Marka ve arayışlar

Semih YALMAN
Semih YALMAN BUGÜN MARKANIZA BİR BAKIN semih.yalman@dunya.com

 

Aramak? Aramak! Aramak, aramak... Sonuçta doğumdan ölüme giden bazıları için döngü, bazıları için düzlem, bazıları için yokuş tek yaptığımız şey özünde aramak. Bazen arzularımız, kendimizi, parayı, aşkı, özgürlüğü, işi, eşi, çocukluğu elbet bulacağım, bir gün ah, vah diyerek arıyoruz. Hatta hızımızı alamayıp arama konferansları icat ediyor, yoga kamplarına gidiyor, beyin fırtınaları yapıyor, ekip ile toplanıyor, aynada konuşuyor ve hep arıyoruz.

Peki, neyi, neden, nasıl, niçin derken ararken geçen zamanı hiç hesap etmeye çalıştınız mı? Bazılarımızın uykuda da aradığını düşünecek olursak herhalde rakam vahim bir yüzdedir diye düşünüyorum.

Bu arama hali bizim ile beraber çalıştığımız, kurduğumuz kurum, grup, aile, ilişkilere de geçiyor, buralarda kelebek efekti misali maksimize oluyor ve bu sefer topluca aramaya devam ediyoruz.
Peki aramasak? Öylece dursak? Bu sizi ürküttü değil mi? Sanki dünya dönmeyi bıraktı ve yer çekimi kayboldu ve uzayın boşluğuna savrulduk adeta. Aramama hali... Bir başka deyişle kaybetmeme... Düşünün ki arayacak bir şeyiniz, hatta kendiniz bile yok? Nasıl? Halen ürkütücü değil mi? Banka hesabınız ya da değerli bir eşyanız hatta sevgiliniz bile gelmiş olabilir aklınıza.
Aramasak? Şablonu kırsak? Okula git. TV seyret, arkadaşlara bak, kendine hayat listesi yap, olmak için almaya başla, borçlan, daha da eşyan olsun, ama yetmedi daha çok almak için para ara, para için unvan peşinde koş, koşarken uygun iş ara, işi ararken vücut saatin gereği aşk ara ki çocuk yap, sonra çocuğa gece saati süt ara, süt ararken paran bitsin bankamatik ara...
Aramasak? Her yeni sene yeni bir kampanya için fikir aramasak? Yeni marka isimleri aramasak? Yeni satış alanları aramasak? Yeniyi aramasak? Ama evrim? Bilim? Keşifler? İlerleme? Aramasak halimiz ne olur? Ekonomi? İdeoloji? Kalıplar? Yeni kalıplar? Ne konuşacağız sonra?
İnsan dışındaki canlılar arıyor mu? Yemek, polen, eş, yayılacak alan, sarılacak ağaç, konacak dal, eşeleyecek toprak.

Ya Semih ne saçmalıyorsun bak bu arayış hali doğada ki her canlıda var! Var olmasına var ancak her arayış eylemi beraberinde bir fayda ve büyük döngüye bir katkı sağlarken bu zincirin bizim arayışlarımız neresinde diye sorasım geliyor o zaman.

Hatta bu soruyu bireylerden fazla bireyleri bir bayrak altında toplayan kurumlara daha fazla sorasım geliyor. Sonrada boş ideolojileri bir kenara bırakıp halkına doğa ile iç içe insanca yaşam imkanı veren ülkeleri gördükçe bunun aksini izlediğim ülkelere sorasım geliyor. Sonrada afetler, savaşlar ile bitap düşmüş ülkelere, şehirlere yapılan yardımlar sonrası halen müşkül durumda bırakılanlara bakıp kendi localarında rahatça oturan kardeş insanlara sorasım geliyor. Sonrada çocuklara şablonlar ile korku yükleyen ve onları özlerinden uzaklaştıran ailelere sorasım geliyor. Ben vezir oldum misali tahtının unvanına kapılıp kendini hepten kaybedenlere daha da bir sorasım geliyor.

Neyi arıyoruz?
Cevap özünü, çağdaşı, tanrıyı, biri, insanı, doğayı, bilimi, içeriği, doğruyu ise devam.
Cevap egoyu, parayı, unvanı, nitelik ve niceliği, hırsı, ihtirası, zenginliği ise dur.
Aradıklarına bugün bir daha bak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Marka ve sorumluluk 04 Mayıs 2012
Marka ve sosyal girişim 27 Nisan 2012
Marka ve kalite 20 Nisan 2012
Marka ve Fast-Fashion 13 Nisan 2012
Marka ve öncelikler 23 Mart 2012
Marka ve patates cipsi 16 Mart 2012
Marka ve saygı 01 Mart 2012