Maliye politikası ile para politikasına destek…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Enflasyonla mücadelede maliye politikalarının da etkin kullanılacağı konuşuluyor…
Vergisel desteklerle mikro sektörlerin harekete geçirilmesi, bu yolla üretimin artırılması, arz talep dengesinin sağlanması ve fiyatların aşağı çekilmesi öngörülüyor…
Kamu borcunun milli hasılaya oranı ve bütçe dengesine bakılarak maliyenin güçlü olduğu ve bu nedenle mikro üreticilere ‘vergisel destek’ verebileceği vurgulanıyor.
* * *
Kamu borcunun milli hasılaya oranına bakıldığında, doğrudur, maliyemiz birçok ülke maliyesinden güçlüdür…
OECD ülkeleri ortalaması yüzde 111…
AB ülkeleri ortalaması yüzde 86…
Gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 49…
Bizde ise yüzde 28 civarında…
Ancak…
Kamu borcu oranları diğer ülkeler için de rezervler, milli paranın işlevi, üretim şartları, piyasa hakimiyeti, hammadde zenginliği, stratejik ve coğrafik avantajlar, iç ve dış siyasi politikalar gibi parametrelere bakıldıktan sonra değerlendirildiği için, bu oran ülkenin ekonomik durumuna ‘tek açı’dan ışık tutuyor.
* * *
Maliye tarafımızın güçlülüğünün sürdürülebilirliği için temelde üretmemiz, kayıt altında üretmemiz, ürettiğimizden para kazanıp tasarruf yapabilmemiz, o tasarruflarla yatırımları büyütebilmemiz ve bu süreçte de vergimizi düzenli olarak ödeyebilmemiz gerekiyor.
* * *
Üreticilerimize ya da üretime karar verebilenlerimize bu süreci sağlayabiliyor muyuz?
5 yıl sonrasını görebilmelerini sağlayacak temeli atabiliyor muyuz?
Örneğin tarım…
“Verimli topraklarımızın büyüklüğü ne kadar?”, belli değil…
“İşlediğimiz topraklarımız da ne kadar su, gübre, elektrik, mazot kullanıyoruz?”, belli değil…
Su, gübre gibi girdileri toprağın istediğinden daha fazla kullanıp, kısıtlı toprağımıza nasıl zararlar verdiğimiz, verimliliği nasıl olumsuz etkilediğimiz de belli değil…
Ve, “Ne kadar buğday, ceviz, incir, büyükbaş, küçükbaş üretiyoruz?” o da belli değil…
Ve, Verilen teşviklerin, desteklerin ne olduğu/olacağı belli değil…
Ve, bu nedenlerle aldığımız/alacağımız/alabileceğimiz vergi toplamı da belli değil…
“Bu alanlarda ne kadar kayıt dışı var?”, “Haksız rekabet nedeniyle gerçek üreticilerin ne kadarı zor durumda? Ne kadarı bu nedenle üretimden vazgeçti?” gibi soruların yanıtları da belli değil…
Ve, “Bu nedenlerle kimyası bozulan üreticilerimiz, finansal işlerle uğraşmaktan verimlilik, Ar-Ge gibi alanlara yönlenebiliyor mu?” o da belli değil.
* * *
Belli olan…
Bu fotoğraf sayesinde oluşan/oluşabilecek bütçe açığı, sermaye yetersizliği, yüksek kur, yüksek enflasyon, yüksek faiz, cari açık, işsizlik, yatırımsızlık, üretimsizlik ve dışa bağımlılık…
* * *
Tekstilden inşaata, tarımdan akaryakıta kadar ekonomimizi sürükleyen sektörlerde verimliliği artırmak ve kayıt altına almak için ilgili bakanlıkların ‘somut çalışmalar’ başlatacağı yönünde duyumlarımız artıyor.
Yabancı şirket ve fonların, fiyatı düşen Türk şirketlerine odaklanmaya başladığına yönelik duyumlar da artıyor.
Değerlerimizin yerli sermaye sahipliğinde kalması için, çalışma aşamasından uygulama aşamasına geçmemiz, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın dün vurguladığı gibi, maliye politikası, para politikası ve diğer ekonomik politikaları uyum içinde sürdürmemiz gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vesile… 04 Mart 2024