Marka ve sosyal girişim

Gelecekten bahsediyoruz. Hatta çoğu kez anda yaşamayıp gelecekte olmayı tercih ediyoruz. Ancak gelecek için ne yapıyoruz?

Çocuklarımızı birer yarış atı gibi sınava hazırlayıp, onları şablonlara, kalıplara sokup, anaokulunda %98'lerde olan hayal etme kapasitelerini üniversite yıllarına gelince %2'lere indirirken, sosyal girişim, sosyal inovasyon gibi konuları ötelerken, gülmeyen, andan mutlu olamayan, eğlenmeyen bir gelecek hazırlıyoruz.

Hal buyken bu süreçten rahatsız olanlar, bireysel inisiyatif alanlar ile karşılaşmak tek tük de olsa mutluluk verici; onların sihirli dokunuşlarına bir nebze destek olabilmek adına yazıyorum bugün:

CKFA ve 23 Nisan Uluslararası Futbol Şenliği

CKFA İstanbul Enka Okulları'nda okuyan 8 öğrencinin futbola olan tutkuları doğrultusunda spor hocaları Cevat Köprübaşı ve velileri işbirliği ile 2011 yılında doğan amatör bir futbol akademisi. Velilerden Selin Kibar Bayar akademinin gönüllü olarak başkanlığına soyunmuş. Akademi futbolu bir vesile olarak görmekte ve daha çok çocukların arkadaşlık, özgüven, uluslararası tanışıklık, farkındalık gibi konulara odaklanmasını hedeflemekte. Çocukların idolü ve akademinin antrenörü Cevat Köprübaşı olayı bir seçilme, yarış şeklinden uzaklaştırıp futbolun birleştirici nüanslarına temas ederek öğrencilerinin gelişim çağlarına daha yapıcı bir bakış açısı ile girmelerini hedeflemekte.

CKFA vizyon olarak kendilerine 23 Nisan Futbol Turnuvaları'nı uluslararası bir çocuk spor şenliğine dönüştürmek olarak belirlerken bir yandan da bu akademiye katılmak için sırada bekleyen 18 çocuğu da bünyeye alarak genişlemeyi, çocukların hali hazırda katıldıkları uluslar arası turnuva ve kamp aktivitelerine devam etmeleri gibi faaliyetlerini sürdürmeyi hedeflemekte. Henüz süreklilik arz eden sponsorları olmamasına rağmen velilerin destekleri ile birçok güzel inisiyatife imza atmaya devam ediyorlar. 23 Nisan'da ilkini gerçekleştirdikleri CKFA Cup adlı uluslararası turnuvaya İstanbul, İzmir, Cambridge gibi şehirlerin dışında Van ilimizden de bir takımın gelmesini oyuncu aile destekleri ile mümkün kılmışlar. Turnuva ayrıca şampiyon olan Çetinkaya Kıbrıs takımı ile FIFA'nın haksızca koyup işlettiği uluslararası futbol turnuvalarına katılma yasağı olan KKTC için başka bir sevinç kaynağı olmuştur.

Bir anne ve spor öğretmeninin omuz omuza vererek 1 sene gibi kısa bir zamanda 8 öğrenciden bir uluslararası futbol turnuvası yapar haline gelen bir akademi oluşumuna gidilebilmesi örnek teşkil eden bir sosyal girişim. Benim merak ettiğim markaların dönüp bu gibi oluşumları neden başlatmıyor yada duyduktan sonra desteklemiyoruz düşünmüyor olmaları. Merak ediyorum onca konu dururken futbol takımlarına, statlara destek olan, tonlarca reklam parası harcayan markalar bu miniklerin neden yanında olmuyorlar? Yada oluyorlar ise neden medya yeterince bu girişimleri gündeme taşımıyor?

Şimdi bana yarın bazı markaların kurumsal iletişim direktörleri telefon edip yaptıklarını ajansları kanalları ile anlatmaya kalkacaklar. Konu yaptıkları değil, görmedikleri, duymadıkları, başlatmadıklarıÖ Bu ülkede daha çok destek bekleyen Selin hanımlar, Cevat hocalar varÖ Bana edecekleri telefonu ya da atacakları e-maili S.bayar@pekin.com.tr atarak nasıl destek olabileceklerini sorsunlar. http://www.ckfutbolakademisi.com/ bu sitedeki sponsor alanları halen boş.

Genç Kagider

Üniversite üniversite dolaşıyor ve kadının toplumdaki farkındalığının, gücünün, kutsallığının, özelliğinin, gururunun altını çizen bir paneller zincir başlatmış Genç Kagider. Canlı örnekler ile girişimcilik, sosyal dayanışma, farkındalık gibi birçok konuya işaret ederken üniversite öğrencileri ile bir araya getirmekteler gönüllü konuşmacıları. İşin ilginç tarafı anlatanların %99'nun kadın olan bu panellerin dinleyicileri hem kadın hem de erkek öğrenciler.  JP Morgan- Chase uluslararası bir kuruluş ve girişimin ana sponsoru. İlginç olan neden birçok Türk markanın bu konuya el atıp daha da yaygın hale gelmesini desteklemiyor oluşları. Evet, kahve dünyası gibi markalar konuya ufak destekler veriyorlar ancak beklerdim ki böylesi %50'si 30 yaş altında olup kadın erkek oranının yarı yarıya olduğu bir toplumda markalar geleceklerine yatırım yapsınlar.

Asırlar evvel bronzun keşfiyle erkek savaşmaya başlıyor. Kadın bastırılarak erkek tarafından domine edilmiş. Kadın potansiyelinin çok altında kalırken kendi kutsallığında unutmuş. Hâlbuki Allah yaratma gücünü tek paylaştığı varlık kadın. Sonrasında kadın hakları için uğraş vermiş. Hatta kendi özelini bir kenara bırakarak kendinin dışına çıkarak erkeği taklit etmiş. Eril ve dişil dengesi alt üst olmuş. Kadının konumlaması hususunda kendi yargı sistemi dâhil çelişkiler oluşmuş.
Ancak korku toplumundan sevgi toplumuna geçişte çok önemli bir görev üstlenmiş olan kadının kendi özüne inerek, kutsal yapısını farkında olarak, herhangi bir pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olmadan var olabilmesi şart. Sonuçta erkeği de yetiştiren ve bu noktaya gelmesinde pay sahibi olan kadın ve bunu değiştirecek olanda kadın olacak. Kadın öncelikle kendi potansiyelini ortaya çıkartırken, kullandığı ikilem yaratacak terminolojileri de değiştirmesi gerekiyor. Evdeki çalışan yardımcıya kadın şeklinde hitap etmeyerek başlayabilir işe. Hatta erkeğinde kendi içindeki dişi ile barışmasını sağlayacak da yine kadının ta kendisi. Sonuçta dengenin, sağlıklı gelecek nesillerin anahtarı kadının özünde ve bunun toplumda aktif olabilmesinde. Genç Kagider işte böyle bir farkındalığın tohumlarını ekiyor.  Sizce bunca paranın harcandığı ve birbirinin benzeri olan etkinlik, gazeteci ağırlama ya da reklam paralarından daha önemli bir marka yatırımı olmaz mı Genç Kadire yapılacak olan destek?

Evet, gelecekten bahsetmek, ahkâm kesmek egomuzu besleyen boş entellektüelism. Bunu dolu hale getirmek, geleceği sağlıklı bir şekilde tasarlamak bizlerin elinde. Bunun yolu da kadın ve çocuğa yapılması gereken yatırımdan geçiyor. Bu ne para yönetimi ile ne şiddete maruz kalan kadına erkeğe verileceğe yerde şiddet eğitimi vermek ile ne de yarış atı gibi test çözerek olur. Bu çoklu ve sürekli fonlanacak sosyal girişimler ile olur.
Bugün geleceğinize bir bakın.