenti­leri fiyatları baskılayabilir. BRI­CS ülkelerinin dolar dışı enerji ticaretine yönelmesi, piyasa di­namiklerinde yapısal değişiklik­lere yol açabilir, ancak kısa vade­de jeopolitik risk priminin etkisi daha güçlü olacaktır. Fiyatların, yüksek jeopolitik risk primi ne­deniyle yüksek bir tabanda kal­ması muhtemel.

* Doğal gaz: Avrupa'nın kış stokları ve Rus gazına alternatif bulma çabaları fiyatları etkileye­cektir. Küresel gaz piyasası, sıvı­laştırılmış doğal gaz (LNG) ya­tırımlarının artmasına rağmen, bölgesel gerilimler nedeniyle hassas kalacaktır.

Sanayi metalleri

* Çelişen dinamikler: Sana­yi metalleri, küresel ekonomik büyüme ile doğrudan ilişkilidir. Ticaret savaşlarının ve düşük bü­yümenin resesyon endişelerini artırdığı senaryoda, bakır ve alü­minyum gibi metallerin fiyatları baskılanabilir. Bakırda ton başı­na 10-11 bin dolar fiyat aralığı ön­görülürken, özellikle alüminyum fiyatlarında 2026 için gerileme bekleniyor.

* Yeşil çevre talebi: Bir yan­dan küresel yeşil geçiş ve enerji dönüşümü (elektrikli araçlar, ye­nilenebilir enerji altyapısı) için artan talep, özellikle bakır gibi ki­lit metaller için alt destek oluş­turacaktır. Bu çelişki, fiyatlar­da keskin dalgalanmalara neden olabilir.

Gıda rakamları

* Hava koşulları ve teda­rik zinciri: Gıda emtiaları, iklim değişikliğinin neden olduğu ha­va koşulları ve Karadeniz bölge­sindeki tedarik zinciri aksaklık­larından doğrudan etkilenecek­tir. Ukrayna'daki çatışmaların tahıl ihracatını sekteye uğratma potansiyeli, fiyat volatilitesini ve gıda güvenliği risklerini yüksek tutmaya devam edecektir.

FAO Gıda Fiyat Endeksi, Tem­muz 2025'te yüzde 1,6 artarak 130,1 puana yükseldi ve Şubat 2023'ten bu yana en yüksek sevi­yesine ulaştı.

Et ve bitkisel yağların fiyatla­rındaki artışlar, tahıllar, süt ve şe­ker maliyetlerindeki düşüşleri dengeledi. Genel olarak, gıda fi­yat endeksi Temmuz 2024'e gö­re yüzde 7,6 daha yüksekti ancak 2022 Mart ayında ulaşılan zirve­nin yüzde 18,8 altında kaldı.

Et fiyatları yüzde 1,2 artarak yeni bir rekor seviyeye ulaştı, bu artışın temel nedeni daha yüksek sığır eti ve koyun eti fiyatları ile birlikte kümes hayvanı eti teklif­lerinde hafif bir artıştı.

Ayrıca bitkisel yağ fiyatları, palm yağı, soya ve ayçiçeği yağla­rı için daha yüksek teklifler nede­niyle yüzde 7,1 artarak üç yılın en yüksek seviyesine sıçradı ve ka­nola yağındaki düşüşü fazlasıyla telafi etti.

Altın fiyatı tahminleri (Ons/Dolar)

Altın için, birçok büyük banka ve analist, 2026'ya doğru fiyatla­rın yükselişini sürdüreceği yö­nünde görüş bildiriyor. Tahmin­ler, ons başına 2 bin 500'den 5 bin dolara kadar geniş bir aralıkta da­ğılmakta.

Deutsche Bank: 4 bin dolar (ortalama)

J.P. Morgan: 4-4 bin 150 dolar

Goldman Sachs: 5 bin dolar

UBS: 3 bin 700 dolar ve üzeri

Biz de jeopolitik gelişmelere öncülük vererek, 4-5 bin dolarlık fiyat aralığında hareket edeceği­ni düşünüyoruz.

Gümüş fiyatı tahminleri

Gümüş, hem güvenli liman varlığı hem de endüstriyel metal (özellikle fotovoltaik, elektronik gibi alanlarda) olarak talep gör­mesi nedeniyle analistlerin dik­katini çekiyor. Tahminler, ons ba­şına 33 dolardan 50 dolara ye ka­dar değişiklik gösteriyor.

Deutsche Bank: 45 dolar (or­talama)

Citigroup: 43 dolar (6-12 ay sonrası)

UBS: 42 dolar (2026 ortasına kadar)

WisdomTree: 45 dolar (An­cak bu seviyeye yükselmeden ön­ce geçici bir geri çekilme olabile­ceği uyarısı da yapılıyor. )

HSBC: 34 dolar (Daha temkinli bir tahminde bulunarak arz topar­lanması ve talepteki normalleşme potansiyeline dikkat çekiyor. )

Biz de bugünlerde 50 doları bu­lan fiyatı, jeopolitik gelişmeler ve endüstriyel talebi dikkate alarak, 60 dolara kadar yükselebilece­ğini düşünüyoruz. Ancak hiçbir emtianın değeri sürekli artmaz. Kâr realizasyonları mutlaka ola­cak, bazı dönemlerde inişler gö­rülecektir.

Dikkate alınması gereken öngörüler:

* Altın/gümüş rasyosu: Bazı analistler, 2026'da gümüşün al­tından daha iyi performans gös­terebileceğini ve altın/gümüş rasyosunun düşeceğini öngörü­yor.

* Küresel belirsizlik ve faiz politikaları: Hem altın hem de gümüş için jeopolitik riskler, enf­lasyon endişeleri ve ABD Merkez Bankası'nın faiz indirimi beklen­tileri önemli itici güçler olarak belirtiliyor. Faiz indirimlerinin altını ve gümüşü desteklemesi bekleniyor.

* Endüstriyel talep: Gümüş için özellikle yeşil enerji tekno­lojilerinde (fotovoltaik paneller gibi) artan endüstriyel talep, fi­yatları yukarı çekebilecek kritik bir faktör.

Yatırım stratejinizi belirler­ken en çok hangi faktörün (ör­neğin, jeopolitik riskler mi yok­sa endüstriyel talep mi) fiyatları etkileyeceğini düşünmek büyük önem arz ediyor.

Ülkemizdeki kur faiz dengesi

Ekim 2025 itibarıyla 2024 yıl­sonuna göre dolarda yüzde 20, euro da yüzde 29’luk bir artış meydana gelmiş olup, 2025 yılso­nu itibarıyla doların 45 lira, euro­nun da 50 lira civarında olması beklenmektedir.

Kura duyarlı, ithalata dayalı üretim modeline sahip olan ül­kemizde kur çok önemli bir ma­liyet ve enflasyon unsurudur. Do­layısıyla 2026 enflasyon hede­fi de dikkate alınarak, 2026 yılı için kurlarda en fazla yüzde 20- 25 bandında bir artış bekliyoruz.

Politika faizi düşüşleri devam edecek, ancak enflasyon direnci devam ettiğinden, bugün yüzde 40.50 olan oranın en fazla yüzde 20-25 bandına çekilebileceğini tahmin ediyoruz.

Belirsizliğin hükümranlığı

2026 küresel ekonomisi, jeopo­litik çatışmaların yarattığı enf­lasyonist ve riskli ortam ile kü­resel korumacılığın tetiklediği ticaret hacmi daralması arasın­da sıkışmış bir patikada ilerleye­cektir.

ABD'de faizlerin düşürülme­si bir miktar finansal rahatlama getirse de Avrupa'daki düşük bü­yüme ve ticaret savaşları riski, iyimserliği sınırlayacaktır.

Emtia fiyatları, savaş riskinin primini korurken, küresel büyü­medeki yavaşlamanın baskısıyla karşılaşacak ve yeşil teknolojile­re geçişin yarattığı yapısal talep tarafından desteklenecektir.

Yatırımcılar ve politika yapıcı­lar için 2026, hızlı adapte olmayı ve beklenmedik şoklara karşı da­yanıklılığı en öncelikli hale geti­renlerin kazandığı bir yıl olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar