Krizde hayatta kalma rehberi: Enflasyonist ortamda 10 kusurlu hareket!
Uğur GÜNDÜZ/ Ekonomist - Bankacı
Enflasyon! Ekonomi dünyasının her şeyi yavaş yavaş ya da bazen hiç de yavaş olmayan bir şekilde daha pahalı hale getiren acımasız misafiri. Enflasyonist bir ortamda şirket yöneticisi olmak, bir yandan ip cambazlığı yaparken bir yandan da omuzlarınıza konulan ağırlığın onu düşürmesini engellemeye çalışmak gibidir.
Peki, bu cambazlığı yaparken hangi adımlardan kaçınmak gerekir?
İşte size 10 yanlış adım kılavuzu:
1 . “Du bakali ne olcek?”
Enflasyon yükselirken "Aman canım, birazdan iner” diye arkanıza yaslanmak, kış ortasında "Nasılsa yaz gelir" deyip montu fırlatmakla aynı şeydir. Sonuç? Üşürsünüz. Yani şirketiniz zarar eder.
2. Likit kal ama pinti olma!
Nakit akışını korumak önemlidir, lakin her türlü yatırımı ve harcamayı "enflasyon var" diye kesmek, susuz kalmamak için musluğu tamamen kapatmaya benzer.
Stratejik yatırımlar yapılmaz, fırsatlar değerlendirilmezse rekabette geri kalırsınız. Unutmayın, pintilik çoğu zaman daha pahalıya patlar.
3. Değişken faizli kredilere göz kırpmak
Enflasyonist ortamda faizler yükselir.
“Aman kredi kullanıp köşeye para koyayım” diye sürecin başında kredilere balıklama atlamak, gelecekteki olası faiz artışlarının sizi gafil avlamasına yol açar. Faiz yükü bir anda Gulyabani gibi üzerinize çökebilir.
Nakit sıkışıklığınızı gidermek için kullanılan şartları ağır, yüksek maliyetli kredi sizi zor durumdan kurtarmaz, daha yüksek borçla daha zor duruma sokar.
4. “Nasılsa değerlenir" diye stokçuluk
Enflasyon var diye depoyu tıka basa mal doldurmak cazip gelebilir. "Nasılsa fiyatlar artacak" diye düşünmek, kışlık erzak alayım derken bütün evi konserveyle doldurmaya benzer. Oysa talep kısıcı politikalar nedeniyle talep düşebilir, ürünlerin modası geçebilir, depolama maliyetleri artabilir.
Sonuç? Elde patlayan bir depo dolusu mal.
5. Çalışanları enflasyona karşı yalnız bırakmak
Fiyatlar yükselirken çalışanların maaşlarını “işler kötü, bu maaşa dua edin” diyerek artırmamak, “Siz bu enflasyon canavarıyla kendi başınıza savaşın" demektir.
Motivasyon düşer, suistimal artar, liyakatli insanlar kaçar. Daha yüksek maliyetli eleman peşinde koşarsınız. Mutlu çalışan, daha verimli iş ve daha az işten ayrılma maliyeti demektir.
6. Uzun vadeli sözleşmelere güvenmek
Sabit fiyatlı, uzun vadeli sözleşmeler enflasyonist ortamda risklidir. Tedarikçiniz bir süre sonra "Kusura bakmayın ama bu fiyatlara artık malzeme yok" diyebilir. Sözleşmeleri esnek tutmak, enflasyon ayarlamaları eklemek akıllıca olacaktır. Aksi takdirde, "Ama sözleşmem var" diye diretmek, gemi batarken "Biletim var" diye bağırmaya benzer.
7. Tek bir tedarikçiyle çalışmak
Enflasyonist ortamda tedarik zincirleri aksayabilir, fiyatlar aniden değişebilir. Tek bir tedarikçiye bağımlı olmak, bütün yumurtaları tek sepete koymak gibidir. Sepet düşerse...
8. Teknolojiyi ve verimliliği ihmal etmek
Teknolojiye yatırım yapmak, süreçleri otomatikleştirmek ve verimliliği artırmak, artan maliyetlerle başa çıkmanın en akıllıca yollarından biridir.
9. Risk yönetimini önemsememek
Enflasyon belirsizliği artırır. Risk yönetimi stratejilerini göz ardı etmek, fırtınalı denizde dümensiz gemi kullanmaya benzer. Kur dalgalanmaları, faiz değişiklikleri, talep düşüşleri gibi risklere karşı hazırlıklı olmak için sık sık stres testleri yapmak hayati önem taşır.
10. Kendi içine kapanmak
Enflasyonist ortamda paydaşlarla (çalışanlar, müşteriler, yatırımcılar) açık ve dürüst iletişim kurmamak, dedikoduların ve yanlış anlaşılmaların yayılmasına neden olur.
Herkes ne olup bittiğini bilirse, zorluklarla daha kolay başa çıkılabilir. İletişim kurmamak çoğu zaman yanlış anlaşılmaya davetiye çıkarmaktır. İletişim firmayı kurtarırken, söylentiler batırır.
Sonuç olarak; enflasyonist ortam bir panik odası değildir.
Sakin kalmak, stratejik düşünmek ve bu komik hatalardan kaçınmak, şirketinizin bu zorlu dönemi en az hasarla atlatmasını sağlayacaktır.
Enflasyon canavarıyla dans etmek zordur ama doğru adımlarla pistin kralı olursunuz.